Pandemi girişimci yaptı 23 yaşındaki Aslınur’un Sekla’sı Kanada yolcusu
Pandemi nedeniyle üniversitede okuyan binlerce genç; yurtlarından, evlerinden çıkıp ailelerin yaşadığı şehirlere döndü. Aslınur Gürsoy da Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki eğitimine Giresun’da devam etmek için 2020 Mart’ında İstanbul’dan ailesinin yanına taşındı. Dersleri online takip ederken, üç kuşaktır fındıkçı olan ailesinin işine katma değer sağlamak için harekete geçti. KOSGEB eğitimleri ve hibesi aldı, Sekla markasını kurdu. Şimdi ‘sağlıklı fındık ezmesi’ konseptiyle, doğal ürünler satan dükkanlarda ve online pazar yerlerinde yerini alan Sekla, ilk ihracat pazarı Kanada için hazır.
Sekla Fındık’ın kurucusu Aslınur Gürsoy, “Bahçeşehir Üniversitesi’de Mühendislik Fakültesi’nde İşletme Mühendisliği okuyordum. Pandemi başladığında ikinci sınıftaydım. Apar topar Giresun’a ailemin yanına döndüm. Hep girişimci olmak istemişimdir. Online dersleri takip ederken, ailemin işlerini nasıl geliştirebileceğimi hayal ettim. Dedem de babam da fındık üreticisidir. FİSKOBİRLİK yönetimlerinde de yer almış, deneyimli bir ailem var. Ben de çocukluktan beri fındığın içinde büyüdüm. Artık sadece üretim değil, bir marka da yapmalıydık” diyor.
SEKLA ESKİ BİR SÖZCÜK; TOHUM DEMEK…
“Ailemin 20 tonluk fındık üretimi var. Ama bu fındığı fındık olarak satıyorduk. Fındığı işleyip ürün yapanlar bizden çok daha fazla kazanıyor. Fındığımızın kalitesine güveniyordum, Giresun’da vakit geçirince tam da pandemi döneminde harekete geçmenin doğru olacağını düşündüm” şeklinde konuşan Gürsoy, o dönemde Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’na (KOSGEB) başvurmuş. KOSGEB eğitimleri aldığını ve sonucunda 100 bin TL’lik bir hibe almaya hak kazandığını anlatıyor Gürsoy ve şunları söylüyor: “Giresun’un Piraziz ilçesindeki Bozat Köyü’nde atölyemi kurdum. Fındık bahçelerinin içinde güzel bir atölyem var. İlk yatırım rakamımın üzerine de yatırımlar yaptım. 1,5 yıl önce markamızı oluşturduk. Sekla eski bir sözcük. Tohum demek. Yatırımım için güzel bir isim olacağını düşündüm. Tescilini aldık. 6 ay boyunca atölyenin işlenebilir hale gelmesi için çalıştım. Markamız 4 ay önce tüketiciyle buluştu.”
HAYALİM DÜNYA MARKASI OLMAK
Şu anda 23 yaşında olduğunu kaydediyor Gürsoy ve birkaç ay önce üniversiteden mezun olduğunu anlatıyor. Gürsoy, “Markalaşmak çok önemliydi. Ailem bana inandı. Babam, annem her ikisi de işin içinde. Atölyenin başında annem var. Orada sürekli olarak 4 kadın istihdamımız var. Bu rakam ağustos ayında 20’ye çıkıyor. Ben daha çok pazarlama ile ilgileniyorum. Hayalim Türkiye’den bir dünya markası çıkartmaktı. Neden yabancılar bizim fındıklarımızla dünyanın en meşhur markalarını çıkartıyor da biz yapamıyorduk. Şimdi markamız ve üretimimiz oturdu. Kanada’yla görüşüyorum. Orayla bağlantılarım var. İlk ihracatı oraya yapacağız. Hedefimiz olabildiğince büyük lokasyonlar. Öncelikle adım adım gitmeyi hedefliyoruz. Avrupa ve farklı lokasyonlarla açılmayı hedefliyoruz. Dünya markası yaratmak istiyoruz” diyor.
“Farklılaştığımız nokta; doğal üretim”
Piyasada çok sayıda fındık ezmesi var. Ama biz tüm bunlardan farklılaşacak bir özelliğimiz var. Doğal olması. Sağlıklı yaşam trendi dünyada daha da yükselecek. Bizim hedef kitlemiz burası. Ürünlerimizde palm yağı yok. Şeker, glikoz şurubu kullanmıyoruz. Sıfır atığı baz alarak çalışıyoruz. Ezme ürünler, fındık ezmesi ürünleri, fındık paketlenmiş, kavrulmuş halini çıkartıyoruz. Fındık ezmesinde 4 çeşidimiz var. İlki yüzde 100 fındık ezmesi. İkincisi şeker tadı veren ama tamamen doğal stevia bitkisi ile yaptığımız fındık ezmesi. Bir diğeri yüzde 60 fındık kullandığımız çikolatalı fındık ezmesi. Çocukların çok sevdiği bir ürün. Bir de klasik ürün isteyenler var. Onları da ihmal edemezdik, tamamen pancar şekeri kullandığımız klasik usul yüzde 80 fındık kullandığımız bir ezmemiz var. Aslında üretim algımızın dışındaydı. Ama bu ürünleri tüketenlerin de sağlıklı beslenmesini hedef aldık. Yeni inovatif bir ürünümüz var. Dünya mutfağına sunmak istiyoruz. Görüşmelerimiz devam ediyor.
Yatırımımızı sosyal pazarlamaya yaptık
Dijitalleşme hayatımıza girmeye başlamıştı. Ama pandemi bunu daha da hızlandırdı. Artık herkes ihtiyacını bir tıkla karşılıyor. İstanbul’da doğal ürünler satan dükkanlara ürünümüzü verdik. Ama asıl olarak online satış yapıyoruz. E-ticaret firmaları ile çalışıyoruz. Ve sosyal medya hesaplarımızı çok etkin kullanıyoruz.