OVP ışığında olası senaryolar
Açıkçası pek çok yorumcu gibi OVP’nin lafzı kısımıyla pek ilgilenmiyorum. Neden? Çünkü yıllardır o kısımlar biraz da kopyala-yapıştır yöntemiyle dolduruluyor sanki. “Daha önce o kısımlarda yer alan politikalar gerçekleşti mi?” diye sorarsak da çoğunluğu için olumsuz cevap verebiliriz. Özellikle Türkiye’nin orta gelir tuzağını aşabilmesi için elzem olan öncelikle eğitim ve hukuk alanında yapılması gereken reformlarda pek bir yol katedilemediği söylenebilir.
OVP’nin rakamsal kısmına gelirsek. Geçen haftaki yazımda enflasyondaki son aylık gelişmelere bakarak bu seneyi %44 civarında bir yerde kapatacağımızı ifade etmiştim. Nitekim OVP’de bu konuda MB’ından daha gerçekçi davranılarak sene sonu enflasyonu yüzde 41,5’e çıkarılmış. (Halbuki MB daha geçen ay yayınladığı enflasyon raporu’nda 34-42 bantını değiştirmemişti. Diyecekseniz “ama 41.5 bu bantın içinde kalıyor”. Eh, peki öyle olsun!)
Gene MB’nın yüzde 14 hedefine karşın OVP’de 2025’e ilişkin enflasyon tahmini de yüzde 17,5’e çıkarılmış. Yüzdesel olarak bakıldığında burada MB ile olan fark daha da fazla. Şahsen 2025 sonunda 25’in altını zor görsem de, gene OVP’nin daha gerçekçi olduğu söylenebilir. Herkesin en çok merak ettiği OVP’deki dolar kuruyla ilgili zımni tahminler ise 2024 ortalaması 33.2 ve 2025 ortalaması ise 42.0 şeklinde. 2 sene arasında ortalama kur artışı yüzde 26,5 olarak öngörülmüş. Sene sonları için ise (kur artış eğrisini yükselen düz bir çizgi olarak tahmin edersek) 2024 için 37.0 ve 2025 için 46.0 gibi bir değerden söz edebiliriz. İki artış oranı da 2025 enflasyon tahmini olan yüzde 17,5’in oldukça üzerinde.
Belli ki önümüzdeki dönemde faiz indirimlerine paralel olarak kurlarda da enflasyonun üzerinde bir artış öngörülmüş. Bunda TL’de süregelen değerlenmenin ihracat ve turizm gelirlerimize olası menfi etkisinin dikkate alınmış olduğu söylenebilir. Nitekim 2025’te dış ticaretin büyümeye katkısı yüzde 0,2’ye kadar düşürülmüş. Ancak Türkiye özelinde kur artışını hızlandırmanın tehlikeli bir oyun olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Kur gelişmelerini yakından takip eden yerli yatırımcılar TL’de kalmanın döviz bazında eksi getiri sağladığını gördükleri anda dövize geçeceklerdir. Bu nedenle faiz indirimlerini mutlaka döviz kuru ve enflasyondaki fiili gelişmeleri ve de beklentileri dikkate alarak yapmak gerekecek. Bunu yaparken de reel faizler pozitif kalmak zorunda. Bu çerçevede 2025 sene sonuna kadar politika faizinin kademeli olarak yüzde 25’e kadar düşürülmesi mümkün gözükmekte.
OVP’de bu seneki büyüme yüzde 3,5 olarak öngörülmüş. Ancak 2. çeyrekteki yüzde 2,5 büyümeden sonra gelen öncü veriler soğumanın devam ettiğini göstermekte. Geçen senenin 3. çeyreğinde yüzde 6,5 büyüme yaşandığı için bu sene aynı çeyrekte bir baz etkisi de söz konusu olacak. Son 2 çeyreğin yüzde 2’ler civarında gelmesi ve tüm senenin de yüzde 3 civarında bir artış göstermesi daha olası.
2025 için ise yüzde 4’lük bir büyüme hedeflenmiş durumda. Burada da MB’nin öngörüleriyle bariz şekilde çelişen bir durum söz konusu. Merkezin enflasyon tahminleri grafiğinde 2024’ün 3. Çeyreğinden başlayarak 2027’nin 3. Çeyreğine kadar negatif çıktı aralığı öngörülmüş durumda. 2025’in her çeyreğinde öngörülen çıktı aralığı ise yüzde -3 civarında. Böyle bir çıktı aralığı ile yüzde 4’lük büyüme tahmini kesinlikle uyumsuz.
Önümüzdeki sene dezenflasyonist program kritik bir eşikten geçecek. Bu süreçte büyümeyi arttırmak doğru değil. Burada kısılması gereken öncelikle özel ve kamu sektörü tüketimi olmak zorunda. Ancak her ikisinde de az da olsa bu seneye göre artış öngörülmüş. Bu sene yüzde 3,0 olarak tahmin edilen toplam nihai yurtiçi talep 2025’te yüzde 3,3’e çıkarılmış durumda. Öte yandan bu sene GSYH’nin yüzde 4,9’u olması beklenen bütçe açığı ise önümüzdeki sene yüzde 3,1’e düşürülmüş. Dezenflasyonist bir program altında bütçe açığı düşürülürken büyüme hızının artması oldukça çelişkili bir durum.
Sonuçta 2025’te ya büyüme yüzde 3’ün altında tutulacak ve enflasyon 20’li seviyelere düşürülecek, ya da büyüme OVP’de hedeflendiği gibi yüzde 4’e çıkacak ve enflasyon hedefindeki sapma daha da yüksek olacak.