NATO’ya Biden damgası
ABD Başkanı Joe Biden, kendi dönemi için “öncelikli politika” olarak koyduğu her unsuru, Brüksel zirvesinde NATO sonuç bildirgesine de dahil ettirdi.
Çin’in yükselişini kontrol altına alma, Rusya’yı durdurma, iklim değişikliği ile mücadele ve demokrasinin üstünlüğü; tümünü NATO bildirisinde de madde madde görmek mümkün.
● Çin konusunda mesela;
NATO tarihinde ilk kez Çin’i “kural temelli uluslararası düzene sistemik zorluk (sistemik challenge) olarak nitelendirdi. Avrupalı müttefiklerin Çin’le girdikleri kapsamlı ticari/ ekonomik ilişkilere rağmen alındı bu karar. O kadar ki, Biden’ın katılacağı G-7 ve NATO zirveleri öncesinde İtalya, daha önce Çin’le imzalamış olduğu “Kuşak ve Yol” anlaşmasından ayrıldığı duyurdu. NATO’nun Çin’i “sistemik zorluk” ilan eden kararından sonra, Çin’in NATO üyesi ülkelerde - mesela 5G teknolojisi gibi - stratejik yatırımlara imza atması da neredeyse imkânsız hale geldi.
Brüksel zirvesi –Çin’i kontrol etmek amacıyla elbette- NATO’nun geleneksel bölgesinin dışına çıkıp, Asya-Pasifik’e uzandığı zirve de oldu; Avustralya, Kore, Yeni Zelanda ve Japonya ile NATO arasında “siyasi diyalog mekanizması” kurulduğu açıklandı.
● Rusya, NATO bildirisinde en çok yer bulan ülke oldu;
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik hasmane tutumu, özellikle de Kırım’ın tek tarafl ı ilhakı şiddetle kınandı bildiride. Rusya’nın silahlanma çabalarına karşı NATO’nun teyakkuzda olduğu teyid edildi. Biden son derece akıllıca bir manevrayla, Ukrayna Devlet Başkanı Zelinsky’nin çırpınışlarına rağmen, bu ülkenin NATO üyeliği için kesin bir tavır aldırmadı zirve toplantısında. Bu konuyu, iki gün sonra Cenevre’de Rusya Lideri Putin’le yapacağı görüşmede bir “koz” olarak elinde saklamayı tercih etti. Keza aynı durum, Gürcistan için de geçerli oldu.
ABD seçimlerine yönelik siber saldırılarda “malum şüpheli” Rusya’ydı. Nitekim, siber saldırılar konusunda NATO sonuç bildirisine son derece kritik bir madde de eklendi; Siber saldırılar da, tıpkı konvansiyonel saldırılar gibi, NATO’nun 5. Maddesi kapsamına dahil edildi Brüksel zirvesinde.
● İklim değişikliği ile mücadele de NATO’nun görevlerinden biri haline geldi;
Biden’ın önceliklerinden olan iklim değişikliği konusunda NATO’nun neler yapabileceğini belirlemek üzere bir merkez kurulması kararlaştırıldı. Ayrıca tüm NATO üyesi ülkelerin askeri anlamda emisyon oranlarını 2050 yılına kadar “sıfıra” indirmeleri kararı altına da imza atıldı. AB’nin zaten “Yeşil Mutabakat” (Green Deal) adı altında çevreye zararlı tüm emisyonları 2050’ye kadar düşürme taahhüdü var. Şimdi buna NATO da katılmış oldu. Yeşil Mutabakat tüm ekonomik, ticari ve askeri ilişkileri etkileyebilir AK Parti hükümeti, NATO bildirisinin altına imza atmış olsa da, hala Paris İklim anlaşmasına taraf olmamakta direniyor. Bu tavır, yakın gelecekte Türkiye’nin tüm ekonomik, ticari, hatta askeri ilişkilerini etkileyecek boyutta. Nitekim TÜSİAD’ın Ankara’da muhalefet partileriyle yaptığı görüşmelerin ana gündem maddesinin green deal olması, hem muhalefetin, hem de iş dünyasının Türk ekonomisinin hızla ilerlediği tehlikeyi farkında olduğunu gösteriyor.
● NATO bildirisinde “ortak değerler” adı altında demokrasi vurgusu da yapıldı;
Bildiride dikkat çeken unsur, Biden’ın konuşmalarında sık sık telaffuz ettiği “kural temelli/rules- based” ifadesinin bildiride birkaç yerde geçmesiydi. Belli ki ABD, Çin’in yükselişine karşı NATO’nun kurulduğu 2. Dünya Savaşı sonrası uluslararası sistemi elinden geldiğinde korumaya çalışacak. Başarılı olabilir mi? İşte bu dünyanın geleceği açısından en büyük soru işareti.
● Üyelerin NATO’ya katkıları artacak;
Trump’ın NATO’ya akıtılan ABD fonlarını kesmesinin aksine, Biden yönetimi NATO’yu daha da güçlendirmek için İttifak bütçesinin artırılmasından yana tavır koydu. Bu tavra, başta Fransa ve bazı Avrupa ülkelerinden itiraz vardı. NATO bildirisinde, Biden’ın bu tartışmada üstün geldiği ortaya çıktı. Ancak bu süreçte, Avrupalı ittifak üyelerini kırmamak için yine de ayrıntılar hemen belirlenmeyip, gelecek yılın zirve toplantısına bırakıldı.
● NATO için bir başka ilk de “start-up fonu” kurulması oldu;
Brüksel zirvesinde sivil-askeri bir inovasyon fonu oluşturulması kararlaştırıldı. Amaç, ittifak ülkelerinde savunma alanında teknoloji üretecek start-up şirketlerine kaynak sağlamak olarak belirlendi.
NATO bildirisinde Suriye paragrafı Bildiride özel olarak Türkiye’yi ilgilendiren üç konu, NATO’nun terörle mücadeleye vereceği destek, Kabil havaalanının korunması ve işletilmesi için NATO’nun sağlayacağı mali kaynak ve bildirideki Suriye paragrafıydı.
Türkiye’nin gönüllü olduğu Afganistan görevi konusunda Brüksel zirvesinde ayrıntılı karar alınmadı. Ancak havaalanı görevi için NATO bütçesinden “geçici kaynak ayrılması” kararlaştırıldı.
Suriye konusunda ise NATO, Türkiye’nin Esad yönetimine karşı politikasına destek verecek ifadeleri kabul etti; Esad’ın büyük çoğunlukla galip geldiği son seçim eleştirildi, Türkiye’nin Suriye’den gelecek olası füze saldırılarına karşı NATO’nun teyakkuzda olacağı karara bağlandı. Ayrıca Türkiye’nin milyonlarca Suriyeliye kapısını açmış olmasından da övgüyle bahsedildi.
NATO bildirisinde yer alan dikkat çekici bir başka unsur ise, yolsuzlukla mücadele konusundaki ifadeler oldu. Bildiride, “yolsuzluk ve kötü yönetim, demokrasiyi sıkıntıya sokar” denildi, bunun çaresi olarak “hukukun üstünlüğü” gösterildi.
Tam da tüm Türkiye, bir organize suç örgütü liderinin ülkenin içine düştüğü yolsuzluk ağlarını ifşa ederken üstelik…