Para basmak mı, şimdi değilse ne zaman?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

En sık ve adeta çerez gibi kullanılan ilaçların bile prospektüsünü okuyun, dehşete düşersiniz. Çok sık rastlanandan çok az rastlanana doğru sıralanan onlarca yan etkiden söz edilir. Zaten yan etkisi olmayan ilaç yoktur. Binlerce kişiye olumsuz bir etkide bulunmayan bir ilaç, bir kişiye yaramadığı gibi onu öldürebilir bile.

Aynı durum gıda maddeleri için de geçerli değil mi. Milyonların tükettiği bir gıda maddesi, belli bir grup insanda alerji yapabilir.

Ve tabii ki miktar... Çok ama çok yararlı bir ilaç, hatta bazı gıda maddeleri, belli bir miktarın üstünde alındığında zehir etkisi yapmaya başlar.

★★★

Ekonomide de yan etkisi olmayan önlem yoktur. Hiçbir önlem mutlak ve herkes için yararlı değildir.

Bu köşede dün bir çalışmaya dikkat çektim. Prof. Güven Sak ve Prof. Fatih Özatay'ın gazetemizde yayımlanan ortak çalışmasına. Bu çalışma TEPAV’ın sitesinde de yer aldı.

Dostum Mustafa Sönmez de daha detaylı benzer bir çalışmayı Gelecek Partisi’nin de yaptığını hatırlattı.

Başka iktisatçılar tarafından da dile getirilen bu önlemler gelip şuraya dayanıyor:

"Para basmaktan başka çare yok, ancak para basmak suretiyle içinde bulunulan sıkıntı biraz olsun aşılabilir."

Şatafatlı bir isim konularak etki düzeyinin yüksek olacağı algısı yaratılmak istenen önlem paketinin soruna çare olmayacağını herkes görüyor. O yüzden şimdi yeni yeni önlemler açıklanıyor, düzenlemeler yapılıyor.

Ama dedik ya gelip dayanacağımız nokta belli...

Bir şekilde para basacağız ve belli kesimlere kaynak aktaracağız. Ötesi yok!

★★★

Bir süre önce bir yakının bel fıtığı ameliyatı olmuştu. Hastanede bekleşiyoruz. Yakınım getirildi. O da ne, ön dişi kırık. İnsan ister istemez bel fıtığı ameliyatı ile dişin ne ilgisi var, diye düşünüyor. Kısa sürede anladık neler olduğunu. Yakınım solunum anlamında bir sıkıntı yaşamış ve entübe etmek diye bildiğimiz uygulama yapılmış; yani nefes borusuna bir boru sokulmuş. Bu işlemi öylesine acil yapmak gerekmiş ki biraz da panik olunca ön dişin kırılması göze alınmış.

Bir dişin kırılması mı, hastanın nefessiz kalması mı... Feda edilmesi gerekenin ne olduğu tartışma götürmez değil mi...

★★★

Para basılması gündeme gelince itirazlar yükselmeye başladı bile...

“Para basılırsa enflasyon fırlar gider, ekonomi alt üst olur, falan filan...”

Ekonomi olabileceği kadar alt üst olmuş zaten!

Bakın artık yüzlerce binlerce çalışanın işini kaybetmesinden söz etmiyoruz.

Söz konusu olan, binlerce işyerinin kapanması, milyonlarca insanın işsiz kalması.

Bu, Türkiye’nin de, dünyanın da şimdiye kadar yaşamadığı bir durum.

Yalnızca Türkiye’de değil ki, hemen hemen tüm ülkelerde ekonomi durdu.

ABD, Almanya ve gelişmiş ekonomilere sahip diğer dünya devleri bile görülmedik büyüklükte ekonomi paketleri açıklıyor. Bunu niye yapıyorlar sanıyoruz.

FED milyarlarca dolarlık tahvil alım programını durup dururken açıklamadı ya.

Bir olağanüstülük var ve bunun üstesinden gelmek için uğraş veriliyor.

★★★

Piyasaya para sürülürse enflasyon fırlar gidermiş...

Doğru, bu çok muhtemel bir gelişme.

Ama bir de şöyle düşünmek gerekir.

Bir kişi düşünün; üç kuruş gelir elde ettiği işini kaybetmiş. Enflasyon çok düşük ve artış da beklenmiyor. Ama bu işsizin eline artık hiç para geçmiyor. Kirası var, zorunlu harcamaları var.

Bu kişiyi bir de şöyle düşünün. İşini kaybetmiş, ama devlet bir takım mekanizmaları devreye sokarak önceki kadar değilse de bu işsizin cebine bir miktar para girmesini sağlamış. Ama piyasaya para sürülmek zorunda kalındığı için enflasyon da yükselmiş gidiyor.

Siz bu işsizin yerinde olsanız hangi durumu tercih ederdiniz?

Sıfır gelirle düşük enflasyonlu (o da gerçekleşirse) süreci mi?

Yoksa az da olsa gelir elde ederek yüksek enflasyonlu süreci mi?

★★★

Sorun yalnızca çalışanlar da ilgilendirmiyor ki. Yıllar yılı uğraş vererek kendine küçük bir işletme kuran, iyi kötü istihdam sağlayan binlerce işveren de bu krizden etkilenmeye başladı bile. Atılacak adımların ve alınması gereken önlemlerin bu durumdakilere de can suyu olması gerekiyor.

Kaldı ki küçük işletmelerin ayakta kalması, eninde sonunda çıkılacak bu krizden sonra normale dönmeyi de kolaylaştıracaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar