Normallerin değişeceği ‘2030 Kırılma Çağı’nı nasıl yakalayacağız?
Dünyada belli dönemlerde yükselen değişim dalgaları, çarptıkları kıyıları değiştirmeye başlıyor. Öyle bir an geliyor ki o vurduğu kıyılar tamamen yeni bir şekil alıyor. Bunları “döngü” dönemleri olarak tanımlayabiliriz. Normallerin, normal olarak kabul edilenlerin de değiştiği süreçler doğuyor. Teknolojiyle döngüler hızlandı ama pandeminin devreye girmesiyle inanılmaz bir ivme kazandı. Aslında belki 5-7 yıl önce 2. İnternet devrimi olarak tanımladığımız bir döngü yaşamıştık. Ama hızlanma o kadar arttı ki, 2030 ve onunla başlayan yıllara döngü değil büyük bir kırılma çağı olarak bakabiliriz. İşte bu çağda nerde olduğunuz çok önemli olacak. Ya bu çağın içinde kalacaksınız ya da dışında farklı bir dünyada yaşayacaksınız. 2030 ve sonrasında Yeni Normaller bizi çok şaşırtacak.
Türkiye çağın dışında kalabilir
Burada üzücü olan Türkiye’nin bu çağı yakalayıp yakalayamayacağı… Haksızlık etmek istemiyorum Türkiye insan gücü, yaptığı atılımlar, ortaya koyduğu teknoloji vizyonuyla iyi işler de yapmadı değil… Birazdan bahsedeceğim uzay teknolojileri, savunma sanayii ile gelen yaratıcı üretimler, start up dünyasında çıkan farklı başarı öyküleri… Teknolojide yaratılan yeni vizyonlar… Ama bunlar yeterli olmuyor, enflasyonla, ekonomide yaşadığımız sıkıntılarla Türkiye’nin enerjisi boşa gidiyor. Bugün çok büyük bir fırsat dönüşümünün dışında kalmak ile karşı karşıyayız. Çünkü hani hep diyoruz ya kartlar yeniden dağıtılıyor. Bunu aslında siyasetçiler yeni ülkeler düzeni için söylese de, gerçekten teknolojideki büyük değişimlerle aslında kartlar neredeyse her sektörde yeniden dağıtılıyor.
Yeni değerler yaratmak zorundayız
O zaman çok çok hızlı olmak zorundayız. Her türlü zorluğa rağmen Yeni Normaller çağını yakalamamız gerekiyor. Dışında kalmak, oyunun dışında kalmak anlamını taşıyabilir. Bir an önce uyanmak ve ekonomide yeni bir değişim dalgası yaratmak durumundayız. Hep diyorum Türkiye’nin yeni bir öyküye ihtiyacı var. Yeni öykü sadece yapısal ekonomik değişim, sadece mevcut sorunları aşmak değil, kırılma çağına hazır olmaktan geçiyor. Çok ekonomik dalgalanma yaşadık, bir şekilde çıktık. Yine çıkacağız, ama bu defa maliyet çok yüksek, dönüşümü, gelen yeni çağı yakalayamama riski var. Peki nasıl olacak? Benim tek görebildiğim çıkış yolu “çizgi dışı” düşünmek. Yani klasik değil farklı değer kaynakları bulmak. Bu kaynaklar nedir? Teknolojiye dayalı yaratıcı bir ekonomi yaratmak için, inovasyon, star up’lar dünya düzeyinde başarılı yaratıcı girişimler, ürünler, icatlar, servisler yaratmalıyız. Girişimciliğe dayalı bir ekonomiyle mucize yaratıcılıklar, beklenmeyen başarı öyküleri yaratmak üzere kurgumuzu tasarlamalıyız. Hayır hayal görmüyorum, bugün Kuzey Avrupa ülkeleri, bir Kore bunu başardı. Yeni çağın başarı öyküsünü ancak yeni değerler yaratarak oluşturabiliriz.
Zamlarla değimi yakalayamayız!
Değişimi zamlarla yaratamayız. Önemli soru , Türkiye kendini bir sonraki çağa taşıyacak kaynağı nasıl yaratacak? Yaratıcı bir ekonomi, kendi potansiyelinden ortaya çıkaracağı başarı öykülerinden başka şansı yok. Yoksa başka ülke kaynakları, borçlar sadece belli düzeyde bizi bir yere götürür. Türkiye’nin sadece ekonomi dengede olsun yeter deme şansı artık yok… Eskiden demiş ve yapmıştık. Artık çağın gerisinde kalma ihtimalimiz var. Satılabilir yeni “değerler” aramak değil, “değerler” oluşturabilecek yaratıcılık peşinde koşmamız gerekiyor. Bazen bu anlamda yaratılabilen birkaç şirket birkaç ürün bir ülkenin kaderini değiştirebilir. Buna pek çok ülkeden örnekler verebiliriz.
SON SÖZ: Ekonomik programların hedefi, sadece dengeli ekonomi düzeyinde kalamaz. Türkiye’nin gelen büyük değişimi yakalaması, bunun kaynağını yaratması için de teknoloji ve yaratıcılık odaklı yeni değerler üretmesi zorunlu.
2030’da Neler Normal Kabul Edilecek?
Madem 2030 ve sonrası için neler konuşulduğundan bahsettik biraz bu kırılma çağında nelerin normal kabul edileceğine bakalım. Önümüzdeki on yılda modern tarihin önceki on yıllarından daha fazla yeniliğin gerçekleşeceği düşünülüyor. 2030'larda yaşam bugünden çok farklı olacak. Pek çok değişim, yenilik birkaç yıl içinde sıradan hale gelebilir, bugün son teknoloji ve hatta hiç olmayan şeyler hayatımızda olabilir. Örneği laboratuvarda üretilen et, dijital gardıroplar veya robot cerrahlar. Uzmanlarımızın tahminlerinin bazıları yanlış olabilir mi? Elbette. Ancak, 2030 veya civarında, bazı şeyler gerçekten de normal olacak.
Uzay oteli hayal değil! Örneğin bir uzay otelinde kısa bir konaklama… Roket fırlatmaları çok daha ucuz hale geleceğinden, çok daha fazla insan uzaya çıkmayı göze alacak. On binlerce uydu da orada olacak ve dünyadaki herkesin internete herhangi bir yerden bağlanmasına izin verecek, hava tahminlerini çok daha doğru hale getirecek ve bunlar birbiriyle çarpışmamaya çalışacak.
Hava taksiler dönemi Elektrikli hava taksilerine binmek, normal taksilere binmekten daha pahalıya mal olmayacak ve helikopterler kadar gürültülü olmayacaklar, bu nedenle haftada birkaç kez bir eVTOL alabilirsiniz. Bir eVTOL (“ee-vee-tol” olarak telaffuz edilir) elektrikli bir dikey kalkış ve iniş uçağı. 2030'larda, eVTOL'ler rutin olarak insanları ve kargoları 100 kilometrelik bir yarıçap içinde taşıyacak.
Her şey akıllı olacak Kutular, şişeler ve çantalar 'akıllı' ve sürdürülebilir olacak. Gelecekte, beğeneceğinizi bildiğiniz bir kokteyl yapmak isterseniz, kişiselleştirilmiş tarif önerileri almak için içecek şişenizi taramanız yeterli. Yoğurt kaplarında, yoğurdun ne zaman bozulduğunu size bildiren sensörler olacak.
Yeni lojistik dünyası Dronlar artık paketlerinizi teslim edecek. 2030'da tahmini 200 milyar paket teslimat için gönderilecek. Paketleriniz drone, robot veya otonom araçla kapınıza veya bazen pencerenize ulaşacak. Bazı parseller yeraltına taşınacak: Yoğun şehirlerde tüneller, paketleri dağıtım merkezlerinden doğrudan apartmanların bodrum katlarına taşıyacak.