Önümüzdeki maça bakmak zorunda kalmak

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU

İstanbul Ticaret Odası (İTO) İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi ile ölçülen haziran ayı fiyat artışları dün açıklandı. Yıllık enflasyon yüzde 82,1, aylık enflasyon ise yüzde 3,42 oldu. Böylelikle yıllık enflasyon mayıs ayına göre sadece 0,1 puan azaldı. Aylık enflasyon ise 2023 Haziran ayında gerçekleşen değere göre sadece ve sadece 0,04 puan daha düşük gerçekleşti. Grafikte 1996 yılından bu yana gerçekleşen haziran aylık enflasyonları yer alıyor. 1996-2023 ortalaması yüzde 0,99. 2022 Haziran değeri yüzde 4,03, 2023 Haziran değeri ise yüzde 3,46. Kısacası, açıklanan enflasyon değeri can sıkıcı şekilde yüksek.

Oysa Haziran-Eylül aylık enflasyonları çok kritik. Enflasyonun 2024 sonu için tahmin edilen düzeye yakın bir yerde gerçekleşmesi ve 2025’te de hiç olmazsa yüzde 25’ler düzeyine inmesi için bu dönemde gerçekleşen aylık enflasyonların 2023’e kıyasla belirgin biçimde düşük olmaları gerekiyor. Bu gerekliliğin bir nedeni, geçen yıl aynı dönemde gerçekleşen aylık enflasyonların önceki yıllarda aynı dönemlerde gerçekleşen aylık enflasyonlara göre çok yüksek olması. Geçen yılın anormal değerleri hesaplamadan çıkınca, ‘baz’ etkisi diye bilinen nedenlerle enflasyonun belirgin biçimde ineceği düşünülüyor. Özellikle temmuz ve ağustos ayları için bu düşüşün çarpıcı olması bekleniyor. Bir diğer neden de enflasyonun ana belirleyicisi olan kur artışlarının aylardır gerçekleşen enflasyonun çok altında kalması. Bu nedenle de enflasyonun düşmesi gerekir.

Tamam, haziran için baz etkisi daha sınırlı kalacaktı. Ama yine de bu etki olacaktı. Kaldı ki kur etkisinin devreye girmesi bekleniyordu. Oysa aylık enflasyon geçen yılki değerinden sadece ‘milim’ saptı. Para politikası açısından son derece sevimsiz bir gelişme olduğu açık. Gelin, hiçbir bilimsel tahmin yöntemine dayanmayan ama 2024 sonu hedefine yaklaşabilmek için bundan sonra aylık tüketici enflasyonların ne olması gerektiğin gösteren bir hesaplama yapalım.  TÜİK aylık enflasyonları haziran-temmuz döneminde yüzde 3, Ağustos-Eylül döneminde yüzde 2,5, Ekim-Kasım döneminde yüzde 2 ve aralık ayında yüzde 1,5 olursa, 2024 sonu yıllık enflasyonu yüzde 44,4 olarak gerçekleşecek. Hedef ise yüzde 38. Bu hesaplama, mevsimlik nedenlerle enflasyondaki iniş çıkışları dikkate almıyor. Şöyle de bakılabilir. Haziran-Aralık döneminde fiyatları yüzde 17,7 oranında artarsa, yüzde 44,4’ü ‘yakalayacağız’.

Para politikası açısından durumun sevimsizliği açık. Enflasyonun hiç olmazsa yüzde 40’a yaklaşmakta olduğu belirginleşirse, eylül ayı Para Politikası Kurulu toplantısında faiz indirimi tartışılabilirdi. Faiz indirimi Eylül’de riskli bulunursa Ekim’de yapılabilirdi. Bu durumda faiz politikasına ‘dışarıdan’ müdahale edilmesi riski 2025 ortalarına kadar ortadan kalkardı. O müdahalelerin bizi dünya yüksek enflasyon liginde altıncılığa taşıdığı dikkate alınırsa, hepimiz açısından hayırlı da olurdu. İTO’dan iyi haber çıkmadı. Artık çarşamba günü açıklanacak TÜİK enflasyonunu bekleyeceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Verimlilik yazıları (7) 12 Kasım 2024
Asgari ücret 31 Ekim 2024