Ne kadar az ithalat, o kadar iyi cari denge!
Cari işlemler dengesi bu yıl hazirandan sonra eylülde de fazla verdi. Cari dengede eylülde 1.9 milyar dolara yakın bir fazla oluştu.
Merkez Bankası verilerine göre, eylüldeki bu fazla, faiz indirimine başlanan ve dövizin tırmanıp gittiği 2021’in sonbahar aylarından sonra elde edilmiş en yüksek fazla. Zaten son iki yıllık dönemde fazla verilen tek ay 716 milyon dolarla bu yılın haziranıydı, eylül bu anlamda ikinci ay oldu.
Yıllıklandırılmış cari açık eylüldeki fazla ve daha önemlisi geçen yılın eylülündeki 3 milyar dolarlık açığın yıllık hesaptan çıkmasıyla 51.7 milyar dolara geriledi. Yıllık açık ağustos sonunda 56.6 milyar dolar düzeyindeydi.
Ödemeler dengesinin finansman kalemine bakıyoruz; eylülde kısmi bir iyileşme var. Portföy yatırımı olarak 1 milyar dolar gelmiş, borçlanma kalemlerindeki net giriş de 4.9 milyar dolar olmuş.
Doğrudan yatırım mı, ara ki bulasın! Bu kalemde giriş bir yana 337 milyon dolarlık çıkış var. Üstelik 337 milyon dolarlık çıkış, 232 milyon dolarlık gayrimenkul dövizi geldiği halde söz konusu olmuş.
İthalata bağlı bir seyir...
Cari işlemlerde eylülde 1.9 milyar dolar fazla verilmesi olumlu bir gelişme elbette ama bunun nasıl gerçekleştiği daha da önemli.
Cari dengeyi belirleyen, yönünü çizen en büyük alt kalem hiç tartışmasız dış ticaret dengesi.
İhracat öyle kayda değer bir artış ya da dalgalanma göstermediği için de dış ticaret dengesinin belirleyicisi ithalat.
İthalat yüksek gerçekleştiğinde, bunu telafi edecek turizm gibi bir gelirin yüksek olmadığı bir ayda bulunuyorsak bir de, cari açık fırlayıp gidiyor.
Ya da eylüldeki gibi tersi oluyor; ithalat görece düşük gerçekleşiyor, turizm gelirlerinin yüksek oluştuğu bir ayda bulunuluyor ve cari fazla veriliyor.
Bu aşamada tabii ki ithalatın niye düşük kaldığının üstünde durmak gerekiyor. Acaba neyi az ithal ettik de böyle bir durum yaşandı?
Bu kez TÜİK verilerine dönelim. Eylül ayındaki ithalat (CIF) 27.5 milyar dolar oldu ve ağustostaki 30.3 milyar dolara göre 2.8 milyar dolar azaldı. İşte ithalattaki bu azalmanın etkisiyle eylülde cari fazla verildi.
Peki ithalattaki 2.8 milyar dolarlık azalma hangi kalemlerden kaynaklandı, önemli olan bu.
TÜİK verilerine göre eylülde ağustosa göre hammadde ithalatı tam 2 milyar dolar azaldı. Yatırım malı ithalatında da 409 milyon dolarlık azalma oldu.
Şimdi bu azalmaların anlamı açık. Biz sanılanın aksine yüklü miktarda tüketim malı ithal eden bir ülke değiliz. Otomobili hariç tutarsak tüketim malı ithalatının toplamdaki payı yüzde 8 dolayında.
Yani Türkiye üretmek için hammadde ve yatırım malı ithal etmek zorunda. Şu durumda hammadde ve yatırım malı ithalatındaki azalmaya dayalı bir cari açık iyileşmesi kalıcı olabilir mi?
Bugün daha az hammadde ve yatırım malı ithalatı, bağlı olarak gerileyen ithalat ve gerileyen cari açık ya da fazla veren cari denge.
Ama yarın bu ithalat azalmasının ceremesini çekmek kaçınılmaz. Yarın düşen üretim, düşen ihracat, artan fiyatlar...
Sonuç olarak cari işlemler dengesindeki iyileşmeyi ithalatın azalmasına bağlı olmaktan çıkaracak yeni bir denge oluşturamadığımız sürece bu durum ne uzun süreli olabilir, ne de hayırlı sonuç verir...