Öz Yetenek (Core Competence)
Ekonomideki küresel değişimler, bilgi teknolojisindeki gelişmeler, yoğun rekabet ortamı, ürün ve hizmetlerin standartlaşması, global pazarlara açılma ve sosyo-kültürel farklılılar, tüketicilerin yeni beklentileri ve alışkanlıklarının değişmesi, işletmelerin bu gelişime uyum sağlamalarını zorunlu hale getirmektedir. Bu uyum, işletmelerin, organizasyon yapılarının, iş modellerinin, tedarik zincirlerinin, pazara verilen ürünlerinin ve hizmetlerinin değişimi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Günümüz iş dünyasında, işletmelerin her ürün veya hizmeti üretirken, tüm bileşenleri tek başlarına üretmeleri mümkün değildir. Bu nedenle, dış kaynaklardan yararlanma (Outsourcing) kaçınılmaz olmaktadır. Dış kaynaklardan yararlanma, uzmanlık, kalite, üretim hızı, maliyet, yenilik, inovasyon, risklerin azaltılması veya benzeri avantajları sağlamaktadır.
Ancak işletmelerin tüm faaliyetlerini dış kaynaklardan kullanmalarının da bazı dezavantajları vardır. Örneğin, bazı teknik konular, AR-GE faaliyetleri, CRM ve müşteri listeleri gibi konuların dış kaynaklara teslim edilmesi, işletmelerin geleceklerini etkileyebilir. Her ne kadar bu konuların gizliliği sözleşmelerle güvenlik altına alınmış olsa da, bilgilerin sızdırılması veya istem dışı olarak rekabetin eline geçmesi de olasıdır.
Bu nedenle işletmelerin, en iyi yaptıkları işleri, “Öz Yetenek” olarak belirleyerek, elinde bulundurmaları, bu yeteneklere yatırım yapmaları ve geliştirmeleri, bunun dışındaki faaliyetleri ise, dış kaynak kullanımı olarak gerçekleştirmeleri gerekmektedir.
Bu gelişme hem işletmelerin daha verimli çalışmalarını, hem de “Öz Yetenek”lerinde uzmanlaşmayı sağlayacaktır. Bu durumda işletmelerin kendi sektörlerinde rekabet avantajı elde etmelerini ve kendi sektörlerinde pazar paylarını büyütmelerini sağlayacaktır.
İşletmelerin tüm faaliyetlerini kendi bünyesinde gerçekleştirmeye çalışmaları, uzun vadede hantallaşmalarına neden olacağı gibi, “Öz Yetenekleri”ni geliştirme ve sürdürmelerine engel olacaktır.
Tüm faaliyetleri bünyelerinde tutan işletmeler, rekabet üstünlüğü sağlasalar bile, bu üstünlük geçici olabilir. Zira, işletmelerin taklit edip, öğrenme ve deneyimlerini artırması sonucu farklılıklar giderilir ve rekabet üstünlükleri kaybolur. Bu nedenle işletmenin öz yeteneklerine odaklanmaları ve değişime uyum göstermeleri için, bu yeteneklerin sürekli olarak geliştirilmesi gerekmektedir.
Öz yeteneği diğer yeteneklerden ayıran özellikler arasında değerli olması, nadir olması, ikame edilememesi, taklit edilememesi veya taklit edilmesinin pahalı olması sayılabilir.
Dış kaynaklardan yararlanma tek başına ve diğer uygulamalardan bağımsız olarak ele alınacak bir yönetim uygulaması değildir. Tam aksine, işletmeler kendi temel yetenekleri üzerinde yoğunlaştıkça dış kaynaklardan yararlanma eğilimleri artmaktadır, bu eğilim arttıkça ortaklık (Partnership) ve şebeke organizasyonları (Network) gelişmekte ve işletmeler küçülerek (Downsizing) daha esnek ve çabuk hareket eder hale gelmektedirler.
Günümüzde işletmeler, başta güvenlik, temizlik, mutfak, depolama ve lojistik gibi hizmetleri dış kaynak kullanımı olarak gerçekleştirmektedirler. Bundan sonraki aşama, diğer departmanları sorgulayarak, “Öz Yetenek”lerinin dışındaki faaliyetleri de dış kaynaklara aktarmak olmalıdır. Bunlar, ambalaj üretimi, montaj, paketleme veya benzeri hizmetler olabilir.
Ancak yukarıda da söz etmiş olduğum gibi, bazı teknik konuların işletmelerin “Öz Yetenek” olarak belirlemeleri ve asla dış kaynaklara aktarmamaları gerekmektedir. Bunlar, bir ürünün formülü, hammadde bileşimi, teknoloji, yazılım, üretim aşamasındaki bazı özel teknikler, pazar araştırma sonuçları, pazarlama faaliyetleri, satış kanalları ve teknikleri, ürün geliştirme veya inovasyon çalışmaları olabilir.
Kaynakça
Koçel, T., İşletme Yöneticiliği, 11.Baskı, İstanbul: Arıkan Yayınları, 2007.
Ülgen, H. ve Mirze S. K., İşletmelerde Stratejik Yönetim, İstanbul: Arıkan Yayınevi, 2007.
Weidenbaum, M. “Outsourcing: Pros and Cons”, Business Horizons, Volume 48, Issue 4, July-August 2005.