Niyet ve koşullar
Başta Kahramanmaraş olmak üzere, Doğu illerimizi etkileyen üzücü deprem felaketinden dolayı milletimize geçmiş olsun dileklerimi paylaşmak isterim. Umarım, yaralı vatandaşlarımız en kısa sürede şifa bulur. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum.
Geride kalan haftada 2023’ün ilk FOMC toplantısını yakından izledik. Önemliydi. Zira yıl başlangıcında Fed cephesindeki düşünce yapısında farklılık olup olmadığını anlamamız gerekiyordu. Bir sonraki toplantı Mart’ta gerçekleşeceği ve projeksiyonların da revize olma ihtimalini gözettiğimizde Fed’in vereceği mesajlar kritik önemde bulunuyordu. Açıkçası şahsi kanaatim, böyle de olduğu yönünde.
Fed ne yaptı? Politika metninde birkaç ifadeyi çıkardı. Ne gibi? Savaş kaynaklı gelişmeler gibi. Elbette kendisine ilk kez yer bulan da oldu: mesela enflasyonda bir miktar geri çekilme olduğunu belirtmesi. Bunlar, küçük ama önemli detaylar. Modern merkez bankacılığında artık iletişim satır aralarındaki mesajlar üzerinden gerçekleşiyor. Üstelik bahsettiğimiz kurum Fed. Hep söylediğim gibi; kocaman bir gemi ve en küçük manevra ciddi dalga yaratıyor; kıyıdan kıyıya.
Fed’in değişikliklerini önemsiyorum. Niyetlerini belli etmek adına değerli. Bir noktada agresif sıkılaşmanın etkilerini gözleyecekler. Bunu bir süredir ifade ediyorlar. Muhtemelen Mayıs gibi olacak. Aynı toplantı potansiyel tartışmalara da açık: Fed açısından Mart toplantısındaki 1x25bp (kuvvetle ihtimal) faiz artışının ardından “gerek var mı yok mu?” noktası etrafında kilitlenme olabilir.
Başkan Powell’ın gerçekleştirdiği basın toplantısı gayet dengeliydi. Bana göre en önemli kısım, finansal koşullara yönelik gelen soruya verdiği cevap oldu: “farklı diğer gelişmelere de odaklanıyoruz” minvalindeki yönlendirmesi, sadece faiz adımları üzerinden konuya yaklaşmadıklarını bir kez daha anlamamız adına gayet değerli. Peki, hikaye burada bitiyor mu? Hayır.
Cuma günü, bir klasik olduğu üzere, ABD’de istihdam piyasası verilerini izledik. Beklentilerin ciddi anlamda üzerinde, +500 binli seviyelerde kişinin tarım dışı sektörlere dahil olduğu gerçeği ile karşılaştık. İşsizlik oranı dar kapsamda gerilerken, geniş kapsamda sınırlı yükseldi. Ücretler, Fed’i rahatsız edecek ivmeden uzakta, %4’lü seviyelerde dengeleniyor. Verinin toparlandığı her iki ankette de gözlenen gelişim gelecek dönem açısından soru işaretleri yaratıyor. Nitekim Amerikan doları önderliğinde finansal varlıkların verdikleri ilk tepki dikkate değer. G10 sepetinde USD karşısında değer kaybetmeyen üye kalmazken, EUR ve GBP %1, JPY ise %2 geri çekilme ile günü tamamladı. Keza hisse senetleri.
İstihdam verileri makro set içerisindeki en popüler kalem konumunda. Fiyatlamalara olan etkisi diğerlerinin önünde yer aldığı için. Oysaki veri haftasında ISM endekslerini ve alt kalemlerini de takip ettik. Ciddi, şiddeti yüksek bir ekonomik zayıflık henüz yok. Kısmen ABD ekonomisinde momentum kaybı görsek de resesyon endişeleri bir kenara ötelenir durumda. İstihdamı da tabloya eklediğimizde resim daha karışık bir hal alıyor. İşin içerisinden çıkması Fed açısından daha zor bir hal alıyor.
Gelecek dönem fiyatlama beklentilerini konuşurken her daim koşulları gözden geçirmekten ve değişiklik olup olmadığını gözetmekten yana tavır almayı daha doğru buluyorum. Peki, global cephede bugün neredeyiz sorusunun cevabı tam olarak ne? Öncelikle ABD’nin, devamında ise küresel ekonomilerin derin bir resesyondan ve hatta genel olarak resesyon başlığından uzaklaştığı beklentisi her geçen gün daha da kuvvetleniyor. 2022’nin son çeyreğinde çift haneli seviyelerde yer alan global enflasyonun bugün %8’li seviyelere gerilemesi (GSYH ağırlıklandırılmış data) merkez bankalarının tarihi sıkılaşma döngülerine yönelik düşüncelerin geri alınmasına, önce bekle-gör, devamında ise indirim tarafına geçmesine zemin hazırlıyor. Bu da doğal olarak geçtiğimiz yıl satış baskısı altında kalan hisse senetleri, tahviller ve FX çaprazlarının değer kazanmasına imkan tanıyor. Halimiz budur.
Tablo kısa vadede değişir mi? Vade olarak ne anladığımıza göre sorunun yanıtı farklılaşır. Temel hikaye ise enflasyon endişelerinin yeniden belirip belirmeyeceği noktasında kesişiyor. Bu nedenle Mart’ta FOMC toplantısı öncesindeki veriler ve projeksiyonlara etkileri daha volatil bir zeminde ilerleyebileceğimizi düşündürüyor. Son ABD istihdam piyasası verileri bu konuya en sıcak örnek. O nedenle niyet ile koşullar farklı seyredebiliyor.