Patronlara "Evde Oturma Vergisi" şoku
Hemen telaşa kapılmayın, ülkemizde “evde oturma vergisi” diye bir vergi bulunmuyor. Hiç kimseden de neden evde oturuyorsun diye bir vergi alınmıyor çok şükür!
Bu vergi, şirkete ait konutlarda bedelsiz (kirasız) oturan patron ve şirket ortakları ile ilgili. Şirket ortakları, şirkete ait konutlarda oturdukları halde kira ödemesi yapmıyorlar, şirketler de bu konutları bedelsiz kullanan ortaklarına fatura düzenlemiyor ve KDV hesaplamıyorlar.
Olay ne?
Ülkemizdeki şirketlerin büyük bir kısmı aile şirketi. Bu nedenle de, şirket patronları veya ortakları, ortağı oldukları şirketler ile kendileri arasında herhangi bir fark görmüyor, şirkete ait para, gayrimenkul vb. kıymetleri istedikleri gibi kullanabileceklerini düşünüyorlar.
İşte, en büyük yanılgıda burada başlıyor!
Bu anlayışın en tipik örneklerinden birisi de, şirket patronu veya ortaklarının şirkete ait konutlarda kirasız olarak oturmaları. Bu, maalesef uygulamada sıkça karşılaşılan bir durum. Şirket patronu veya ortakları, şirketin sahibi olmaları nedeniyle şirkete ait konutun da sahibi olduklarını ve kendi konutları için kira ödememeleri gerektiğini düşünüyorlar. Bu konuda ikna edilmeleri de oldukça zor!
Vergi mevzuatımıza göre, şirketlere ait konutların patron veya ortakların kullanımına bedelsiz sunulması ile 3. kişilere kiralanması arasında herhangi bir fark bulunmuyor. Her ikisi de vergiye tabi bulunuyor.
Şirketler, aktiflerine kayıtlı konutları ortaklarına bedelsiz olarak kullandırmak suretiyle kurumlar vergisi ve KDV kaybına neden oluyorlar. Maliye tarafından tespit edildiği takdirde, bunun ciddi yaptırımı ve cezası var!..
Şirket Ayrı, Patron ve Ortaklar Ayrı!
Türk Ticaret Kanununa göre şirketlerin sahiplerinden ve ortaklarından ayrı kendi tüzel kişilikleri var. Gerek TTK açısından gerekse vergi mevzuatı açısından şirketler ve ortaklar ayrı ayrı değerlendiriliyorlar. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda özellikle aile şirketlerinde bu hususun artık patronlar ve şirket ortakları tarafından da kabul edilmesi gerekiyor.
Şirketler açısından mal ve hizmet alım - satımı, kiralama, ödünç alıp verme vb. işlemlerinin ortaklarla veya 3. şahıslarla yapılması arasında herhangi bir fark bulunmuyor! Her ikisi de, şirketler açısında ticari bir iş niteliğinde.
Her İkisi de Vergiye Tabi
Şirket aktifine kayıtlı konutların 3. kişilere kiralanması işlemi, ticari faaliyet kapsamında kurumlar vergisi ve KDV’ye tabi bulunuyor. Bu şekilde yapılan kiralama işlemleri nedeniyle tahakkuk ettirilen kira bedelleri kurum kazancına dahil edilerek kurumlar vergisine tabi tutuluyor, ayrıca kira bedelleri üzerinden yüzde 18 KDV hesaplanıyor.
Konutların ortaklara kiraya verilmesi halinde de, durum değişmiyor, kira tutarları üzerinden aylık dönemler itibariyle ortaklar adına fatura düzenlenmesi ve yüzde 18 KDV hesaplanması gerekiyor. Yalnız burada, ortaklar için belirlenen kira tutarının 3. Şahıslar için tespit edilen kira tutarından düşük veya yüksek olmamasına özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü, her iki durum da, transfer fiyatlandırması yönünden sorgulanabilir ki, bu da ciddi bir konu (KVK Mad.13).
Ortağa Konut Kiralaması Vergi İncelemelerinde İlk Bakılan Konular Arasında
Şirkete ait konutların bedelli veya bedelsiz olarak patron veya şirket ortaklarının kullanımına bırakılıp bırakılmadığı hususu Maliye tarafından yapılan vergi incelemelerinde ilk bakılan konular arasında yer alıyor.
Bu konu, Maliye’nin risk yönetim sisteminde tanımladığı önemli risk kalemleri arasında yer alıyor!
Tespiti Halinde Ciddi Vergi Tarhiyatları Yapılıyor
Vergi Müfettişleri, inceleme yaptıkları şirketlerde, şirkete kayıtlı konut varsa, bunların patron ve/veya şirket ortaklarının kullanımına tahsis edilip edilmediğini araştırıyor. Böyle bir durum varsa kira alınıp alınmadığını, kira için fatura düzenlenip düzenlenmediğini ve kira tutarının o bölgedeki emsal kiralara göre uygun olup olmadığını sorguluyor. Kira alınıyorsa, faturası düzenleniyorsa ve kira bedeli emsaline göre uygunsa herhangi bir işlem yapılmıyor.
Ancak, kira alınmıyorsa ya da kira bedeli düşükse, emsal kira bedeli tespit ediliyor, belirlenen kira bedeli üzerinden vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve KDV tarhiyatı yapılıyor. Kira bedeli yüksekse, bu defa da transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı yapılıp yapılmadığına bakılıyor, buna göre de gerekli işlemler yapılıyor.
Aman Dikkat, Bedelsiz Oturacağım Diye Ciddi Cezalarla Karşı Karşıya Kalmayın
Şirkete ait konutları kullanan patron ve şirket ortaklarının, bu konutları bedelsiz olarak kullanamayacakları hususuna dikkat etmelerinde fayda var. Çünkü, vergi mevzuatı yönünden şirketlerin bu konutları patron veya şirket ortaklarına bedelsiz kullandırmaları mümkün olmadığı gibi, patron ve şirket ortaklarının da bu konutları bedelsiz olarak kullanmaları mümkün bulunmuyor. Bunun için emsal kira bedelinin tespit edilerek, bu kira bedeli, üzerinden ortaklara kiraya verilmesi ve her ay kira faturası düzenlenerek KDV hesaplanması gerekiyor.
Bu konutların ortaklara bedelsiz olarak kullandırıldığının tespit edilmesi halinde ise aşağıdaki işlemler yapılıyor:
1) Konutun emsal kira bedeli tespit ediliyor.
2) Emsal kira bedeli üzerinden aylık dönemler halinde vergi ziyaı cezalı KDV tarhiyatı yapılıyor.
3) Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı kapsamında yıllık kira bedeli şirketin kurumlar vergisi beyanına dahil edilerek, fark matrah üzerinden vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatı yapılıyor.
4) Örtülü kazanç dağıtımı yapıldığı kabul edilen yılın son günü itibariyle kâr payı dağıtılmış sayılıyor, bu kâr payı üzerinden de yüzde 15 vergi kesintisi (stopaj) ve vergi ziyaı cezası isteniyor.
5) Dağıtıldığı varsayılan kâr payının yarısı, yasada belirtilen sınırı (2021 yılında 53.000 TL) aşıyorsa, gerçek kişi ortak tarafından “kâr payı” geliri olarak beyan edilmesi isteniliyor.
6) Aylık dönemler halinde düzenlenmeyen her fatura için özeş usulsüzlük cezası kesiliyor.
Bu konuda pabuç oldukça pahalı, şirket patronlarını ve ortaklarını uyarmakta fayda var. Aksi halde, ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalınma ihtimali oldukça yüksek.
Aman dikkat!