Para piyasası fonları büyüyor, gözler tahvil fonlarında
2024 yılında yatırım fonları piyasasının yıldızı, para piyasası fonları oldu. Mevduat faizlerinin üzerinde getiri sunan ve aynı gün nakde dönebilme avantajıyla öne çıkan bu fonlar, yılın başında 148 milyar TL büyüklüğe sahipken Kasım sonunda 1,2 trilyon TL’ye ulaştı. Bu büyüme, fon yatırımcı sayısını 5,4 milyonun üzerine taşırken, portföy yönetim şirketleri için de ciddi bir gelir kaynağı oluşturdu.
Aylık ortalama %4 üzeri getiri ve yıllık %49-50 seviyelerinde mevduata denk kazanç sunan bu fonlarda çeşitlilik de arttı. Yılın başında 46 olan fon sayısı, Kasım itibarıyla 58’e yükseldi. Yakın zamanda işlem görmeye başlayacak 3 yeni fonun daha izahnamesi son 2 hafta içinde onaylandı. Ayrıca, katılım esaslı ve serbest nitelikteki para piyasası fonları da yatırımcıların ilgisini çekiyor.
Para piyasası fonlarında beklentiler
Bu hızlı büyüme önümüzdeki dönem devam edecek mi, önemli soru işaretlerinden biri bu. Sektörün büyümesi için değerli olmakla beraber fon yatırımının sadece mevduat üzeri getiri sağladığı için bu fonlara kayması, tersi durumda sektörün ciddi negatif etkilenmesini getirebilir.
Önümüzdeki dönemde, bu fonları etkileyebilecek iki kritik gelişme var. İlki, Merkez Bankası’nın faiz indirim sürecine girmesi. Para piyasası fonlarının getirisi, genellikle politika faizine paralel enstrümanlara dayandığı için faiz düşüşleri getirilerde bir gerilemeye yol açabilir. Ancak, aynı durum mevduat faizleri için de geçerli olacağı için bu etkinin sınırlı kalması bekleniyor.
İkincisi ise geçtiğimiz hafta SPK’nın yayımladığı İlke Kararı. Bu karar, para piyasası fonlarının (katılım esaslı olanlar hariç) portföylerinin %10’unu devlet iç borçlanma senetlerinde (DİBS) tutmalarını zorunlu kılıyor. Uygulamanın 28 Şubat 2025’e kadar tamamlanması gerekiyor. DİBS oranındaki bu zorunluluk, fon getirilerini etkileyebilir.
Tahvil fonlarına yönelim
SPK düzenlemesi açıklandığından bu yana, portföy yönetim şirketleri tahvil ağırlıklarını artırmaya başladı. Örneğin, düzenlemenin yayımlandığı gün %1 seviyelerinde olan devlet tahvili oranı, Kasım sonu itibarıyla 22 fonda %2,2’ye çıktı. Kısa vadede bu durum, getirilerde hafif bir düşüş yaratabilir. Ancak faiz indirimlerinin devam etmesi durumunda bu fonların pozitif ayrışması bekleniyor. Bu noktada, portföy yönetim şirketleri, hemen aksiyon almak ile 2025 Şubat’a kadar beklemek arasında bir karar vermek zorunda.
Faiz indirim beklentisi, tahvillere olan yönelimi artırmış durumda. Orta ve uzun vadeli tahvillerin değerinde yaşanan artış, tahvil içerikli fonları da olumlu etkiledi. Ayrıca, para piyasası fonlarıyla ilgili alınan kararlar da tahvil tarafında olumlu yansımalar yaratıyor. Bu gelişmeler doğrultusunda, yatırımcıların tahvil ağırlıklı fonlara olan ilgisinin arttığı gözlemleniyor.
Tahvil fonları ve yatırım stratejileri
Borçlanma araçları fonları, faiz indirim dönemlerinde yatırımcılar için cazip bir alternatif olabilir. Çünkü düşen faizler, tahvil fiyatlarını artırır. Ancak, tahvil fonlarının performansı, tahvillerin vadesine göre değişiklik gösterir:
- Kısa vadeli tahviller: Faiz indiriminden sınırlı etkilenir. Daha az oynaklık tercih eden yatırımcılar için uygundur.
- Orta vadeli tahviller: Faiz indirimlerinin etkisinden daha fazla faydalanır. Dengeli bir risk-getiri arayanlar için tercih edilebilir.
- Uzun vadeli tahviller: Faiz indirimlerinden en güçlü şekilde etkilenir. Ancak, faiz oranlarının yeniden artma ihtimali varsa, bu tahviller negatif getiri yaratabilir.
Hem para piyasası fonlarındaki düzenleme hem de faiz indirim sürecinde tahvillerin sermaye kazancı yaratabilecek olması ile para piyasası fonlarına ek olarak tahvil ağırlıklı borçlanma araçları fonlarına da portföyde yer vermek değerlendirilebilir. Vadesi için ne kadar uzun vadeli düşündüğünüz ve ne kadar volatiliteye/negatif getiriye tahammül edebileceğinize göre karar vermek önemli olacaktır.