Otomotiv sektörünün gündemi CKD uygulaması
2023 Şubat ayına ilişkin dış ticaret rakamları açıklandı. Buna göre, dış ticaret açığımız yaşanan deprem felaketlerinin etkisiyle bir önceki yıla göre ciddi artış gösterdi. Geçen yılın aynı dönemine göre; ihracat %6,4 oranında azalışla 18 milyar 638 milyon dolar olurken, ithalat %10,6 oranında artışla 30 milyar 833 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2023 yılı Ocak-Şubat döneminde ise, ihracat %1,5 oranında artışla 38 milyar 8 milyon dolar, ithalat ise %15,6 oranında artışla 64 milyar 439 milyon dolar olarak gerçekleşti. Böylece dış ticaret açığımız 18 miyar dolardan 26 milyar dolara çıktı.
Bu sonuç, maalesef on binlerce insanı kaybettiğimiz, hepimizi derinden üzen Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin birçok olumsuz etkisinden sadece biri durumunda. İhracattaki azalmada; deprem bölgesindeki ihracatçı şirketlerin zarar görmesi, ihraç ürünlerinin naklinde kullanılabilecek taşıma araçlarının ağırlıklı olarak deprem bölgesine yardım malzemesi taşınmasında kullanılması, deprem bölgesinde yerleşik taşımacılık şirketlerin sayısının nispeten fazla olması ve onların da depremde zarar görmesi, ihracattan önce deprem bölgesine yardıma odaklanılması zorunluluğu gibi hususlar önemli rol oynuyor.
Ancak bugün birçok sektörü yakından ilgilendiren CKD uygulamasına değinmek istiyoruz.
CKD uygulaması nedir?
CKD, İngilizce’deki “complete knock-down” ibaresinin baş harflerinden oluşuyor. “Tamamıyla demonte” olarak dilimize çevrilebilecek olan bu uygulama ile, bir makine veya teçhizatı oluşturan parçalar başka bir ülkede montaj işlemine tabi tutulmak üzere demonte olarak dış ticarete konu ediliyor. Bu uygulamada “demonte eşya” tabiri, parçaları sadece birleştirme işlemini gerektiren; örneğin, bağlantı elemanları (vidalar, somunlar, cıvatalar, vb.) veya perçinleme ya da kaynak yoluyla birleştirilebilen eşyayı ifade ediyor. Bu uygulamada, montaj yönteminin karmaşıklığına bağlı olarak ya da nihai şeklini vermek için, eşyanın parçalarının daha ileri bir işçilik görmesine gerek olmuyor. CKD, Otomotiv">otomotiv ile demir yolu taşıt endüstrilerinin yanı sıra elektronik, mobilya ve diğer ürünler için de yaygın şekilde uygulanıyor.
Bu uygulama gümrük tekniği bağlamında eşyanın sınıflandırılması ve yatırım teşvik uygulaması açısından önem arz ediyor.
Tarife Genel Yorum Kuralları’na göre, herhangi bir eşyanın sökülerek veya monte edilmeden getirilmiş olan parçaları da nihai eşya gibi sınıflandırılır. Örneğin; demonte halde gelen bir mobilya gümrük tarife kuralları uyarınca monte edilmiş haldeki bir mobilya gibi kabul edilir. Hatta, bu kural nihai ürünün ayırt edici vasfını taşıması kaydıyla, imali bitirilmemiş veya aksamı tamamlanmamış eşya için de geçerlidir. Misal, bazı parçaları eksik olsa bile, gümrüğe sunulduğu anda mobilyanın ayırt edici niteliğini taşıyorsa, demonte haldeki bu eşya yine de mobilya gibi beyan edilir.
İthal edilen ürünün aksam parça olarak mı yoksa nihai ürün olarak mı beyan edileceği, başta vergilendirme olmak üzere, eşyanın ithalat süreçlerinde ciddi farklılıklara neden olabilmektedir. Elbette aksi yöndeki durumlarla da karşılaşılmakla birlikte, genel bir kural olarak, aksam parça niteliğindeki eşyanın gümrük vergilerinin asıl ürüne göre daha düşük olduğunu söylemek mümkündür.
Bu nedenle CKD niteliğindeki eşyanın ithal anında gerçekten aksam parça mı, yoksa demonte haldeki nihai ürün mü olduğunun tespit edilmesi, eşyanın gümrük süreçlerinin olması gerektiği gibi tamamlanmasını sağlayacaktır.
CKD uygulaması, otomotiv sektöründe aynı zamanda bir teşvik
Ülkemizde kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda; tasarrufların katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilmesi, üretim ve istihdamın artırılması, uluslararası rekabet gücünü artırarak AR-GE içeriği yüksek bölgesel ve stratejik yatırımların özendirilmesi, uluslararası doğrudan yatırımların artırılması, bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılması, kümelenme ve çevre korumaya yönelik yatırımlar ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla yatırımlar teşvik ediliyor. Bu bağlamda yürürlükteki teşvik sistemi; genel, bölgesel ve stratejik yatırımların teşvikini amaçlayan uygulamalarından oluşuyor. Üretim için gerekli yatırım malları için getirilen bu teşvik ithalatta gümrük vergisi ile katma değer vergisi (KDV) muafiyetleri gibi avantajlar ile yatırım harcamalarının vergi matrahından düşülmesi gibi imkanları da sağlıyor. Oldukça yaygın kullanılan bu teşvik sistemi kapsamında bu yıl sadece Ocak ayında tevsi veya yeni yatırım olarak 1496 adet yeni yatırım teşvik belgesi verilmiş.
Peki CKD nerede devreye giriyor? Yatırım teşvik mevzuatına göre bir teşvik belgesi kapsamındaki yatırım malı makine ve teçhizatın ithali, otomobil ve hafif ticarî araç yatırımlarında yatırım dönemi içerisinde kalmak kaydıyla monte edilmemiş haldeki (CKD) aksam ve parçaların ithali yürürlükteki İthalat Rejimi Kararı gereğince ödenmesi gereken gümrük vergisinden muaf tutuluyor. Yani örneğin, otomotiv imalat sektöründe faaliyet gösteren bir şirketin bir yatırım teşvik belgesi alması durumunda, teşvik belgesi sadece yatırım mallarına ilişkin makine ve teçhizatı içermemekte, aynı zamanda otomotiv üretimi için gerekli olan aksam parçaları (CKD) da kapsayabilmektedir. CKD kapsamında ithal edilen ürünlerden gümrük vergisi tahsili yapılmıyor. Ancak son dönemde yatırım teşvik belgesi kapsamında olan CKD ürünlerinin bazılarının gümrük vergilerinden muaf ithal edilmesi yönündeki başvuruların reddedildiğine dair duyumlar da alınıyor. Örneğin; plastikten mamul ürünler, metal bağlantı parçaları (braket, segman, vida, pul, somun vb.), nihai kullanım özelliğinde olmayan saclar gibi bazı eşyanın son dönemde CKD muafiyetinden yararlandırılmadığı anlaşılıyor.
Ne yapmalı?
Uluslararası piyasalarda rekabet gücünü korumak ve yeni pazarlara girmek adına uluslararası ticarette yaygın olarak CKD uygulanıyor. Şirketler üretim maliyetlerini ve yatırım planlarını oluştururken bu uygulamayı da dikkate alıyor. Bu nedenle CKD oldukça önemli bir uygulama. Bu noktada öncelikle şirketlerin CKD uygulamalarını dikkate almaları ve tarife açısından da titizlik göstermeleri gerekiyor. Üretim faaliyetinin ileri düzeyde bir işçilik olması, CKD kapsamında ürünlerin ithalinde yedek parça olarak gümrük vergilerinin ödenmesi için önem taşıyor.
CKD uygulaması otomotiv sektöründeki teşvik uygulamaları açısından da önem arz ediyor. Son dönemde CKD uygulamalarının daraltılması, şirketlere planlama açısından zorluklar getiriyor. Otomobil üreten şirketler 3’er veya 6’şar aylık üretim planlamaları yapıyor. Bu nedenle, maliyetleri değiştiren bu gibi politika değişikliklerinin daha önceden ve şeffaf olarak paylaşması uluslararası arenada rekabet eden firmalar için zorunluluk arz ediyor.