Nimet külfet dengesini korumayan kaybediyor

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Kayıp Yıllar dediğimiz 90’lardaki “geleceği ipotek altına alan” popülist adımların izlerini, giderek silikleşerek dahi olsa, hala taşıyoruz. Bütçe’nin borca dair kalemleri, sosyal güvenlik sisteminin hala restorasyon gerektiren çatlakları…

2001’de “sürdürülemez” hale geldiğinden dolayı “terk etmek zorunda kaldığımız” bu hastalıkların başında, “kazandığından daha fazlasını harcama” hovardalığı yatıyordu. Ürettiğinden fazla tüketen “histerik” yapı, nimeti alıp külfeti öteleme kurnazlığını körüklemişti.

Krizden sonra şükür ki terk ettiğimiz bu hastalıklar, asla ortadan kalkmadı. Tıpkı her sağlıklı bünyede var olan koch mikrobu gibi, bizi vereme döndürmek için zayıf anımızı beklediklerini biliyoruz.

İktidara gelmek için prim borçlarını affeden, emeklilik yaşını neredeyse işe başlama yaşına çeken, çiftçiden taban fiyat karşılığı oy talep eden, kamu bankalarını soyup soğana çeviren, KİT’leri arpalık, popülizmi baş tacı eden “kayıp yıllar” mantığında, “1 lira fazla veren”, bizlere daha cazip görünebiliyordu.

Neticede hepimiz, nimete tamah ederken, külfeti, bir başka kesime öteleyebiliyorduk. Bütçemiz de buna göreydi; resmi ama gayrı ciddi rakamlar manzumesinden öte değeri yoktu.

Şimdi bir program açıklandığında, Bütçe ve Yıllık Plan konuşulduğunda, yalnızca memur ve kamu işçisi değil, özel sektörü, esnafı, KOBİ’si, finansçısı dâhil her kesim, “vaziyet” alıyor. Akıllı olan bu değil mi zaten…

SORUNLAMIZI TORUNLARIMIZA AKTARMADAN ÇÖZEBİLMELİYİZ

Yakın geçmişe bakıyorum. 45 yıldır çetelesini tuttuğum sorunlar envanterinden aklımda kalan şu; sorunlar bizi eskitti de biz sorunları eskitemedik.

Sebeplerine bakıyorum. Bütüncül bakmıyor, sorunu kendi sorumluluk alanımızın dışına öteliyor ve çözümleri erteliyoruz.

Hal böyle olunca, geleceği ipotek altına alıyor, torunlarımızın ikbalini tüketiyoruz. Hakkımız yok buna…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar