Ne kadar yavaşlama o kadar dezenflasyon
Geçtiğimiz hafta 2025 yılına ilişkin küresel ekonomi beklentilerimizi paylaştık. Bu hafta da Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerimizi paylaşacağımızı belirtmiştik. Kısaca özetlemeye çalışalım. Elbette temel konu büyüme ve enflasyon olacak. Büyüme ile başlayalım. 2024 yılını %3 civarında bir büyüme ile kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Her ne kadar yeterince güçlü olmasa da iç talepte de artmaya başlayan yavaşlama sinyalleri zaten durağan giden dış taleple birleşince, büyüme oranının geçtiğimiz yılın altına inme olasılığı yüksek görünüyor. Tahminimiz 2025 yılını % 2-2,5 arası bir büyüme ile yılı kapatacağımız yönünde. TCMB piyasa katılımcıları anketine göre 2025 yılı büyümesi %3 olacak.
Yılın ilk çeyreğine yüzde 3 üzeri büyüme beklentisi ile başlıyoruz
Bilgi Üniversitesi Finansal Uygulama ve Araştırma Merkezi (CEFIS) olarak Ege Yazgan hocamızın büyük katkılarıyla gerçekleştirilen şimdi tahmin modeline göre 2024 yılı büyümesi %2,94 şeklinde görünüyor. Aynı modele göre 2025 yılının birinci çeyrek büyüme tahmini son verilere göre %3.22 seviyesinde bulunuyor. Orta vadeli programın 2025 büyüme hedefi %4 olarak açıklandı. Özellikle geçtiğimiz yılın son çeyreğinde iç talepte tekrar canlanma göstergeleri 2025 yılının başındaki büyüme tahminlerini yukarı çekmiş görünüyor. Otomobil satışları, perakende satışlar, konut satışları gibi birçok öncü gösterge önceki aylara göre yılın son çeyreğinde tekrar yukarı yönlü bir ivme kazandı. Biraz da öne alınan talebin etkisiyle gerçekleşen bu hareketlenmenin çok güçlü olmasa da önümüzdeki dönemde güç kaybedeceğini, ücret artışlarındaki sınırlamanın da etkisiyle iç talepteki gerileme baskısının hem birinci çeyrek tahminlerini hem de yılın kalan bölümüne ilişkin büyüme tahminlerini aşağı yönde etkileyeceğini tahmin ediyoruz. Kur politikamız Türk Lirası’nın rekabet gücünü azaltıcı yönde devam ettiği müddetçe, ihracatta toparlanma değil yatay ya da aşağı yönlü bir seyir beklemek daha gerçekçi görünüyor. Avrupa Birliği’nin yavaşlaması da ihracata olumsuz etkide bulunurken Orta Doğu’daki gelişmeler her şeye rağmen bir miktar olumlu katkı sağlayacak görünüyor.
Büyüme mi, dezenflasyon mu?
Enflasyon tarafına baktığımızda, talep koşullarındaki gerilemeye de bağlı olarak dezenflasyon sürecinin devam edeceğini öngörüyoruz. Yılın ilk 6 ayında TÜFE’nin %40’ların altına inmesini, yılı %30-35 bandında tamamlamasını bekliyoruz. Bu çerçevede Merkez Bankası’nın politika faizini yılsonunda %35 civarına getireceğini öngörüyoruz. Bildiğimiz gibi TCMB’nin 2025 TÜFE tahmini %21 olarak geçtiğimiz Kasım ayında açıklandı. Piyasa katılımcıları anketine göre 2025 yılsonu TÜFE enflasyon beklentisi %27 seviyesinde bulunuyor. Büyüme oranımız özellikle iç talep ağırlıklı olarak yüzde 1’lere doğru giderse enflasyonda %20’li rakamları görme olasılığımız artar. Yani, dezenflasyonun büyüme ile ters değil doğru orantılı olması gerekiyor. Mevcut durumda faizlerde görece güçlü bir indirim beklentisiyle büyümenin çok aşağı gitmeyeceği, enflasyonunun da yüzde 30’larda kalması daha olası görünüyor.
Cari açık düşük seyredecek
Ekonomideki yavaşlamaya bağlı olarak cari işlemler açığının 16 milyar $ civarında gerçekleşmesini bekliyoruz. Enerji fiyatlarında bir miktar yukarı yönlü baskı olsa bile genel anlamda korumacılığa bağlı olarak emtia fiyatlarının baskı altında kalma ihtimali cari işlemler açığı beklentimizi düşük tarafta tutmaya devam ediyor. OVP’deki cari açık beklentisi 28 milyar dolar olarak açıklandı. Gerçi 2024 tahmini de 22 milyar dolar olarak verilmişti. Görünen 2004 yılında cari açık 10 milyar dolar civarlarında gerçekleşecek. Bu nedenle 2025 cari açık rakamının da OVP’nin tahmininin bir hayli altında kalacağını tahmin ediyoruz. Piyasa katılımcıları anketine göre 2025 yılı sonu cari açık beklentisi 18 milyar dolar civarında bulunuyor. Cari işlemler açığının düşmesinde elbette en önemli unsurun ihracat artışı olmasını bekleriz. Mevcut tabloda bunun olmadığını, düşüşün temelde ithalat kaynaklı olduğunu, sanayideki yavaşlamaya hatta gerilemeye bağlı olarak ara ve yatırım malı ithalatındaki düşüş olduğunu görüyoruz. İthal tüketim mallarındaki artış iç taleple ilgili yeterince yavaşlama olmadığına dair görüşü desteklemeye devam ediyor
İşsizlikte çift hane yolda
Büyümenin %4 civarında olan potansiyel büyümemizin altına inmesinin istihdam verilerini olumsuz etkileneceğini, işsizliğin artacağını, tekrar çift haneli %10-11 civarında bir noktaya geleceğini öngörüyoruz. OVP‘de 2025 işsizlik öngörüsü %9.6 şeklinde bulunuyor. Önümüzdeki haftalarda makro görünüm tahminlerimizin finansal piyasa yansımalarını tartışmaya devam edeceğiz.