Olası krize karşı rezervler yeterli mi?

Talip AKTAŞ
Talip AKTAŞ 360° Ekonomik Konjonktür

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, geçen hafta Türkiye’nin kredi notunu “B1”den “aşırı spekülatif” seviyesi “B2”ye indirdi. Sıraladığı üç gerekçe içinde ilk sıraya Türkiye ekonomisinde dış kırılganlıklarından kaynaklı ödemeler dengesi krizi riskinin arttığı tespitini koydu. Esas olarak, kur artışlarının frenlenemeyeceği beklentisiyle ortaya çıkan ve cari açığın finanse edilememesine kadar giden ödemeler dengesi krizine karşı en güçlü tampon, ülkelerin sahip olduğu uluslararası rezervler... TCMB’nin rezervleri 2013 yılından bu yana düşüş seyrinde. Kasım 2013’ten itibaren uluslararası brüt rezervlerde 50 milyar dolar, altın hariç rezervlerde ise 72,4 milyar dolar azalmayaşandı. Peki bu tabloya rağmen, Türkiye’nin rezervleri yeterlilik seviyesini koruyor mu? “Rezerv yeterliliği”ni ölçen dört temel yaklaşıma göre son verilerle tablo şöyle:

■ Geniş para arzına göre yeterlilik: Bu yaklaşıma göre rezervler, finansal çalkantı ve dolarizasyonun arttığı dönemlerde yabancı paraya dönüşü karşılayabilmek için geniş tanımlı para arzının (M2) yüzde 20’si seviyesinde bulunmalı. Bu oran, eylül sonu itibariyle bu yüzde 20’nin altına indi.

■ Kısa vadeli dış borca (KVDB) göre yeterlilik: Kabul edilen oran, brüt uluslararası rezervlerin, (kalan vadeye göre) kısa vadeli dış borcun yüzde 100’ünü karşılayacak seviyede olması. Ağustos sonunda bu oran yüzde 52,7’ye indi.

■ İthalata göre yeterlilik: Rezervler, yıllık ithalatın %25'ini (3 aylık ihracatı) karşılayacak seviyede bulunmalı. İthalattaki yavaşlamadan dolayı bu oran ağustos sonu itibarıyla 171,4.

■ IMF metriğine göre: Kısa vadeli dış borç, mal ve hizmet ihracatı, net uluslararası yatırım verisi (diğer yükümlülükler) ağırlıklandırmalarıyla hesaplanan yönteme göre belirlenen rezerv yeterlilik oranı yüzde 100-150 arasında. Bu oran haziran sonu itibarıyla yüzde 122,8 seviyesinde bulunuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar