Netanyahu-Erdoğan düellosu

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

İngiltere’de yayınlanan Financial Times gazetesinin 17 Aralık tarihli dünkü sayısında gazetenin deneyimli dış politika yorumcusu Gideon Rachman’ın bizi de yakından ilgilendiren ilginç bir yazısı yayınlandı. Yazıya eşlik eden karikatürde, Suriye haritasını iki ucundan çekiştirmeye çalışan Netanyahu ve Erdoğan’ın kafa kafaya toslaması görülüyor ve iki siyasetçinin hüküm sürdükleri bölgenin Güçlü Adamı unvanını ele geçirmek için çetin bir mücadeleye giriştiği belirtiliyor.

Gideon Rachman, Erdoğan’ın bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü bu bölgede Türkiye’nin yeniden güç sahibi haline gelmesi için çaba harcadığını ve Esad’ın ülkeyi terk etmesinden sonra duruma hakim olmaya çalışan gruplar üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştığını belirtiyor. Erdoğan’ın bu amaca varmak için İsrail’in potansiyel tehdit olarak gördüğü İslamcı grupları ve hareketleri desteklemesi ise Netanyahu’nun hedefleriyle çelişiyor.

Netanyahu’nun büyük hedefi

Rachman’a göre Gazze’den başlayarak bütün bölgeyi altüst etmeyi göze almış olan Netanyahu bu sayede tarihin akışını değiştirecek bir yol ağzına gelindiğini ileri sürüyor ve şunları söylüyor: “Bu topraklarda tektonik bir olay yaşandı şu son dönemde. 1916’daki Sykes-Picot anlaşmasından bu yana yaşanan en büyük deprem yaşandı. Bu ortamda Büyük İsrail’i yeniden kurmak isteyenlerin bölgedeki bütün sınırları yeniden belirleme şansının doğduğunu düşünmeleri doğaldır.

İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesi “Netanyahu’nun 50 yıllık bir aradan sonra İsrail’in sınırlarını genişletmeyi başaran lider olarak tarihe geçmesi beklenebilir” diyor. Netanyahu bu dönemde yaşanan gelişmeler sayesinde İran İslam Cumhuriyeti’nin de tarihinin en zayıf devrini yaşadığını vurguluyor.

Erdoğan ile Netanyahu nasıl benzeşiyor?

Rachman’a göre Netanyahu gibi Erdoğan da acımasız bir lider ve bu sayede yıllardır iktidarda. Her iki liderin diğer bir ortak özelliği ise ülkelerinde güçlü bir ekonomi kurmayı başaramamış olmaları. Bu nedenle her iki ülkenin de ekonomideki başarılarıyla birbirine üstünlük sağlaması beklenmiyor. Türkiye’nin ekonomisi yüksek enflasyon yüzünden harap olurken İsrail’in toplam nüfusunun 10 milyonu bile bulmadığını unutmamak gerekiyor. İsrail ve Türkiye’nin güçlü orduları var ama Arap ülkelerinin sahip olduğu ekonomik gücün yanına yaklaşmaları bile olanaksız.

Gideon Rachman’a göre Erdoğan ile Netanyahu’nun Suriye’nin geleceğinin nasıl belirleneceği konusunda anlaşmazlığa düşmeleri ve bir düelloya girişmeleri ise iki Güçlü Adam’ın ve Suriye’nin geleceğini olumsuz etkileyebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar