Over tourism, Quo vadis?
Quo vadis, bir dönem ‘Ne haber, nasıl gidiyor, nereye’ anlamında çok kullanılan bir deyimdi. Aşırı turizm (overtourism) ve tourismphobia (turizmofobi- turizm karşıtlığı) kavramları son yıllarda gündeme gelen ve sık kullanılan konulardır. ‘Aşırı turizm’ sözcüğü ilk 2016 yılında kullanıldı. Günümüzde özellikle Avrupa kıtasındaki popüler turizm destinasyonları için bir sorun haline geldi.
Aşırı turizm ağırlıklı olarak kentsel destinasyonlarda yaşanıyor. Sektörün kontrolsüz ve planlanmadan büyümesi, turistik çekiciliklerin yok olmasına neden oluyor. Turizm ve turist akımlarının yönetilmesinde karşılaşılan sorunlardan ve bunların turistler ve yerel halk üzerindeki etkilerinden ortaya çıktı. Başta İspanya, İtalya olmak üzere Hırvatistan ve Hollanda’daki yerel halkın günlük yaşamını kabusa çeviriyor. Barselona ve Venedik’te yerel halkın turistlere ve turizme karşı gerçekleştirdiği protestoları artırdı.
Duvarlara “tourist go home (evine dön turist)” gibi sloganlar yazılıyor. Bu durumda turizm turizmi yok ediyor. Sokaklara dökülüp caddeleri dolduranlar, ‘Turist istemiyoruz’ dese de gerçekte istenmeyen ve yeter denilen, geldiği yere yarardan çok zarar getiren bu kesimdir. Bu arada çok para harcayan üst gelir grubuna mensup zenginlerin oluşturduğu lüks gemi seyahatlerine katılanlar için de istemiyoruz eylemleri yapılmaya başlandı. Sorunun nedeni turizmin kitleselleşmesidir. Kitleselleşme de demokratikleşme ürünüdür. Turizmin yalnız elitlerin yapabileceği bir şey iken ikinci dünya savaşından sonra kitleselleşti. Daha önce aristokratların kullanabildiği alanı şimdi maden işçisinden, şoförüne kadar herkes kullanabiliyor.
Turizm sıkışıklığı sadece sayıyla ilgili değil. Başta İspanya olmak üzere çeşitli ülkelerde hükümetler turizm stratejilerini bu temelde değiştirmeye başladı. Bugün dünyada 1.4 milyar olan seyahat eden sayısı 2030’da 2 milyara ulaşacak. Mevcut ve ekleneceklere seyahat yasağı getirilemeyeceğine göre seyahatçi nereye gidecek.
Yalnız ücretli hale ve yüksek bedelle yapılabilen düzenlemeler uluslararası seyahatlerin yüzyıl önce olduğu gibi yalnız zenginlere ait bir ayrıcalığa dönüşmesine neden olur. Bu da savunulamaz.
Bu konunun bir yönü, konuya bir de şu açıdan bakalım: Turizm, en hızlı büyüyen endüstrilerden biri olarak dünya ekonomisine yüzde 10’dan fazla katkıda bulunuyor: Yabancı gezgin sayısı 1950’lerde 25 milyon iken bugün 1,4 milyara ulaştı, 2030’da da 2 milyara yaklaşacak. Turizm, dünyadaki istihdamın yüzde 10 kadarını sağlıyor. (334 milyon) 2023’de turizm dünyada 27 milyon yeni iş yarattı. Quo vadis’in yanıtı kolay değil. Ama aşırı turizm ve ona karşı eylemler sektörde değişimin başlangıcı olabilir.