Ne kadar edit?
Twitter’ın atılan mesajlarda sonradan değişiklik yapmaya (edit etmeye) izin vermesi gündemde. Önce ‘çoktan olmalıydı’ diye düşündüğüm bu özelliğe giderek daha temkinli bakmaya başladım. Gelin bu hafta genleri değiştirmekten geçmişi yeniden yazmaya, ‘edit’ örneklerini konuşalım.
Twitter. Sosyal medyanın en önde gelen platformlarından biri olan platform aslında bir mikro-blog sitesi. Yani aklımızdan geçenleri hızla ve kısa şekilde (ilk kurulduğunda bir kısa mesaj uzunluğunda, daha sonra bunun iki katı uzunlukta) paylaşmamız üzerine kurulu. Yani üzerinde uzunca düşünülmüş veya gelen tepkilere göre değiştirilmiş metinler, olayın ruhuna aykırı. Üstelik çok popüler olup pek çok kişinin sayfasına düşen mesajların satılarak dolandırıcılık için kullanılması gibi risklere dikkat çekenler de var. Bununla birlikte, zaman zaman çalakalem mesajlar yazan biri olarak, edit özelliğinin imla konusunda hassas olanlar için imdada yetişeceğini de belirteyim.
Dokümanlar. Twitter böyle, ama ya iş yerlerimiz? Bir yönetici olarak ekip arkadaşlarınızın yazdıklarını ne kadar ‘edit’ etmelisiniz? Bir yandan, daha mükemmeli aramak hepimizin profesyonel sorumluluğu. Öte yandan, yöneticimizden kıpkırmızı düzeltmelerle işaretlenmiş ve pek çok notla dolu metinler geri almak hayli moral bozucu olabilir. Yönetici için de, herkesin yazdığını adeta yeniden yazmak müthiş vakit alır. Çözüm, seneler önce bir üst düzey yöneticinin bana verdiği tavsiyede saklı olabilir: ‘dokümanı ben nasıl yazardım diye düşünerek edit etme, mutlaka olması/ çıkması gereken neler var diye düşünerek yaklaş’. Ne de olsa, her şeyin azı karar, çoğu zarar.
Genler. Estetik operasyonlar toplumda genel olarak kabul görüyor. Ancak iş genlerin edit edilmesine gelince, durum farklı. Örneğin bir bebeğin cinsiyeti veya fiziki özelliklerinin düzenlenmesi için teknolojinin kullanılması ciddi soru işaretleri yaratıyor. Bununla birlikte, gen editleme bazı hastalıklardan tamamen kurtulmamız için önemli bir çözüm olabilir. Peki denge nerede? Bu köşede daha önce de değindiğimiz gibi, farklı disiplinlerin (hukuk, felsefe, mühendislik) ortak çalışarak geliştirdiği teknoloji etiği önümüzdeki yılların en mühim konularından biri olacak.
Geçmiş. Edit sadece bugüne ya da geleceğe dair değil; geçmiş de yeniden yazılabiliyor. Gürcistan’ın Göri kasabasında Stalin’in doğduğu evi ziyaret ettiğimde, rakibi Troçki’nin Sovyetler’in kuruluş dönemindeki toplu fotoğraflardan itinayla silindiğini görmüştüm. Zihnimizin bazı anıları unutması/ farklı hatırlaması yaygın olsa da bunu henüz teknoloji ile yapmak söz konusu değil. Yani Sil Baştan -- Eternal Sunshine of the Spotless Mind, hala bir bilim kurgu filmi.
Tüm okurlarımıza, mümkün olduğu kadar az edit gerektiren bir hafta diliyorum.