OSB’lerde yeni algılama ve Çerkezköy örneği

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ

Eskişehir Sanayi Odası’nın Mümtaz Zeytinoğlu, Orhan Aydın, Metin Erözlü, Bekir Erman gibi yönetim kurulu üyeleri, genel sekreteri Yılmaz Çakır gibi profesyonellerin Eskişehir OSB’nin kuruluşundaki diri heyecanını hâlâ bugün anımsarım.

OSB’nin bir “altyapı” yatırımı olduğunu kavrıyordum, ama ne gibi işlevlerinin olacağını derinliğine çözümlemiş, zihnimde netleştirmiş değildim. Eskişehir’de yaşanan heyecanın Bursa, Çerkezköy ve Manisa OSB’leri için de yaşandığını Yılmaz Çakır’dan birkaç kez dinlemiştim. Yaygın medyada çıkan birkaç kırıntı haberi de gazete kupürü olarak saklamıştım. İzlediğim kadarıyla OSB’lerin yaratacağı “cazibeye” büyük umutlar bağlanıyordu. Yolları, iletişim yapıları, yönetim merkezleri, düzgün ve yeterli büyüklükte arsa tahsisleri, kentle bağlantıları, enerji temini ve kalitesi, içme, kullanma ve sanayi suyu örgütlenmiş bu mekânlarda ülkenin kaderini değiştirecek yatırımlar yapılacaktı. OSB’lerin “yer seçimi”kararını kolaylaştıracağı düşünülüyordu. Ayrıca, kent merkezleri ile OSB’ler arasında kurulacak planlı ilişkiler, toplu taşıma olanaklarından yararlanmayı sağlayacak, kent imar planları OSB merkezli tasarlanacak, girişimci taşa-toprağa kıt sermayesini bağlamayacaktı.

"Veri bilinci" yükseliyor

Neredeyse yarım yüzyıla yaklaşan zaman kesitinde ülkemizdeki OSB oluşumunu yakından izledim. Bugün de izlemeyi sürdürüyorum. Gözlemlerime göre, ülkemizdeki OSB algısı beş önemli kırılma yaşadı:

►İlk aşamada, Hazine arazilerinden sağlanan tahsislerle, yeterli büyüklükte ve çok ucuza alınabilecek, girişimcinin işine yatırım yapması amacı herkesi motive ediyordu.

İkincisi, OSB’lerin altyapılarının tamamlanmış olması, yolların, demiryolu bağlantılarının, limanların, su ihtiyacının, arıtma tesislerinin ve güvenli enerji sağlamanın yaratacağı maliyet avantajlarıydı.

►Üçüncü, OSB algısı, dışa açık bir ekonomide ‘rekabet avantajı’ yaratan bir konumlanma sağlamasıydı. Ayrıca, yığılma ile kümelenme karıştırılsa bile bir örgütlü mekânda yatırım yapmanın sağlayacağı kolektif işlemlerin yaratacağı ‘olumlu dışsallıklardan yararlanma’ bilincinin de yükseldiği bir aşamadan da geçildi.

►Dördüncüsü, OSB’lerin yaygınlaşmasıyla birlikte “teşvik sistemlerinden yararlanma” kriterlerinin dikkate alındığı; bazı OSB’lerde tek başına üretilen bazı girdilerin, bir işbirliği anlayışıyla üretilmesinin ‘kaldıraç etkilerini’ dikkate alan eğilimlerin güç kazanmasıydı.

►Beşinci aşama ise bugün içinde geçtiğimiz sürecin özelliklerini yansıtıyor. OSB yönetimleri arasında “verinin temel girdi” haline geldiğini fark edenler; OSB’lerin sağladığı girdilerin ölçülmesi kadar üye kuruluşların girdilerinin ölçülmesi, ulaşılan sahadaki “küçük veri” ile dünya genelindeki “büyük verinin” dengelenerek, veriden “yeni bir nesne ve yeni bir iş yapma metodu üreterek” rekabet gücü yaratma algısının öncü OSB’lerden başlayarak yaygınlaşmasıdır.

Donanımlı OSB’ler işbirliği yapmalı

OSB’lerin gerçek “varlık nedeni” kuruluş ölçeklerinde yapılması halinde maliyeti yüksek olabilecek işlerin, OSB örgütlenmeleriyle sağlandığı maliyetle sunmaktır. Veri, bugünün koşullarında, işgücünden, enerjiden, hammaddeden ve diğer üretim girdilerinden daha önemli, daha etkin bir girdi haline gelmiştir. Bir OSB’nin üyelerinin işini kolaylaştırması, öncelikle ölçüm yapması, ölçümleri veriye dönüştürmesi, sahadan elde edilen verilerle dünya genelindeki verileri ehlileştirerek bir ürün ve metoda dönüştürecek olgunlukta arz etmesidir.

OSB’lerin ürettiği hizmetleri ölçme, veriye dönüştürme, OSB verileri ile üye kuruluşların verilerini eşleştirerek verimlilik artışına katkı yapma konusunda ciddi bir hareketlilik gözleniyor. Ölçme ve veriye dönüştürme konusunda öncü OSB’lerden biri de Çerkezköy OSB’sidir.

Çerkezköy OSB’i kurumsal anlamda 300, bölge firmaları dikkate alındığında 77 bin kişilik istihdam yaratan önemli bir yapı. Bölgedeki 270 üretim tesisinin 41’i yabancı yatırımcı. Bölgenin alan büyüklüğü; başka bir anlatımla 12 milyon 730 bin metre kare. Etkinliklerini sürdüren firmaların toplam ciroları 21 milyar dolar. Bölgenin gerçekleştirdiği ihracat miktarı ise 3 milyar 500 bin dolar... Çerkezköy OSB bünyesinde 25 Ar-Ge Merkezi, 4 tasarım merkezi, TİM kapsamındaki ilk bin firma arasında 28’nin, İSO ilk 500’de 18’inin, İSO 2 bin 500’de 19’u etkinliklerini sürdürüyor. Ayrıca, çok sayıda sosyal etkinlikle bölge üyelerinin ve çevrenin yaşamına doğrudan dokunuyor.

Çerkezköy OSB, çağımızın belirleyici gücü olan “veri üretimi ve değerlendirmesi” konusunda SCADA Uygulamaları çerçevesinde önemli bir yapılanmayı da gerçekleştirmiş durumda:

►Bölgedeki firmaların elektrik, su, doğalgaz ve atık suları kesintisiz ve eşanlı olarak izleniyor. Oluşturulan verilerin saklanması, erişilebilir hale getirilmesi, kontrollerinin yapılması sonucu kayıp-kaçak oranları gözetleniyor ve denetleniyor.

►Bölgede 380’i aşan kamera ile yaşam izleniyor; olumsuz bir durum olursa anında müdahale ediliyor.

►Sahadan elde edilen ‘küçük veri’ ile küresel ölçekte erişilen ‘ büyük veri’ sentezlenerek, “inovatif projelere” destek sağlanıyor.

►Bugüne kadar 2 milyon sayfa belge ve 400 bin metre proje sayısallaştırılmıştır; erişime açılması aşamasına geçiliyor.

►Uygulama yazılımlarını geliştirme ve uygulamaya alma çalışmalarıyla, faturalama, laboratuvar çalışmalarının izlenmesi, insan kaynakları, elektronik bilet, bilgi sistemleri, mobil iletişime destek sağlama olanakları genişletiliyor.

Çerkezköy OSB’deki yapılanmaların bir sonraki aşaması, üyelerin verilerini, bölge verilerini ve küresel ölçekte işe yarar büyük veriyi eşleştirerek, yeni nesneler üretme ve yeni iş yapma metotları geliştirme adımlarını atmaktır. Böylesine bir ilerlemenin altyapısı kısmen oluşturulmuştur; diğer OSB’lerin birikimleri de izlenerek veriden yeni değerler ve yeni iş yapma metotları aşamasına hızla geçişler yapma aşamasına gelinmiştir.

Diyorum ki, önde gelen OSB’lerin birikimleri kadar, orta ve büyük ölçekli firmaların veri birikiminin, veri hamallığı tuzaklarına yakalanmaması için OSB algısının 5’inci aşamasını iyi koordine etmeliyiz. Her şeye çözüm arama yerine, değere dönüştürülebilir birkaç proje geliştirerek, oradan sağlayacağımız başarıların motivasyonundan yararlanmalıyız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar