Oynaklık en az dört ay sürecek
Tahvil/bono ve hisse senedi piyasalarındaki oynaklık eylüle kadar sürebilir. Likidite koşulları iyi gözükmüyor. Finansal koşullar sıkılaşıyor. Büyümedeki aşağı yönlü riskler, yüksek enflasyon, artan faizler, cazip bir piyasa ortamı yaratmıyor.
Başta Fed olmak üzere, gelişmiş ülkelerin merkez bankaları, güvenilirliklerini tekrar kazanmak istiyorlar. Enflasyon psikolojisinin yerleşmesi gibi büyük bir risk bulunuyor. Enflasyonda zirvenin görülmesi, merkez bankalarını tatmin etmez. Düşüş trendinin başlamasını isterler. Hâlihazırdaki beklentiye göre, Fed haziranda ve temmuzda faizi ellişer baz puan artıracak. Avrupa Merkez Bankası (AMB) başkanı Lagarde dün, temmuz ve eylüldeki 25 baz puanlık artışları bir bakıma açıkladı. İngiltere Merkez Bankası’nın (İMB) faizinin yılsonunda yüzde 2,25 olacağını öngörülüyor. Sekiz eylülde AMB’nin, 15 Eylül’de İMB’nin, 21 Eylül’de Fed’in toplantısı var. Önümüzdeki dört ayda manşet enflasyonun gidişatı, eylül toplantılarında değerlendirilir. Enflasyondaki yükseliş sürerse, 75 baz puan Fed’in, 50 baz puan AMB ve İMB’nin gündemine girebilir.
Jeopolitik riskler ve Çin’in salgın stratejisi, tedarik zincirlerinde ek sıkışmalar yaratacak. Arz zincirlerinin normalleşmesi kısa vadede mümkün değildir. Enflasyonun bu nedenle, yukarıda yazdığım merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmesi muhtemeldir. Tahminler farklılaşabilir. Ancak büyük merkez bankalarının nötr faizi, reel faizin en azından sıfır olacağı yer olabilir. Bu sıkıntılı konjonktürde yayımlanan raporlarda, yapılan tartışmalarda, Türkiye’nin adının ‘‘çok zorlanacak ülkeler’’ listesinde yer alması üzücüdür.