Ne gerekiyorsa yapacaklar
Yıllar önce Mario Draghi, ECB'nin başındayken ve Avrupa borç krizi ile boğuşurken; bir konferansta, krizi önlemek için "ne gerekiyorsa" yapılacağını söylemiş ve olumsuz gidişat bu açıklamadan sonra olumlu yönde değişmişti. Draghi'nin ünlü "ne gerekiyorsa" ya da İngilizcesi ile "whatever it takes" açıklaması Euro krizinde bir dönüm noktası olmuştu, çünkü Merkez Bankası güçlü bir taahhüt vermişti. Yan yana gelmiş birkaç basit kelime olarak görünebilir ama Merkez bankacılığı tarihinde bu açıklamanın çok önemli yeri vardır.
Draghi 26 Temmuz 2012'de Londra'da yaptığı o tarihi konuşmasında "Yetkimiz dahilinde, ECB Euro’yu korumak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır," demişti ve bu söz literatüre geçmişti. İşte bugün de aslında Fed'den İngiltere Merkez Bankası'na kadar birçok merkez bankasının yapmaya çalıştıkları da aynı şeydir. Yükselen enflasyon karşısında merkez bankaları "ne gerekiyorsa" yapılacağının mesajını veriyorlar. Dünya son 30 yılın en hızlı faiz artırım sürecini yaşıyor. Merkez bankaları yükselen enflasyon karşısında, uzun süredir aşırı düşük düzeylerde tuttukları faizleri peş peşe artırmaya başladılar.
Mesela tam 11 yıldır faiz arttırmayan Avrupa Merkez Bankası (ECB), geçen hafta faizi 75 baz puan artırdı ve daha da önemlisi faiz artışının önümüzdeki süreçte de devam edeceğinin mesajını verdi.
ABD Merkez Bankası (Fed) faiz artırımına ECB'den çok daha önce başlamıştı. Fed Başkanı Powell da geçen hafta faiz artışının süreceğinin mesajı verdi. Haftaya yapılacak Fed toplantısından çok büyük bir olasılıkla 75 baz puanlık bir artış daha çıkacak.
İngiltere Merkez Bankası ise faiz artırımına ilk başlayanlardan. 2021 Aralık ayından bu yana tam 6 defa faiz arttırdı ve resesyon riskine rağmen daha da arttıracağını belli etti.
Sadece üç büyük merkez bankası değil, diğer birçok merkez bankası da faiz arttırıyor. İsviçre, Avustralya, Brezilya, Kanada, Hindistan, Kore, Meksika, Polonya, Güney Afrika ve daha pek çok merkez bankası son dönemde faiz arttırdı.
Ve görünen o ki; bu merkez bankaları faiz arttırmaya da devam edecekler. Çünkü enflasyon henüz hedefledikleri seviyede değil. Fed Başkanı Powell'in dediği gibi "İş tamamlanıncaya kadar" enflasyonu aşağı çekmek için faizi artırımlarını kullanacaklar. İngiltere Merkez Bankası’nın yaptığı gibi bunların bir çoğu yaklaşan resesyon riskinin de farkındalar. Ama enflasyonu kontrol altına alamazlarsa halkın, özellikle düşük ve orta gelir gruplarının çok büyük acı çekeceğini görüyorlar. Diğer bir deyişle; “eğer fiyat istikrarını sağlamak için bir süre resesyon yaşanması gerekiyorsa yaşanacak” diyorlar.
Kısacası, merkez bankalarının görevi fiyat istikrarını sağlamak için "ne gerekiyorsa" yapmaktır.