Ortadoğu Hava Savunma İttifakı
ABD’nin bir önceki başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret çok konuşulmuştu. İşin magazin boyutunda Trump’ın Suudilerle yaptığı kılıç dansı ya da Arap liderlerle ABD Başkanı’nın temsili bir yerküre üzerine ellerini koyarak verdikleri pozlar yer alsa da, ziyaretin kritik kısmını Suudiler’in satın aldığı Amerikan silahları oluşturmuştu.
Aynı Trump, Arap ülkeleri ile İsrail’i barıştırmayı da başarmıştı başkanlık görev süresi içinde. Abraham anlaşmalarına katılmayarak, henüz İsrail’le barışmayan tek Körfez ülkesi olarak Suudi Arabistan kaldı.
Şimdi Amerikalılar bu “eksiği” de giderme peşinde.
ABD’nin bugünkü Başkanı Joe Biden temmuz ortasında önce İsrail’e, ardından Suudi Arabistan’a gidiyor. Bu gezinin magazin kısmında ne olur bilinmez ama, kritik bölümde asıl konuşulacak konunun yine Amerikan silah sistemleri olma ihtimali büyük.
İpucunu İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz verdi; Ortadoğu ortak hava savunma sistemi kuruluyor.
HEDEF BELLİ; İRAN
Gantz, İsrail parlamentosunda yaptığı konuşmada Arap ülkeleriyle birlikte bir “savunma ittifakı kurma yolunda olduklarını” açıkladı. Bu ittifakın hedefini de açıkladı; İran. İsrailli Bakan, kurulmakta olan ortak savunma sisteminin “daha şimdiden İran’ın bazı saldırılarını etkisiz hale getirdiğini” de söyledi ve ekledi; “Kurulmakta olan savunma ittifakı, ABD Başkanı Biden’ın önümüzdeki ay bölgeye yapacağı ziyaretle daha da güçlenecek”.
İsrail’in Biden ziyaretinden en büyük beklentisi, ABD Başkanı’nın Suudi Arabistan’ı da ikna edip, Abraham anlaşmalarına dahil olmasını sağlaması. Sonrası kolay; Ortak düşman İran’a karşı işbirliği ortak hava savunma sistemi ile başlar, kim bilir, belki de iş “Ortadoğu NATO’su”na kadar varır.
İsrail ile Araplar’ın, arkalarına ABD’yi de alarak oluşturmaya başladıkları ortak hava savunma sistemi şimdilik her bir ülkenin kendi imkanlarını, yine kendi topraklarından kontrol etmesinden oluşuyor. Ortak askeri üs henüz düşünülmüyor. Ancak İsrail ve Araplar’ın, çoğunluğunu ABD’den aldıkları hava savunma unsurlarını İran saldırılarına karşı “koordineli” kullanmaları için bir ortak çalışma sistemi oluşturuluyor.
Elbette bu sisteme yeni unsurlar da eklenecek. Böylece Biden da Araplar’a satacağı yeni silah sistemleri ile, tıpkı selefi Trump’ın yaptığı gibi, Amerikan ekonomisine can verecek.
TÜRKİYE İŞİN DIŞINDA
Türkiye henüz bu savunma işbirliğinin dışında gibi duruyor. İktidardaki AK Parti hükümeti her ne kadar bir dönem bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistinliler’e karşı “devlet terörü” uygulamakla suçladığı İsrail’le barışma yoluna girmişse de, henüz işi “ortak savunmaya” vardırmak için erken. Üstelik Türkiye’de seçim yakın. Seçmene hem Suudi Arabistan ilişkilerindeki, hem de İsrail ilişkilerindeki keskin dönüşleri anlatmak ve kabul ettirmek zor. Buna bir de “savunma işbirliği” eklenmesi, AK Parti tabanından gelmekte olan tek tük itiraz sesini çoğaltabilir.
Yine de Ankara’nın aynı hafta içinde hem Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman’ı – Kaşıkçı cinayeti unutuldu gitti-, hem de İsrail Dışişleri Bakanı Lapid’i –ki kendisi önümüzdeki hafta İsrail Başbakanı olacak- ağırlaması, işlerin beklenenden hızlı ilerleyeceğinin işaretleri.
S-400 SIKINTISI
Ankara açısından ikinci sorun ise Ruslardan S-400 füze sistemleri alımı nedeniyle ABD ile yaşanan sıkıntı. Ankara, ABD’nin girişiminde kurulmakta olan Ortadoğu Hava Savunma İttifakı’na katılmak istese bile, Washington’un uyguladığı yaptırımlar nedeniyle dahil olması zor. Buna bir de, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın defaten ABD Başkanı Biden’a yaptığı “daha yakın ilişki” çağrılarının Washington yönetimi tarafından hiç duyulmamış gibi yapılmasını ekleyin. O kadar ki, Rusya’nın sıkıştırılması için kritik önem taşımasına rağmen İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğinin Türkiye’nin vetosuna takılmasına bile tepki vermedi ABD yönetimi. Ankara Biden yönetiminden beklediği ilgiyi bir türlü elde edemedi, edecek gibi de görünmüyor.
ABD Başkanı Joe Biden’ın Ortadoğu ziyareti bölge dengeleri açısından kritik önemde olacak. Şimdilik İran karşıtı Arap-İsrail cephesinin kurulması iyi gidiyor gibi görünüyor.
Ama burası tüm dengelerin bir anda değiştiği Ortadoğu;
2016 yılında da Türkiye’nin Suudi ve diğer Körfez Arapları ile birlikte kurmaya çalıştığı İslam Ordusu ve bu çerçevede Mehmetçiğin Suudi bayrağının arkasına dizdirilip, geçit töreni yaptırılması hala hafızalarda.
O dönemde AK Parti hükümetinin dört elle sarıldığı “İslam Ordusu”nun akıbeti ortada.
Şimdilerde İsrail’in öncelikli hedef yaptığı İsrail-Arap ortak savunma sisteminin akıbeti de de farklı olmayabilir.