Paranın dördüncü özelliği
Ekonominin doğası gerek pozitif bilimlere oranla daha az sayıda değişmez doğrulara sahip olmasına rağmen daha çok sorgulanmayan inanışlara sahip bir bilim dalı (gerçekten bir bilim dalı olup olmadığı da tartışmalı) olduğunu düşünüyorum. Kısmi bankacılık sistem, para basma, işsizlik enflasyon ilişkisi gibi bazı konularda katı inanışlar düzenli olarak hatalı çıkarımlara neden olsa da korunmaya devam ediliyor. Paranın 3 fonksiyonu da önümüzdeki dönemde “batıl” bir inanış haline dönmeye aday görünüyor. Bu üç fonksiyonu tekrar hatırlatmam gerekirse; değişim aracı, değer ölçüsü ve tasarruf aracıdır. Gerçekten de geride bıraktığımız yüz yıllar boyunca bu özelliklerinin, bazen farklı oranlarda olsa da yerine getirmiştir. Bugün ise bir dördüncü özelliği daha yüklediğini düşünüyorum. Para ve veri veya veri kaydı arasındaki ilişki giderek kuvvetleniyor.
İkisi giderek ayrıştırılması zor hale geliyor. Sanırım bu tezimi açmam gerekecek. Bugün kağıt para ile alışveriş yaptığınızda girdiğiniz bakkalın (mahalle bakkalınız değil de herhangi bir bakkal) size yönelik elde ettiği bilgiler büyük ölçüde yaşınız, cinsiyetiniz, görünümünüz ve aldığınız ürün ile sınırlı. Dahası veresiye defterinde bir kaydınız yoksa bakkal amca sizin bu özelliklerinizi yani veriyi kayıt altına almakla da ilgilenmiyor. Bir ay sonra aynı sokağa yolunuz düştüğünde yeniden bakkala girerseniz aranızda bir “yakınlık” söz konusu olmayacaktır. Ancak aynı işlemi kredi kartı ile yaptığınızda size “ultrasüper puan” kartı veren marketiniz ve kredi kartı şirketiniz adınız soyadınızdan başlayarak TCN gibi resmi bilgilerinizden tüketim alışkanlıklarınızdan siyasi eğilimlerinize ve hatta biraz detaylı analiz ederlerse sağlık durumunuza kadar tüm bilgilerinizi kayıt altına almış olacaklar. Ve bir sonraki işleminiz başka bir şehirde bile gerçekleşse sizi tanıyacaklar. Bu kez kağıt para ile yapılan işlemde bulunmayan bir başka dinamik devreye girdi. Para artık bir kayıt fonksiyonu olarak da görev yapmaya başladı.
Cari sistemde hala “eski” yani kayıt özelliği olmayan kağıt para ile “yeni” yani kayıt özelliğine sahip para bir arada yaşıyor. Ancak merkez bankalarının dijital paraya geçmesi ve akabinde kağıt parayı ortadan kaldırması durumunda artık paranın 3 değil 4 fonksiyonu olacak ve veri ile para eş zamanlı hareket edecek. Tıpkı kağıt para gibi aslında altın da bu tip bir kayıt yapma özelliğine sahip değil. Bu nedenle geleceğin para sistemi içinde bir değer olmasından bahsetmiyorum, merkezi bir rolü olması söz konusu olmayacak. Böyle bir role sahip olma ihtimali olan ikinci varlık kripto paralar. Merkez bankası dijital paralarından farklı olarak (teorik olarak merkez bankası parası da kripto para gibi dizayn edilebilir aslında) bu kez toplanan veri merkezi bir otoritenin kontrolü altında olmaktansa anonim kalmamızı (gizli değil) sağlayacak bir sistemde birikecek. Yani önümüzdeki dönemde verinin mahremiyeti vs. ulaşılabilirliği üzerinde tartışacağımız bir para sistemi söz konusu olacak. Geniş kesimlerin eski alışkanlıklarla para arzı, sorumsuz merkez bankası ve devlet politikaları vb. konulara takılarak örneğin Bitcoin’in çok yüksek rakamlara ulaşacağını savunması ve konuyu dar bir çerçevede tartışmaya devam etmesi elbette anlaşılabilir. Ancak gerçek çok daha farklı ve “paranın kendisinden” çok daha önemli…