Ödemeler dengesinde kanama durdu, kırılganlık sürüyor
Yüksek dış borç ve yüksek cari açıkla malul Türkiye ekonomisinin nabzını ve tansiyonunu elinde tutan en önemli faktör ödemeler dengesindeki gelişmeler. Özellikle de yabancı sıcak para hareketleri.
İçinden geçtiğimiz süreçte faizlerden kredi politikalarına, hatta kredi kartı taksitlerine karar verirken bile bakılan yer ödemeler dengesinin seyri oluyor.
Siyasi gündemin kritik konusu olan erken seçime ilişkin kararlar alınırken de değerlendirme masasında ödemeler dengesi gelişmeleri olacaktır.
Bu nedenle ödemeler dengesindeki gelişmeler ve onu etkileyecek iç ve dış faktörlerin yakından takibi, hem ekonominin hem de siyasetin gidişatını yorumlamak açısından önem taşıyor.
Ödemeler dengesindeki gelişmelere bu gözle baktığımızda not edilmesi gereken noktaları şöyle sıralayabiliriz:
- Son 6 çeyreğin profilini yansıtan tablomuzda da görüldüğü gibi cari açıkta azalma eğilimi var. Bunda turizm ve taşımacılık gelirlerindeki artışın yanı sıra yılın ikinci çeyreğinde altın ithalatında gözlenen azalma etkili oldu.
- Sermaye hareketleri cephesine baktığımızda geçen yılın ilk 3 çeyreğinde net döviz çıkışı yaşanırken, son çeyrekten itibaren net döviz girişi olduğunu görüyoruz. Bu dönüşte Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görevden ayrılmasına paralel olarak Naci Ağbal ile birlikte Merkez Bankası’nın politikalarındaki değişikliğin etkili olduğu görülüyor.
- Albayrak döneminde Erdoğan yönetiminin izlediği politikalar, bir yandan cari açığı artırırken diğer yanda sıcak para kaçışına, döviz rezervlerinin eksiye geçmesine, dolayısıyla kurların ve enflasyonun alevlenmesine yol açıyordu. Bu politika artık sürdürülemez hale geldiği için bedeli, Merkez Bankası’nın faiz artırması ve faizleri uzun süre yüksek tutma sözü vermek zorunda kalması oldu.
- Doğrudan yatırımlar, ağırlık üretken olmayan gayrimenkul yatırımlarında olmak üzere düşük tempolu seyrini sürdürüyor. Burada geçen yılın ikinci çeyreğindeki sert düşüş dışında kayda değer bir dalgalanma yok.
- Asıl önemli kalem olan sıcak para hareketlerinde ise Merkez Bankası’nın faiz artırması, tek politika faizi uygulamasına geçmesi ve faizleri yüksek tutma sözü vermesinin, daha önceki dönemde yaşanan ölümcül kanamayı durdurduğu görülüyor.
- Geçen yılın son çeyreğinde 11 milyar dolar düzeyine fırlayan yabancı sıcak para girişi, Naci Ağbal’la anılan değişikliklerin bir sonucuydu. Yabancı sıcak para girişinin bu yılın ilk çeyreğinde 5 milyar dolar, ikinci çeyreğinde 7.7 milyar dolar düzeyine gerilemesinde, Ağbal’ın görevden alınmasının yabancı sıcak para fonlarında yarattığı tedirginlik ve güven kaybının etkisi var. Ancak buna rağmen Merkez Bankası’nın yüksek faiz politikasını sürdürmesi, ödemeler dengesinde ölümcül kanamanın yeniden başlamasını önlemiş gözüküyor.
- Bu şartlar altında Erdoğan yönetiminin siyasi olarak ihtiyaç duyduğu faiz indirimini yapmasının ciddi zorlukları var. Dış gelişmelerle bir fırsat doğar veya her şeye rağmen bir faiz indirimi yapılırsa da bu, bir dizi tehlikeli komplikasyona kapı açan bir tercih olur.