Negatif reel faiz: Tasarruflar eriyor, yatırımcı tasarruftan uzaklaşıyor
Türkiye ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu ciddi bir negatif faiz sorunu var ve bu sorun ekonomideki birçok makro dengeyi bozarken, ülkeyi enflasyon sarmalına sokuyor.
Negatif reel faiz aynı dönemde faizlerin gerçekleşen enflasyon oranından düşük olması halidir. Bugün itibariyle bizde yaşanan durum da budur. Türkiye’de 2021 başına kadar TL tasarruf mevduat faizleri enflasyonun biraz da olsa üzerinde seyrediyordu. Sadece gerçekleşen enflasyon değil beklenen enflasyonun da üzerinde bir faiz oranı söz konusuydu. Yani yatırımcıya reel bir getiri sunuluyordu. Ancak 2021 ortasında para politikasında meydana gelen eksen kaymasından sonra faizler aşağı çekildi; kur ve enflasyon hızla yükseldi. TL tasarruf mevduatı sahipleri enflasyon karşısında kaybetmeye; birikimler erimeye başladı.
Negatif reel faiz ekonomideki tasarruf ve harcama tercihlerini değiştirir. Birikimlerinin enflasyon karşısında erdiğini hisseden tasarruf sahiplerini arayışa iter. Kimi dövize ya da altına kayar; kimi hisse senedine. Kimi ise parayı tutmak yerine harcamaya yönelir. Tüketim canlanır; enflasyon daha da artar; kısır bir döngüye girilir. Bizde yaşanan da budur.
En son TCMB beklenti anketine göre 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 40.23’müş. Bankaların bir yıl vadeli mevduat için önerdikleri faiz oranı ise yüzde 17-18 dolayında seyrediyor. Yani mevduat sahibine önerilen yıllık reel faiz eksi yüzde 16.5. Bu hesaba göre eğer işler merkez bankası beklenti anketine uygun olarak gelişir ve şu anda yüzde 78.6 olan enflasyon 12 ay sonra yüzde 40’a gerilerse bugün bir yıl vadeli mevduata 100 lirasını yatıran bir tasarrufçunun parası bir yıl sonra reel olarak 83.5 liraya gerilemiş olacak. Bu iyimser tabloda, yani işlerin beklentilere uygun olarak gelişmesi durumunda ortaya çıkacak tablodur.
Eğer son yıllarda sıklıkla olduğu gibi enflasyon TCMB beklenti anketindeki seviye olan yüzde 40’ın üzerinde kalırsa tasarruf sahibinin kaybı çok daha yüksek olacaktır. Böyle bir ortamda kim parasını mevduatta tutmak ister? Oysa parasını TL mevduatta tutan kişiler TL’ye güvendiği için yabancı paraların cazibesine kapılmayıp tasarruflarını ülkenin parasında değerlendiren kişiler değil midir? Bunların kaybetmesi TL’den kaçışı hızlandırmaz mı?
Negatif reel faiz bazı ülkelerin içine girdikleri zor durumdan çıkabilmek için bilinçli olarak başvurdukları bir yoldur. 2008 krizinden sonra Japonya, Danimarka, İsviçre, İsveç ve Euro bölgesi gibi birçok ülke reel negatif faiz uyguladılar. Hatta bazıları reelin de öteside nominal negatif faize bile başvurdu. Krizde güvenli liman olarak görülen İsviçre ve Danimarka paralarının değerlenmesini önlemek için negatif faize geçtiler. Japonya 1991’de girdiği durgunluktan çıkmak uğruna bu yola düştü. Para bastı, faiz düşürdü, niceliksel gevşeme yaptı; 1999’da faizi sıfıra indirdi, olmadı. 2016’da negatife çekti. Bu ülkelerin tamamında negatif reel faiz uygulandığı dönemde enflasyon sıfıra yakındı hatta bazıların da eksiydi; bizim negatif faize geçtiğimizdeki gibi yüzde 15-20 aralığında seyretmiyordu.
Ancak enflasyonun yükselmeye başlaması ile bu ülkeler yavaş yavaş negatif faiz bölgesinden çıkmaya başladılar. Bundan 8 yıl önce negatif faize geçen Avrupa Merkez Bankası bile artık pozitif reel faize geçeceğinin sinyalini verdi. Diğer merkez bankalarından da benzer adımlar geliyor.
Türkiye’nin hikayesi ve koşulları negatif reel faiz uygulayan Japonya ya da İsviçre gibi ülkelerden farklıdır. Türkiye enflasyonu yüksek olduğu halde negatif reel faize geçen çok nadir ülkelerden biridir. Türkiye’de şu ana kadar ki uygulama sonuçları negatif reel faizlerin yüksek enflasyonu daha da azdırdığını ve “yüksek”ten “hiper”e sıçrattığını gösteriyor.
TL mevduatı ya da diğer sabit getirili araçları tercih eden tasarruf sahibi için zor günler bunlar. Hem mevcut enflasyona hem de beklenen enflasyona karşı kaybediyorlar. Uygulanan politika fiili olarak tasarruf sahibini TL mevduatın dışına itiyor; tasarrufa değil tüketime özendiriyor. Şubat ayında dediğimiz gibi “(Negatif reel) faiz neden, enflasyon ise sonuçtur.”