On yıllık geleceğimizi çevresel riskler sarmalıyor
Özgün Çınar
Managing Partner, Risk Yönetimi ve İç Denetim - Trasta
Dünya Ekonomik Forumu, 2024 yılı Global Riskler Raporu’nu yayımladı. Rapor, yine Dünya Ekonomik Forumu tarafından düzenlenen Global Risk Algısı Anketi’nin verilerine dayanarak hazırlanıyor. Bu seneki ankete akademik çevrelerden, iş hayatından, kamu yönetimlerinden, uluslararası toplum ve sivil toplum örgütlerinden 1.490 kişi katılım sağladı.
Rapor, malumun ilamını da, sürprizleri de içeriyor.
Önce, malumun ilamından başlayalım. İki yıllık “yakın” ve on yıllık “uzak” gelecek perspektiflerinden baktığımızda, yakın gelecekte oldukça dağınık ve çeşitlenmiş risklerden oluşan bir risk evreniyle karşılaşırken, uzak geleceğe doğru yöneldiğimizde çevresel risklerin ağırlık kazanmaya ve risk evrenini domine etmeye başlayacağını görüyoruz.
İlk on risk açısından, söylediklerimizi netleştirmeye çalışırsak şöyle bir analiz yapabiliriz.
İki yıllık gelecek bakış açısında, ilk on riskin ikisi ekonomik, ikisi çevresel, biri jeopolitik, üçü toplumsal ve ikisi teknolojik risklerden oluşuyor. Uzak vadeye odaklandığımızda ise ilk on riskin beşinin çevresel, üçünün teknolojik, ikisinin de toplumsal risk olduğunu görüyoruz. Bu istatistik de yukarıda bahsettiğimiz analizi somutlaştırıyor.
Şu ana kadar yaptığımız analizin detayını aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.
Söz konusu zaman dilimleri açısından anketin yanıtlayıcılarına nasıl bir gelecek beklentisi içinde oldukları sorulduğunda, katılımcılar küresel görünümün önemli ölçüde “kötüleşeceğine” işaret ediyor. Bu söylediğimizi sayısallaştırmamız gerekirse, küresel bazda “katastrofik risklerin yakın olduğunu” ve “karışıklıklarla küresel felaketlere ilişkin risklerin arttığını” düşünenlerin toplamı 2 yıllık gelecekte %30 iken 10 yıllık gelecekte bu oranın % 63’e yükseldiğini söylememiz yeterli olacaktır. Risk yönetimi alanının kanaat liderleri, böylesine “karamsar” bir tablo koyuyorlar ortaya.
Sürpriz ise çevresel risklerden bambaşka bir alanda karşımıza çıkıyor: 2023 yılının yükselen yıldızı ve büyük dikkat çeken başlığı olan “yapay zekâ” konusunda. Global riskler raporunda değerlendirmeler 34 adet risk üzerinden yapılıyor. “Yapay zekâ teknolojilerinin yaratabileceği olumsuz sonuçlar” iki yıllık vadede 34 risk arasında 29. sırada yer alırken, uzun vadede bu riskin 23 sıra birden yükselerek 6. sıraya yerleştiğini görüyoruz. Kısaca, çevresel ve teknolojik risklerin etrafımızı sarmaladığı bir geleceğe doğru hızla yol alıyoruz. İşletmelerimizin, kendilerine şu soruyu sormaları gerekiyor: Bu riskler işlerimizi nasıl etkiler? Hangi önlemleri almalıyım?
Bilgi işlem teknolojileri ve ESG eksenindeki hem fiziksel çözümlerin hem de raporlama gerekliliklerinin gündeme gecikmeksizin alınması gerekiyor. Zira, zaman hızlı geçiyor.