“Orta sınıf yok oluyor”
Türkiye’yi orta direk kavramı ile 1980’lerde Turgut Özal tanıştırmıştı. Özal, orta direği hanenin yani ülkenin taşıyıcı direği olarak görürdü. “Eğer bu direk zayıfsa ev darbe aldığında çöker. O halde orta direk güçlendirilmelidir” teması güçlü bir temaydı ve Özal’ı seçimlerde zafere taşıdı.
Aslında Özal’ın orta direk diye adlandırdığı kesim ilk defa 1745’te İngiltere’de kullanılan orta sınıf ile aynıdır. Orta sınıf candır, bir ekonominin en dinamik ve dönüştürücü kesimidir. Ülkedeki tüketim talebinin ana kaynağıdır. Orta sınıf canlıysa buzdolabı, televizyon, otomobil satanlar da canlıdır. Restoranlar doludur. Bankaların keyfi yerindedir, bireysel kredilere talep vardır. Orta sınıf ekonominin sürükleyici gücüdür çünkü sosyal yardım almadan kendi kendine idare edebilir.
Güçlü bir ekonomi güçlü bir orta sınıf ile mümkündür. Güçlü bir orta sınıf ise dengeli bir gelir dağılımı ile mümkündür.
Pazartesi günü TÜİK tarafından açıklanan “Gelir Dağılımı İstatistikleri” orta sınıfın durumunun iyiye gitmediğini gösteriyor. İstatistiklerin rakamsal detayına girmeyeyim. Zira, gazetemizin manşetinde detaylarıyla yer aldı. Merak edenler Mahfi Eğilmez’in mahfiegilmez.com adresindeki “Kendime Yazılar” başlıklı bloğuna da bakabilirler. Mahfi Eğilmez bloğunda rakamların ne anlama geldiğini çok açık ve öğretici bir şekilde açıklamış. Ve yazısına “Orta Sınıf Yok Oluyor” başlığını atmış. Ben de onun başlığını ödünç aldım. Çünkü Pazartesi açıklanan TÜİK istatistiklerini en iyi açıklayan başlık bu.
İstatistikler özetle bize diyor ki;
X Türkiye’de 2022 yılında gelir dağılımı daha da bozuldu. Yapılan sosyal transferler hariç tutulduğunda bu bozulma daha da belirginleşiyor.
X En fazla gelir elde edenlerle en az gelir elde edenler arasındaki fark daha da açıldı.
Yani rakamlara da yansıyan bir gelir dağılımı sorunumuz var. Sürpriz mi? Değil. Merkez Bankası eski baş ekonomisti Hakan Kara’nın da dediği gibi bizimkisi “para politikası yoluyla gelir dağılımı nasıl bozulur konulu bir çalışma.” 2021 yılında yüksek seyreden enflasyona rağmen para politikası gevşetildiğinde çok söylendi, çok yazıldı, çok çizildi. “Yüksek enflasyon gelir dağılımını bozar; sosyal adaletsizliği arttırır” denildi.
Mahfi Eğilmez “Gelir dağılımında yaşanan bu bozulmanın en temel nedeni 2021 Eylül ayından başlayarak 2023’ün ortasına kadar süren faiz düşürme politikasıdır” diyor. Bu görüş ekonomistler arasında o kadar yaygın ki. Belki de Türkiye ekonomi tarihinde hiçbir zaman ekonomistler bir konuda bu kadar “hem fikir” olmadılar.
Gerçekçi olmayan para politikası ile zaten yüksek olan enflasyon kontrolden iyice çıktı. Ve yükselen enflasyon her zaman yaptığı gibi gelir dağılımını yüksek gelir grubu lehine bozdu, orta sınıfı zayıflattı.
Özetle;
X Sağlıklı ekonomilerde orta sınıf güçlüdür. İnsanlar sosyal yardım ile ayakta kaldığına sevinmez, hükümetler ise yardım yapmakla övünmezler. Normal olan halkın sosyal yardıma ihtiyaç duymadan hayatlarını idame ettirebilmeleridir.
X Sağlıklı ekonomilerde büyüme vazgeçilmezdir. Ancak ekonomi yeterince mal ve hizmet üretirken; istihdam ve çalışma fırsatları artarak var olmalı, gelirin herkes için özellikle yoksullar için yükseldiği bir sistem oluşturulmalıdır. Bunun için ise hem fiyat istikrarından hem finansal istikrardan hem de makro istikrardan taviz verilmemelidir.
X Sağlıklı ekonomilerde dengeli ve sürdürülebilir büyüme ile sağlanan refah artışı toplumun tüm kesimleri tarafından adil paylaşılır.