Oyun bilgisayarından kalkınma modeli çıkar mı?

Kalkınma, doğru sistemi kurmaya ve farklı paydaşların katılımına açık hale getirmeye dayanan bir oyundur. Oyun bilgisayarlarının tasarım ilkelerini incelemek, bu konuda iyi bir zemin yaratmaya yardımcı olabilir.

Geçen aylarda fuarından yeni oyun lansmanlarına konsol tarafındaki yeniliklerden yüksek oyun performansı sunan cep telefonu tanıtımlarına kadar “kıyamet koptu” dedirtecek birçok gelişme yaşanınca, oyun ekonomisinin farklı boyutlarını araştırma ihtiyacı hissetmiştim. Biz Peak Games ve ardından gelen yatırımların yarattığı narkoz etkisi nedeniyle, oyun şirketi yap-satçılığı modundan çıkamıyoruz. Ancak oyun bilgisayarlarının yapısı ve geliştirme süreçleri sanayileşmeden akıllı kentlere kadar birçok alanda bize ders oluşturabilecek bir değer taşıyor.

Yıllar önce Tayvan’a gittiğimde, kişisel teknoloji geliştiren şirketleri gezerken, bir tasarım merkezinde duvardaki Mercedes kamyon resimlerini görünce şaşırmıştım ve bunların ne olduğunu sormuştum. Bir başka duvarda esporcuların ve onların yıllık gelirlerinin olduğu görsel çalışmaları bana gösterip yükselen espor ekonomisini anlatmış ve dizüstü oyun bilgisayarlarının seyirciye bakan taraflarının tasarımında güçlü görünüşün ne kadar önemli olduğunu anlatmışlardı.

Yıllar sonra espor ve oyun bilgisayarları alanı, oyuncular arasında artan rekabete yardımcı olmaya yönelik başka unsurları barındırıyor.

Acer Türkiye Pazarlama Müdürü Sema Yıldız’ın “Oyun bilgisayarları gelişmiş grafik teknolojilere sahip oyunların yüksek performans ile akıcı biçimde oynanması ve içerik üreticilerinin ihtiyaç duyduğu iş gücünü karşılamak için tasarlanır. Bu nedenle de son teknoloji grafik kartları ve işlemcilere, yüksek çalışma performansından doğacak ısınma sorununa karşı akıllı kasa tasarımı ve soğutma sistemine, uzun kullanımda dahi konforlu hissettirecek ergonomik klavyelere, renkleri en canlı ve doğru biçimde aktarabilen yüksek tazeleme hızına sahip göz dostu ekranlara gereksinim duyar” şeklindeki sözleri, “sanayileşmeden akıllı şehirlere” diye yaptığım yorumun nereye dayandığını da göstermek için yeterli.

Rekabetçi dünya devrim getiriyor

Devam edelim. Yıldız şöyle diyor: “Son dönemde oyun teknolojisindeki gelişmeye paralel olarak oyun bilgisayarlarında da bir teknoloji devriminin yaşandığını söylemek gerekiyor. Oyunlar artık grafik, ses ve gerçekçilik anlamında birbiriyle yarışan yapay zeka teknolojilerine sahip. Bu nedenle de oyunların kapasiteleri çok yüksek, oynanmaları gereken bilgisayarların da bunu karşılayabilecek depolama alanına sahip olması gerekiyor. 13. Nesil Intel Core mobil işlemcinin yanı sıra NVIDIA Ge- Force RTX 40 serisi GPU’ların kullanımıyla birlikte oyun bilgisayarları yeni nesil oyunlarda daha gerçekçi ve akıcı sahnelerin yaşanmasını sağladı. Böylece oyuncuların ve e-sporcuların yaşadıkları deneyim de gerçeğini aratmayan boyuta ulaştı.”

Bunların hedeflediği bir sonuç var tabii. Yıldız bunu “Daha fazla hareketlilik barındıran, çok daha fazla çevre detayı içeren, gerçekçi ışık ve gölgelendirme efektleriyle foto realizme bir adım daha yaklaşan oyunlar kısa ve hızlı yükleme süreleriyle kesintisiz bir şekilde oynanabiliyor” sözleriyle ifade ediyor. Ama sadece bu değil.

Sürdürülebilirlik mi dediniz?

“Acer oyun bilgisayarlarında en son teknoloji soğutma özellikleri bulunuyor ve soğutma problemlerine önemli çözümler getiriyor” diyen Yıldız, “Yüksek performanslı bir oyun ürünü olarak Helios 16 / 18 serisidizüstü bilgisayarlarda özel tasarlanmış 5. Nesil AeroBlade 3D fan teknolojisi bulunuyor. Bunun yanında 0.08 mm kalınlığa sahip 89 ultra ince bıçak sayesinde daha önceki teknolojilere göre yüzde 10 daha fazla hava akışı sağlanıyor ve bilgisayarın soğutması daha verimli şekilde gerçekleşiyor. Kullanılan bir başka soğutma yöntemi ise sıvı metal macun yöntemi. Temel ara yüz malzemesi olarak, CPU ve termal modül arasında daha verimli bir ısı transferi ve daha fazlası için CPU performansını optimize ediliyor. Sıvı metal yağ çok özel bir malzeme bileşeninden üretiliyor ve içinde galyum, indiyum, kalay ve kalay karışımı bulunuyor. Bu sayede de piyasadaki diğer macunlara göre çok daha fazla verimlilik elde ediliyor” diyor.

Bizde, 1990’lı yılların ortalarında Pentium 4 işlemcili PC toplarken bazı arkadaşlar ilk olarak işlemcinin üstüne yerleştirilen fanın elektrik soketini bağlamayı unuttukları için fan çalışmıyor ve çok işlemci yanıyordu. Nereden nereye?