Özay Öztürk’le Edirne’yi konuştuk
İzninizle kendime rehber edindiğim birkaç ilkeyi paylaşalım: Sahada inceleme yaparken konuların “il ölçeğinde” ele alınmasını sakıncalı bulanlardanım. Yerel sorunlar, havza ölçeğinde ele alınmalı, havza ekosistemlerin etkileşimleri kararlarımıza yol gösterici olmalı. Eğer havza bütününü iyi analiz etmez, ekosistem bütünlüğüyle kavramazsak yanlışlar birbirini izler: Yanlış konu seçimi, yanlış ölçeklendirme ve yanlış hedeflere yönelerek kaynak israf ederiz. İkincisi, havzalardaki kurum ve kuruluşların olanakların ve kısıtların analizine dayalı “gelişme stratejisine” sahip olmalı. Stratejimizin tutarlılığı, katılımcılığa ve kapsayıcılığa dayalı “yol haritalarımızı” netleştirir. Yol haritamız elimizin altında yoksa çok konuştuğumuz, çok tartıştığımız ama bir türlü yaratmak istemediğimiz sonuçlara bizi götürmeyen kısır tartışmaları aşamayız. Üçüncüsü, havzalar için geliştirilen planlardan kimlerin sorumlu olduğu, hangi zaman aralıklarında kimler ve hangi kurumların ne iş yapacağı net olarak tanımlanmalı ki, geribildirimlerle ödünsüz gözetim ve denetim yapma mekanizmalar işlesin. Plan ve projelerimiz saman alevi gibi parlayıp sönmesin.
Trakya Havzası’nın önemli bileşenlerinden biri olan Edirne konusunda düşüncelerimi paylaşırken sözünü ettiğim üç ilke düşündüklerime rehberlik ediyor.
İlkelerimizin rehberliğinde Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özay Öztürk’le yaptığımız söyleşiyi beş yönüyle ele alacağız: Birincisi, Edirne Trakya Havzası’nın vitrini olabilir. İkincisi, Ticaret Borsası’nın deneyim ve birikimleri önemli bir etkendir. Üçüncüsü, havza bağlamında Edirne’ye yeni bir bakış açısı gerekiyor. Dördüncüsü, Edirne’nin canlı gündemi iyi yönetilmeli. Beşincisi de Trakya Havzası ve Edirne’de net bilgi etkin koordinasyon ve odaklanma ihtiyacı bir plana bağlanmalı.
Edirne vitrin olabilir
Çok uzaklara gitmeden, bütün dünya ülkelerinin gündemine oturan mobil iletişimde 5G standardının nasıl bir içerik yaratacağını düşünenlerin analizlerine bakmak bile Edirne’yi Trakya Havzası’nın vitrini yapmanın gereklerini bize anlatabilir: Edirne ülkemizin Batı’ya açılan kapısıdır. Bir imparatorluğa başkentlik yapmış, tarihi mirası turizm potansiyeli oluşturur. Ülkemizde çeltik, hububat ve yağlı tohumlar üretiminde ciddi payı vardır. Hastalıklardan kısmen arındırılmış hayvancılık için özel bir öneme sahiptir.
Trakya Havzası’nda İstanbul’un Batı yakası, Kırklareli, Tekirdağ ve Edirne yöresinde oluşmuş olan sanayileşmenin gündeminde beş temel konu var: Orta-ileri teknolojilere taşınması, üretim tesislerinde dijital dönüşümün kazançları, yeşil ekonominin gerektirdiği yatırımlar, geleceğin işyerlerine hayat katacak olan insan kaynağının yetiştirilmesi ve paylaşımcı ekonomi ile refahın artırılması. Üretim bilinci yüksek, diğer bölgelere göre görece daha iyi yetişmiş insan kaynağına sahiptir. Havza’da Edirne’de Kapıkule’ye kadar ulaşan otoyol… Halkalı- Edirne arasında planlanan hızlı tren, Çanakkale otoyolu, boğaz geçişi sağlayan köprünün Batı Marmara ve Ege Bölgesi’ne akışlarını hızlandırma potansiyelleri üretim konusunu yeni bir bakışla ele almayı gerektirmektedir. Trakya Havzası, iyi planlanmış yeni nesil OSB’lerle güçlendirilirse ülkemizin vitrini olmaya adaydır; Edirne de havzanın önemli aktörlerinden biridir.
Deneyim ve birikimler
Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özay Öztürk’le söyleşimizde, bu serhat kentinin önemli deneyim ve birikimler elde ettiğini öğrendik: Borsa’da İşlemlerini üreticilerin erişilebilirliğini kolaylaştıran altyapı oluşturulmuş, elektronik alış-veriş günlük yaşamın bir parçası haline gelmiş. Üreticinin alın teri kurumadan günlük ödemelerle karşılanıyor. Lisanslı depoculuk önemli ilerlemeler kaydetmiş. Tarımsal üretimin yapısal ve ekonomik özelliklerine göre finansman konusunda adımlar atılıyor. Bu açık, kolay erişilebilir yapıda çiftçi ürünlerine bugünün koşullarında hak ettiği fiyatı alabilir. Depolardaki erişilebilirlik ve işlem kolaylıkları yanında lisanslı depolarda sağlanan “stopaj muafiyeti” gibi destekler depoların yüzde 100 kapasite kullanımının önünü açıyor. Özellikle büyük çiftçi depolardan yararlanıyor. TMO’nun uzun dönemli depo kiralama uygulaması da depolamaya olumlu katkılar yapıyor.
Yeni bir anlayış gerekiyor
Başkan Özay Ötürk yeni bina ve elektronik donanımın sağladığı kolaylıklardan haklı olarak gurur duyuyor: “Edirne Ticaret Borsası referans oluyor” diyor… Sorunlar bitmez ama çare de tükenmez. İsteklerini açık yürekle dile getiriyor:” Yağlı tohumlarda yağ oranlarıyla ilgili aralıklar konusunda atılan olumlu adımlar ilerletilmeli. Yağlı tohumlarda ‘fire oranları’ konusunda sistem iyi analiz edilerek yeni bir düzenlemeye gidilmeli... Tohumda aşırı çeşitlenmenin lisanslı depolarda işlemleri güçlendirmesinden tutun da kalite izlenmesine kadar birçok sorunu beraberinde getirdiği görüşme yaptığımız bütün borsa yetkililerinin üzerinde ısrarla durdukları bir konu. Bütün üretim alanlarında tohum çeşitleri çok fazlalaştı; Ziraat Odaları, un sanayicileri, bankalar, tarımsal araştırmalar ve tohumcular gibi aktörlerin katılımıyla tohumların sınırlandırılmasına gidilmeli. Desteklemeler havza özellikleri dikkate alınarak dinamik bir anlayışla ele alınmalı, yörenin koşullarına uygun destek sistemleri hayata taşınmalı. İlaç ve gübre gibi girdi maliyetlerinin negatif etkisi üzerinde özellikle durulmalı… Ülkemizde olduğu gibi havzada da sulama ve su yönetiminin ciddiyetle ele alınması gerekiyor. Edirne özelinde Hamzadere, Çakmak ve Süloğlu barajları kapsayıcı bir anlayışla ele alınmalı, gecikmeler önlenmeli. Ülkemizde 26 milyon tonluk kesif yemin 12 milyon ton girdisinin ithalata bağımlı olduğu gerçeği unutulmamalı. Kurak alanlarda dönüm 50- 80 kg verimin, sulanan alanlarda 200 kg çıktığı göz ardı edilmemeli.”
Sorunları sıralayan başkan, “Havza ve Edirne yeni bir anlayışla değerlendirilmeli” diyerek noktayı koyuyor.
Gündemde önemli konular var
Trakya Havzası ve Edirne’nin canlı bir gündemi var: Halkalı-Çerkezköy, Çerkezköy-Edirne hızlı tren yatırımı herkesin ilgi alanında… Edirne’de OSB deneyiminden ders alınmış, “Yeni koşullar dikkate alınarak; yeni nesil OSB ihtiyacı önemli sorunumuz” diyor Edirne Ticaret Borsası Başkanı. Teşvik sisteminin havza ve iller bazında yeniden ele alınması, yeniden düzenlenmesi de öneriliyor. Edirne özelinde tarih, sağlık ve sınır turizminin potansiyellerine dikkat çekiliyor. Yörenin tarım ve hayvancılık birikimleri, damızlık hayvan potansiyelleri ve aromatik bitki olanakları da gündemdeki yerini alıyor. Edirne Ticaret Borsası Başkanı Özay Öztürk, havzanın ve Edirne’nin birikimlerini sayarak, “Şimdi bizim ciddi bir koordinasyonla etkin sonuçlar almamız gerekmektedir” diyor.
Etkin koordinasyon önemli
Trakya Havzası ve Edirne’nin ivedi gündemi, olanak ve kısıtlarını dikkate alan ciddi bir planlamayla kaynakları etkin ve verimli kullanma… Trakya Havzası ve Edirne’nin gündeminde ilk madde envanter, veri ve net bilgi sorunun çözülmesi… İkincisi, ciddi bir kuramsal temele dayalı, model ve metot yaklaşımının ortaya konması… Üçüncüsü, kalkınmanın giderek daha çok insan zihnine dayandığı gereğinden yola çıkarak analitik yetkinliklerin geliştirilmesi. Dördüncü, geleneksel teknolojilerde orta-ileri olanlarıyla katma değerli ürünleri artırma, dijital dönüşümle kaynakları verimli kullanma, yeşil mutabakatın gerektirdiği yatırım ihtiyacını tanımlama, gerekli insan kaynağı yetiştirme ve geribildirimle kendini yeniden üreten mekanizmaları oluşturma. Şimdi hep birlikte Trakya Havzası ve Edirne’de geleceği güven altına alacak planlama üzerine eğilmeliyiz. Bu hepimizin tarihi sorumluluğudur.