Orta Vadeli Program sadece “yasak savma” belgesi
OVP ilk kez resmen tanıtılmadı
Bildiğiniz gibi, 5 Eylül 2021 Pazar günlü mükerrer Resmi Gazete’de 2022-2024 dönemi Orta Vadeli Program yayımlandı. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kanunu’na göre her bütçe sunulmadan Eylül ayı içerisinde izleyen 3 yılın mali programı yayımlanır. Bu bir strateji belgesi olarak mali istikrarın korunmasını amaçlar. Gelecek yılın makro büyüklükleri ile bütçe rakamları ve izleyen 2 yılın verileri bu planın içinde yer alır.
Daha da önemlisi bu programlar, Maliye bakanları tarafından büyük toplantılarla kamuoyuna sunulur. Nitekim geçen yıl da YEP (Yeni Ekonomi Programı) adıyla damat Berat Albayrak tarafından 29 Eylül günü çok büyük katılımlı toplantıda bu sunum yapılmıştı.
Nedense bu yıl ilk kez sunum yapılmadığı gibi bir pazar gününün mükerrer resmi gazetesinde apar topar yayımlandı. Kısa bir tanıtımını da 6 Eylül tarihli Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Yani OVP’ye Cumhurbaşkanı sahip çıktı.
İşin sahibi olması gereken Hazine ve Maliye Bakanı ise 2 satırlık twiter mesajı ile yetindi. Yoksa kulislere yansıdığı gibi Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan yolcu mu?...
Açıkçası garip bir durum ve görüntü!...
OVP rakamları yıllar boyunca hiç örtüşmedi
Her yılın OVP eki tablolarda bir önceki yıl kesin rakamları, içinde bulunulan yıl gerçekleşme tahmini ve gelecek 3 yılın tahmini rakamları olarak 5 sütun şeklinde düzenlenir.
Örneğin; 2021 yılı OVP belgesinde 2020 yılı fiili gerçekleşme, 2021 yılı gerçekleşme tahmini, 2022-2024 yılları tahminleri yer alır. Bu durumda örneğin bir önceki yılı OVP belgesindeki 3 yılın tahminleri yeni yılın rakamları ile karşılaştırılır, ama hiç örtüşmez.
Ne yazık ki, OVP’ler bir rehber veya strateji belgesi olarak artık algılanmıyor, yayımlandığı gün rakamlar eskiyor, tıpkı bir zamanların beş yıllık kalkınma planları gibi.
Rakamlar çelişkili, politika ve tedbirler soyut…
Bu programda da “orta gelir tuzağı” gibi ortalanmış ya da tekrarlanmış tuzaklar var. Örneğin;
- Orta büyüme tuzağı: 2021 yılının istisnai yüzde 9 olarak belirlenen büyüme oranı izleyen 3 yılda yüzde 5.0 - 5.5 bandına oturtulmuş. Aslında çok uzun yıllardan beri yıllık yüzde 5 dolayında bir büyüme hedefi hep vardır.
- Orta işsizlik tuzağı: Burada da 2021 yılı hariç, izleyen 3 yıl boyunca yüzde 12 dolayında toplanan işsizlik oranları belirlenmiş. İşsizliği azaltmaya yönelik politika ve tedbirlerin tümü ucu açık ve soyut başlıklardan oluşturulmuş.
- Enflasyon veya fiyat istikrarı: 2021 yılında yüzde 16.2 olarak tahmin edilen enflasyon oranının izleyen 3 yılda tek haneye düşürülmesi hedeflenmiş. Oysa yüzde 45 oranına yükselmiş ÜFE’nin TÜFE üzerine yapacağı baskı unutulmuş. Bir türlü farkına varamadığımız Fiyat İstikrar Komitesi’ne pek çok konu havale edilmiş. Daha da ilginç olanı “enflasyon ataleti azaltılacak” gibi bir terminoloji ile konu hiç anlaşılmamış. Sözün özü hele de seçimlere doğru giderken enflasyonu frenleme adeta imkansız.
- Cari açık: 2021 yılının dış talep artışına bağlı ihracattaki yükselme 211 milyar dolar olarak hesaplanınca izleyen yıllar için de aynı ivme dikkate alınmış. Öyle ki Program dönemi sonunda ihracatın 255 milyar dolar olacağı hesaplanmış. Dış dünyadaki muhtemel gelişmeler, kurların seyri, imalat sanayiindeki kapasite ve üretim ve özellikle ithalat unutulmuş. Bu arada politika tedbiri olarak da “girişimci ve insani dış politika”, “Yeniden Asya” gibi içi boş terminolojilere yer verilmiş.
- Kamu maliyesi: Bu tarafta kafalar daha da karışık. Şöyle ki:
1- Bütçe giderlerinde fren tutmamış, program döneminde artış devam ediyor,
2- Buna karşın bütçe gelirleri aynı hızda değil.
3- Vergi gelirleri GSYH’nın yüzde 16’sı bandında tutulmuş, herhangi bir ilave vergi tedbiri yok.
4- Aynı şekilde özelleştirme gelirleri de adeta yok gibi, bütün program boyunca GSYH’nın binde biri olarak tahmin edilmiş durumda.
5- Ancak bu Hükümetin çok ciddi yumuşak karnı haline gelen faiz giderlerindeki artış baş döndürücü, örneğin bu yıl bütçesindeki 179.5 milyar lira faiz gideri, 2022’de 240.4 milyar, 2023’de 290.9 milyar ve 2024 yılında da 320.3 milyar lira ile program döneminde yaklaşık bir kat artış.
Dikkat edilecek olursa yazımızda rakamlara fazla yer vermedik, konunun özünü ortaya koymaya çalıştık. Açıkçası seçime hızla giderken bu belgedeki rakamların da tutması imkansız.