Para piyasası fonlarında oynaklık sona erdi mi?

Onur DUYGU
Onur DUYGU FONLA YATIRIM

Piyasalarda dalga boyunun yükseldiği, yatırımcının yönünü belirlemekte zorlandığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle zamanlarda herkesin aradığı şey aynı: Sığınacak güvenli bir liman. Uzun süredir bu görevi başarıyla üstlenen para piyasası fonları, son haftalarda bu unvanlarını sorgulatır hale geldi. Özellikle 18 Mart sonrasında yaşanan gelişmeler, yatırımcıların güvenini sarstı. Peki, bu türbülans geçici miydi, yoksa daha kalıcı bir oynaklıkla mı karşı karşıyayız?

Kuralları değiştiren düzenleme

Bu sorunun cevabı aslında Kasım 2024’e kadar uzanıyor. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), kasım sonunda yaptığı düzenlemeyle para piyasası fonlarının portföylerinin en az %10’unun Devlet İç Borçlanma Senetleri’ne (DİBS) yönlendirilmesini zorunlu hale getirdi. Katılım ve serbest nitelikli fonlar bu kapsamın dışında tutuldu.

Fonlar, bu yeni zorunluluğa uyum sağlamak için şubat ayı sonuna kadar portföylerine TLREF’e endeksli tahviller ve hazine bonoları ekledi. Faizlerin düşme eğiliminde olduğu, tahvillere talebin yüksek olduğu dönemlerde bu adım fon getirilerini yukarı çekti. Ancak piyasa koşulları değişince, bu tahviller fon performansını baskılayan bir unsur haline geldi.

Yüksek enflasyon ve siyasi gerilim etkisi

Şubat başında açıklanan enflasyon verisi beklentilerin üzerinde geldiğinde, ilk sinyalleri almıştık. Ancak asıl kırılma mart ortasında yaşandı. Artan siyasi tansiyon, yurt dışı yatırımcıların riskli varlıklardan çıkmasına neden olurken, tahvillerdeki satışlar para piyasası fonlarını da etkiledi. Getiriler düşmeye başladı, bu da fonlardan çıkışı tetikledi. Kısa sürede oluşan çıkış-getiri düşüşü döngüsü, bazı fonlarda negatif getirilerin görülmesine yol açtı.

Oysa bu fonlarda negatif getiri yıllardır neredeyse hiç yaşanmamıştı. 18 Mart öncesinde 1,5 trilyon TL büyüklüğe ulaşan para piyasası fonları, kısa sürede %50’ye yakın küçülme yaşadı.

Merkez Bankası devreye girdi

Bu sert sarsıntıya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kayıtsız kalmadı. Gecelik borç verme faizini %46’ya çıkararak likiditeyi sıkılaştıran TCMB, haftalık repo ihalelerine geçici ara verdi. Ayrıca tahvil alım ihaleleriyle piyasaya müdahale ederek TLREF’e endeksli tahvillerin getirilerini yukarı taşıdı. Bu adımlar, para piyasası fonlarının getirilerinde hızlı bir toparlanma yarattı. Geçtiğimiz hafta bazı fonların haftalık bazda %1’in üzerine çıktığı görüldü.

Oynaklık biter mi?

Kısa vadede yaşanan bu toparlanma olumlu bir gelişme. Ancak şunu unutmamak gerek: %10 DİBS taşıma zorunluluğu devam ettiği sürece bu fonlar artık “günlük stabil getiri” vadeden araçlar olmayabilir. TCMB’nin tahvil alımları sürdükçe pozitif etkiler devam edebilir ama bu durum kalıcı olmayabilir. Bu nedenle para piyasası fonlarında günlük bazda volatilite, yatırımcıların yeni normali haline gelebilir.

Bu hafta başında global piyasalarda oluşan türbülans ile birlikte bizde de tahvillerde satışın öne çıktığını gördük. Çıkışlar para piyasası fonlarında getirilerin yine TLREF altında oluşmasını sağladı. Hafta başından itibaren fonlardaki getirilerin mevduat karşılığı %9-%48 arasında değişiyor. Tahvil ağırlığı %15 üzeri olan fonlarda getiriler düşük kalırken, hazine bonosu yüksek olan fonlarda getirilerin %46'ya yakınsadığını görüyoruz.

Bu koşullarda daha öngörülebilir getiri arayan yatırımcılar için birkaç alternatif ön plana çıkıyor: Hazine bonosu ağırlıklı para piyasası fonları, kısa vadeli serbest fonlar ve para piyasası katılım fonları. Özellikle serbest ve katılım fonlarının DİBS zorunluluğu dışında kalması, bu fonlara olan ilgiyi artırabilir.

Sonuç: Yeniden güven kazanmak mümkün mü?

Para piyasası fonları bir dönemin “güvenli limanı” idi. Ancak sistemin içinden gelen bir düzenleme, bu fonların doğasını dönüştürdü. Yatırımcılar artık sadece getiriye değil, getiri dalgalanmasının seviyesine de bakıyor. Bu nedenle getirilerin yanı sıra oynaklığın da kontrol altına alınması gerekiyor.

Yeni dönemde para piyasası fonlarında yatırımcı güveninin yeniden tesisi için, belki de %10 DİBS zorunluluğunun gözden geçirilmesi ve stopaj konusunda adım atılması faydalı olabilir. Çünkü yatırımcı artık “sakin ve sabit” olanın peşinde.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar