Ödemeler dengesi penceresinden son siyasi gelişmeler
Ödemeler dengesi gelişmeleri ile dezenflasyon süreci arasında -özellikle Merkez Bankası'nda 2024 Şubat ayı başında gerçekleşen yönetim değişikliği sonrasında- belirli bir uyum ortaya çıkmıştı. Faizin yükseltilmesi ve belirli bir artışın ardından kurun kontrol altında tutulması, bir yandan yabancı sıcak para girişini canlandırmış, artan yabancı fon girişi döviz rezervlerini toparlamış, bu kur kontrolünü kolaylaştırmış, KKM belasından çıkışı özendirmiş ve tüm bunlar dezenflasyon sürecine destek vermişti.
Geçtiğimiz haziran ayından bu yana yabancı fon girişinde ilk dönem canlılığının kalmadığını gözlemliyorduk. Kasım-ocak arasındaki üç ayda buna bir de cari açıkta artış eğilimi eklendi. Söz konusu üç ayda cari açık, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 71 artarak 11.21 milyar dolara tırmandı.
Bu durum ödemeler dengesi gelişmeleri ile dezenflasyon süreci arasındaki uyumlu sürecin yerini artık gerilimin almakta olduğunun bir işaretiydi.
Haziran-ocak dönemine ait 8 aylık toplam ödemeler dengesi rakamları bu resmi yansıtıyor:
Söz konusu 8 ayda 8.88 miyar doları doğrudan yatırım, 1.99 milyar doları sıcak para olmak üzere yabancılardan 10.88 milyar dolar kaynak geldi. 8 aylık dönemde sıcak paranın ciddi şekilde frene bastığı görülüyor. Bu 8 aylık sürede yabancıların toplam kar transferinin 16.49 milyar doları bulduğunu hesaba katarsak, yabancıların net olarak kaynak getirmek yerine çıkardığını bile söyleyebiliriz.
Yerleşikler tarafındaki görünüm zaten hiç düzelmemişti. Söz konusu 8 ayda yerleşikler 5.19 milyar doları doğrudan yatırım ve 12.75 milyar doları sıcak para olarak yurtdışına toplam 17.94 milyar dolar çıkardılar. Buna bir de içerideki sıcak para olarak değerlendirebileceğimiz 8.71 milyar dolarlık kaynağı belirsiz döviz çıkışını eklersek sistem dışına kaçış 26.65 milyar doları buluyor.
Bu durumda cari açığı finanse etmenin ve rezerv artışının ana kaynağı, belki de tek kaynağı dış borçlanmadaki artış haline geldi. 8 aylık dönemde dış borçlanmadaki net artış 37.56 milyar doları buldu. Bu tüm diğer ödemeler dengesi hareketlerinin her birinden kat kat yüksek bir miktar.
Sonuç olarak dış borçlanmadaki bu artış da mevcut politikaların sürdürülebilirliği açısından bir soru işareti haline geliyor.
Yabancı fon girişi tempo kaybederken cari açıkta ortaya çıkan bu canlanmanın bir nedeni tüketim temelli büyüme ise bir nedeni de değerli TL politikası idi. Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası, enflasyonu kontrol ve aşağı çekme politikasında kur artışını sınırlandırarak TL'yi reel olarak değerlendirmeyi temel bir araç olarak görmekteydi.
Ama artık burada bir sıkışma, iki ucu keskin bir gidiş ortaya çıkmaktaydı. TL'yi değerlendirmek cari açığı canlandırıyor, büyümede sıkıntılar yaratıyor, ekonomi politikalarının geleceği konusunda soru işaretlerine yol açıyordu. Ama kur artışına yol vermek de enflasyonu olumsuz etkileyecek bir tehdit durumundaydı.
Son enflasyon raporu sunumunda Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay enflasyonda kur geçişkenliğinin eskiye göre epey arttığını, dezenflasyon süreci için TL'nin değerlenmesinin "elzem" olduğunu tekrarlamıştı. Ancak Akçay, dezenflasyon sürecinin uzamasının riskler yaratacağını da not etmişti.
İşte tam böyle bir noktadayken İstanbul Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması olayı, ateşe benzin dökmüş oldu. Bu hareketin hukuki değil siyasi hesaplar yüzünden olduğu kanaati hem yurt dışında hem yurt içinde geniş kabul görüyor. Günlerdir süren canlı protestolar, halk hareketleri bunun bir yansıması.
Bu koşullar altında yabancı fonların da yerli sıcak paranın da TL'den kaçış ve uzak durma tutumunda olacağı ve bunun kolay kolay geri döndürülemeyeceği açık.
Olan şimdiye değin izlenen ekonomi politikalarının bütün ceremesini, acısını çeken toplum kesimlerine olacak, onlara yeni faturalar çıkacak.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.