Nedir bu ürün uzayı?

Ussal ŞAHBAZ
Ussal ŞAHBAZ Global İşler

Bir hafta önce açıklanan ekonomi reformları paketinin bir danışmanlık şirketi sunumu yerine belirli bir bürokratik süzgeçten geçmiş somut adımlardan oluşan yazılı bir metin olması önemli. Amazon gibi ciddi çalışan şirketler kocaman ok işaretleri ve balonlardan oluşan slaytlar yerine birkaç sayfalık yazılı metinlerle iç iletişimlerini sağlıyor. Çünkü aklınızdaki fikri yazıya döktüğünüz zaman, bir slaytı anlatırken geveleyerek gizleyebileceğiniz saçmalıkları kendiniz de görüyorsunuz.

Pakette en çok konuşulan unsurlardan biri “ürün uzayı” oldu. On küsur yıl önce Harvard Üniversitesi’nde Ricardo Haussman ve Cesar Hidalgo (sıkı bir Galatarasay taraftarıdır) tarafından geliştirilen bu yöntemin yapısal cari açığı azaltacak politikalara rehberlik etmesi öngörülüyor. Peki nedir bu ürün uzayı?

Kerestecilikle cep telefonu üretimi arasında pek benzerlik yok dersiniz. Finlandiya dünyanın en büyük kereste üreticilerinden biri olarak, keresteleri hassas şekilde kesebilmek için geliştirdiği hesap kabiliyetini daha sonra zamanın en büyük telefon üreticisi Nokia’yı kurmakta kullanmış. Hangi becerinin hangi ürünün üretilebilmesi için kritik olacağını, hangi ürünler için gerekli becerilerin ortak olduğunu çıplak gözle görmek zor. Her ürünün bir ağaç olduğu bir orman düşünün. Eğer iki ürünü ihraç eden ülkeler aynıysa bu ürünleri temsil eden ağaçlar birbirine yakın, ürünleri ihraç eden ülkeler farklıysa bunları temsil eden ağaçlar birbirine uzak olsun. İşte bu şekle “ürün uzayı” demişler. Bakınca görüyorsunuz ki, bazı ürünlerin olduğu yerlerde ağaçlar seyrek. Mesela petrol üretiminin yakın olduğu başka ürün az. Bazı ürünlerin olduğu yerlerde ise ağaçlar yoğun. Mesela makine ve elektronik sanayisi böyle.

Bu uzayda girişimciler de adeta birer maymun. Daha çok para kazanmak için boş ağaçlara atlıyor. Yani yeni ürünler geliştiriyorlar. Girişimcilerin doğal eğilimi becerilerine yakın ürünler geliştirmek. Maymunların yakın ağaçlara atlaması daha kolay. Eğer maymunlarınızın çoğu ağaçların seyrek olduğu bir yerdeyse, daha yoğun bir bölgeye geçmeleri için devlet müdahalesi gerekebiliyor. Mesela balıkçılıkla geçinen bir sahil şehrine havaalanı yapıldığında, turizm ya da artık günlük ihracat yapılabildiği için sera çiçekçiliği gelişiyor. Ağaçların sık olduğu yerde ise, maymunları yeni ağaçlara atlatmak için farklı yöntemler lazım. Mesela yazılım becerilerinin güçlü olduğu bir yerde, banka lobisinin önüne geçip fintekin önünü açacak regülasyonlar çıkarırsanız, bir bakıyorsunuz ki sizin yazılım beceriniz finans sektörünü geliştirmekte kullanılmış.

Bugüne kadar teşvik dendiğinde anladığımız tek şey girişimcilere vergi muafiyeti getirmek oldu. Aynı faaliyeti organize sanayi bölgesi ya da teknoparkta yapan bir girişimciye, burada yapmayana göre avantaj sağlamak bu ilkel teşvik yaklaşımının sonucu mesela. Reform paketindeki “Fintek, biyoteknoloji ve mobilite alanlarındaki regü lasyonlar inovasyonun ve ticarileşmenin önünü aç acak ş ekilde gö zden geç irilecektir” ifadesi ise ekonomik dönüşüme vergi muafiyetinin ötesinde yöntemlerle bakan modern yaklaşımın yansıması.

Paket açıklanınca doların düşmesini bekleyenler hala dolar kurunun ana belirleyicisinin Türkiye’deki politikalar değil, ABD’deki faiz getirisi olduğunu anlayamamış demektir. Orta boylu açık bir gelişen ekonomi olarak politika alanımız zaten çok sınırlı. Onu da kutuplaşıp programın içeriğinden çok kimin programı diye bakmak yerine ortak akılla kullanmamızda fayda var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar