Para piyasası fonları 1 trilyon TL’yi aştı: Neden bu kadar popüler?
Piyasalar dalgalandıkça yatırımcılar güvenli liman arayışına giriyor. Bu süreçte, para piyasası fonları en çok tercih edilen yatırım araçlarından biri haline geldi. Bu hafta içinde değerli Şebnem Turhan’ın yazısında da vurguladığı gibi, para piyasası fonları 1 trilyon TL sınırını aştı ve tüm yatırım fonları içinde yüzde 25 gibi yüksek bir paya ulaştı.
Bu fonlardaki yıl içindeki seyre bakalım. Yılın başında 148 milyar TL olan fon büyüklüğü 30 Nisan’da 344 milyar TL’ye yükseldi. Tüm fonlar içindeki para piyasası fonları payı da yüzde 8’den yüzde 13’e artmış oldu. 30 Nisan tarihi neden önemli; çünkü 2020 yılından 2024 Nisan sonuna kadar para piyasası fonları dahil belirli fonları kapsayan stopaj istisnası son buldu ve istisnaya tabi fonlardaki stopaj oranı yüzde 7,5’a yükseltildi. Buna ek olarak vadeli mevduat ile yüzde 5 olan stopaj farkı da aynı tarihte eşitlendi. Bu gelişme ile para piyasası fonlarına girişin sınırlı olacağını tahmin ederken büyümenin devam ettiğini ve haziran ayında 450 milyar TL (Toplam içindeki payı yüzde 16) ve ağustos sonu itibarıyla da 788 milyar TL’ye (yüzde 22) yükseldiğini görüyoruz.
Peki neden yatırımcı para piyasası fonlarına yöneliyor? Bu noktada para piyasası fonlarını tanımlayalım ve getirilerine bakalım. Para piyasası fonları, anlaşılması en basit fonlar arasında yer alıyor. Düşük riskli olmaları ve kısa vadede nakde dönüşebilme özellikleri sayesinde yatırımcıların gözdesi. Kısa dönemli olarak yatırımını park etmek isteyen yatırımcılar için de bu fonlar önemli bir adres. Mevduat faizlerine alternatif olarak, yıllık yüzde 48-52 ve üzeri mevduata tekabül eden getirileri para piyasası fonları özelinde de bulabilmek mümkün. Fonlar bu getiriyi, ağırlıklı olarak repo, mevduat ve kısa vadeli borçlanma araçları ile sağlıyor. Bu ürünlerin getirisi daha istikrarlı olduğundan, hisse senedi, döviz ya da altın gibi varlıklara göre daha az dalgalanma gösteriyor.
Son dönemde yaşanan piyasa dalgalanmaları da yatırımcıları para piyasası fonlarına yönlendirdi. Mayıs-ekim ayları arasında altın, yerli hisse ve yabancı hisse gibi varlık sınıflarında aylık fon getirilerini değerlendirdiğimizde, para piyasası fonları yüzde 4 ve üzeri aylık getiri ile hep ilk iki içinde yer alıyor. İlgili varlık sınıfının getirisini yansıtan örnek fonların getirilerine baktığımızda, haziran ayında BIST100 fonu yüzde 2,5, yabancı hisse senedi fonu yüzde 3,5, altın fonu yüzde 0,9 getiri sağlarken para piyasası fonu yüzde 4 getiri ile tüm fonların üzerinde getiriye sahip. Ekim ayında da benzer bir tabloyu görüyoruz. Para piyasası fonları yüzde 4,2 getiri ile altın fonu ile getiri liderliğini paylaşıyor. Getirilerin diğer varlıklarda negatif ve dalgalı seyretmesi yatırımcıların haber/veri akışından bağımsız mevduat üzeri getiriyi alabildiği para piyasası fonlarına yönelmesini hızlandırmış görünüyor.
Mevduatla kıyasla bakıldığında da para piyasası fonlarının öne çıktığını söyleyebiliriz. Mevduat oranları 32 gün için yıllık brüt yüzde 48-49 bandında seyrediyor. Buna ek olarak gecelik hesaplarda yüzde 53-54 bandında faizler var ama burada dikkat edilmesi gereken konu birikimin belli bir kısmı vadesiz bırakıldığından, tüm paraya bu faiz işlemiş olmuyor. Buna ek olarak düşük/yüksek tutar bağımsız her paranın aynı getiri ile değerlenmesi ve aynı gün nakde dönebilmesi de bu fonları mevduatın önüne çıkarıyor.
Tabii bunları ifade ederken son bir not da düşelim, her ne kadar mevduatın alternatifi olarak konumlansa da para piyasası fonları ve mevduat farklı ürünler ve fonlarda mevduat gibi sabit bir getiri bulunmuyor.