Önüne gelen ‘yerli belgesi’ alabiliyor mu?
Makina İmalatçıları Birliği (MİB) Başkanı Emre Gencer, Almanya’dan bir mahkeme kararı okudu:
- “Made in Germany” ya da “Produced in Germany” ibareleri, bir ürünün “Alman malı” olduğunu tam olarak göstermez. Bu ibareler yanıltıcıdır.
Mahkeme kararının devamını aktardı:
- Bir ürünün gerçek anlamda “Alman malı” olabilmesi için temel imalat proseslerinin Almanya’da gerçekleşmiş olması gerekir.
Ardından Türkiye’deki duruma döndü:
- Ülkemizde bazı ithalatçı firmalar, temsilcisi oldukları makinalara küçük dokunuşlarla “yerli belgesi” alabiliyor. Açılan ihalelere “yerli belgesi”yle katılabiliyor.
MİB Başkanvekili Burç Angan, önündeki şu şişesinin tepesine bardağı koydu:
- Bu kadar basit bir işlemi yapmak bile ülkemizde “yerli belgesi” almaya yetiyor.
MİB Saymanı Mustafa Erol araya girip, 2019’dan bazı verileri ortaya koydu:
- Geçen yıl 12 bin kamu ihalesi yapıldı. Bu ihalelerden 1500’ünü Türkiye’de üretim yapan şirketler kazanabildi. Onların da yarısı aslında ithalatçıydı.
MİB Başkanvekili Mustafa Bozkurt, geçmişte Başbakanlık Genelgesi olarak birkaç kez yayınlanan kararı anımsattı:
- Hükümet, “Yüzde 15 pahalı bile olsa kamu ihalelerinde yerli malı, Türkiye’de üretilenler tercih edilsin” kararı alıyor ama ihaleyi yapan kurumlar buna pek uymuyor.
Mustafa Erol, bu durumu şöyle yorumladı:
- Kamu ihalelerini yürüten kurumlarda yerli malına karşı bir direnme var.
Emre Gencer, makinada ticaret açığına işaret etti:
- Geçen yıl sektörümüz 19.5 milyar dolarlık ihracata imza attı. Ancak, makina ithalatına giden kaynak 28 milyar doları buldu.
Mustafa Bozkurt, bu verilere şu açıdan baktı:
- 19.5 milyar dolarlık ihracatı Avrupa ülkelerinden Afrika’ya, ABD’den Uzakdoğu ülkelerine kadar dünyanın birçok noktasına gerçekleştiriyoruz. Yani, dünya ülkemizde ürettiğimiz makinalara güveniyor. Ancak, ülkemizde hedeflediğimiz satışı yapamıyoruz.
MİB’in bürokrasiden transfer Genel Sekreteri Sefa Sadık Aytekin, dünyadaki korumacılığa dikkat çekti:
- Dünya ticaretinde ülkelerin koruma duvarları yüzde 7’den yüzde 10’a yükseldi.
Emre Gencer, yeniden “yerli belgesi”ni rahatlıkla alabilen bazı firmaların altını çizdi:
- Kamu kaynakları kendini “yerli” gibi gösteren yabancılara gitmesin.
Mustafa Bozkurt, konuyu şu mesajla noktaladı:
- Gün, “evdeki çocuğa” sahip çıkma günü. El ele verip, bu adımları atalım.
MİB yönetiminin sohbet toplantısında en fazla dikkatimi çeken bölüm, “yerli belgesi” yakınmaları oldu…
Ülkemizde bir ürüne, “yerli belgesi” almak gerçekten bu kadar kolay mı?
Türkiye’de milyar dolarlık yatırım yapan ile ithal ürüne “küçük dokunuş”la yetinen aynı kefeye mi konuluyor?
1750 kişiyiz ama 80 bin kişiye ekmek kapısı açmış oluyoruz
Makina İmalatçıları Birliği (MİB) Başkan Vekili ve Hidromek Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bozkurt, kendi şirketinden şu örneği verdi:
- Bizde çalışan 1 kişi, 40 kişiye kapı açmış oluyor.
Verdiği örneği açtı:
- Erdemir’den Şişecam’a Petlas’tan Hes Kablo’ya birçok kuruluştan alım yapıp, iş
makinalarımızı üretiyoruz. Yani, o kuruluşlardaki istihdama da katkımız oluyor.
Ardından şu hesabı yaptı:
- Hidromek’te 1750 kişi çalışıyor ama yaptığımız üretim tedarikçilerimiz dahil dolaylı yoldan 80 bin kişiye ekmek kapısı oluyor.
Dünya ihracatındaki payları yüzde 1.2
Makine İhracatçıları Birliği (MİB) Genel Sekreteri Sefa Sadık Aytekin, geçen yıl dünyada 1.5 trilyon dolarlık makine ihracatının gerçekleştiğini belirtti:
- Türkiye, 19.5 milyar dolarlık makina ihracatıyla dünyada yüzde 1.2’lik paya sahip oldu.
Yeri gelmişken sektörün ihracatında ilk 10 ülkeyi sıraladı:
- Almanya, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Romanya, İspanya, Rusya, Irak, Polonya.
Sokağında yürümeye korkulan ülkelerin CDS’i neden bizden iyi?
GELECEK Partisi Kurucular Kurulu Üyesi İbrahim Turhan başkanlığındaki ekonomi kurmayları Kerim Rota, Mustafa Mente ve Serkan Özcan geçen hafta gazetemizi ziyarete geldi.
Ziyaret sırasında üzerinde durulan konulardan biri de Türkiye’nin CDS (Credit Defult Swap-Kredi Temerrüt Sigorta Primi) oranları oldu.
Gelecek Partisi ekonomi kurmayları, bu konuda önce şu noktanın altını çizdi:
- Türkiye, CDS’inin 300’ün altına inmesine bile seviniyor.
Ardından şu soru ortaya atıldı:
- Can güvenliği açısından sokağından yürümeye dahi korkulan ülkelerin bile CDS’i 100’ün altında. Biz neden 300’ün altına inmesine sevinir durumdayız?
Borsa İstanbul Başkanlığı, Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunmuş olan İbrahim Turhan, dış kaynak kullanmak açısından küresel koşulların uygun olduğunu savunup, şu örneği verdi:
- Meksika 100 yıllık tahvili bile denedi…