OVP’de revizyon gerekir mi?
Türkiye’nin 2022-2024 dönemi için ekonomide yol haritası olan Orta Vadeli Program’ın (OVP) onaylanmasına dair Cumhurbaşkanı Kararı bundan 3 ay önce 5 Eylül tarihinde Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Bu program resmen iptal edilmedikçe ya da bir revizyon yapılmadığı sürece ekonominin yol haritası olarak kabul edilmelidir. Ancak eylül ayından bu yana yaşanan gelişmeler ve kamuoyunda “düşük faiz-yüksek kur” ya da “Çin Modeli” gibi sıfatlarla anılan politika değişikliklerinden sonra OVP’de değişiklik yapılması gerekebilir.
Üç yıllık dönemi kapsayan ve aylar süre çalışmaların ardından açıklanan önemli bir dokümanın üç ay sonra daha uygulama dönemine bile girmeden revize edilmesi çok rastlanır bir durum olmaz ancak OVP’nin yol gösterici özelliği varsa acilen tekrar gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa değişiklikler yapılması doğru adım olur.
OVP makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminlerini, bütçe dengesi ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren temel politika dokümanıdır. Merkezi yönetim bütçesi ve Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında detaylandırılan bir politika çerçevesi çizer. Belirlenen makroekonomik hedefler ile ekonomik ve sosyal alanlarda izlenecek politikalar kamuoyuyla paylaşılır. OVP’de de belirtildiği gibi “Özel kesim için öngörülebilirliği artıran bir yol haritası niteliği taşımaktadır.”
Açıklanan OVP’ye göre 2022 yılında gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 5 büyüme ile 850 milyar dolara ulaşması hedeflenirken, kişi başına GSYH’nin ise 9,947 dolar olması öngörülüyor. İşsizlik oranının yüzde 12’ye gerilemesi, ihracatın 230.9 milyar dolara ve ithalatın ise 282.7 milyar dolara yükselmesi hedefleniyor. Dış ticaret açığı 51.8 milyar dolarda kalırken, cari işlemler dengesi de 18.6 milyar açık verecek. 2022 yılı için çizilen tablo bu ve bu tabloya ulaşırken tüketici fiyatları ile enflasyon yıl sonunda yüzde 9.8’e gerileyecek; birçok kritik hesaplamada veri olarak kullanılan GSYH deflatör artışı ise yüzde 12.9 olacak.
Orta Vadeli Program kural gereği merkezi yönetim bütçesinin hazırlanma sürecini de başlattığı için halen TBMM’de görüşülen 2022 bütçesi de bu verilere göre hazırlandı.
OVP yapılırken enflasyonun 2021 sonunda yüzde 16.2 olarak gerçekleşeceği ve deflatörün ise yüzde 20.9 olacağı tahmin edilmişti. İhracat 211 ve ithalat ise 258 milyar dolar olarak tahmin edilirken, GSYİH için 801 milyar dolar ve kişi başına GSYİH için 9,489 dolarlık gerçekleşme tahminleri OVP’ye konulmuştu.
Eylül ayından bu yana ise enflasyonu, dış ticareti ve dolayısıyla büyüme ve istihdamı etkileyen önemli gelişmeler ve dalgalanmalar oldu. Özel kesim bu değişiklikler paralelinde geleceğe dair öngörülerini yapmakta zorlanmaya başladı. Oysa OVP tanımı gereği özel kesim için öngörülebilirliği artıran bir yol haritası olmalıydı. Bu çerçevede ekonomideki durumun iyice değerlendirilip, OVP’de bir değişiklik gerekip gerekmediği kararı verilmeli ve değişiklik gerekiyorsa biran önce yapılmalıdır. Aksi takdirde önemli bir doküman olan OVP yol göstericilik ve inandırıcılık özelliğini kaybederken, ekonomi yönetimi izleyeceği politikaları kamuoyu ile paylaşmak ve ekonomideki birimlere mesaj vermek için de kullandığı önemli bir silahından yoksun kalır.