Nasıl karar verelim?

Burak DALGIN
Burak DALGIN Dünya Penceresi

İş hayatında en önemli mesele doğru karar vermek. Bunun için rasyonel, veri temelli ve hedef odaklı olmak önerilir. Bu makul yaklaşım, temel bir şeyi ıskalıyor, hangi bağlamda karar verdiğimiz. Dört başlıkla konuşalım: basit, karmaşık, karışık, kaotik.

Maslow’un ‘elinizde bir çekiç varsa her şeyi bir çivi olarak görürsünüz’ sözü yöneticiler için de doğru. Çoğumuz meseleleri hakim olduğumuz alana odaklanarak (satış, üretim, lojistik) ve aşina olduğumuz yöntemlerle (analiz, insan ilişkileri, müzakere) çözmeye çalışıyoruz. Daha önce çalışmış olan iş yapış şekillerimizi belki de bambaşka özellikleri olan durumlara taşıyoruz.

Halbuki, farklı durumlarda karşılaştığımızda karar alma şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. Cognitive Edge araştırma ağından David J. Snowden ve Boone Associates danışmanlık şirketinden Mary E. Boone’un önerdiği bir çerçeve bana mantıklı geldi. Bu yaklaşıma Cynefin adını vermişler – kelime Galce’de ‘çevremizden ve tecrübelerimizden gelen etkenlerin bizi asla anlayamayacağımız şekillerde etkilediğini’ belirtiyormuş (böyle tercümesi zor, çok katmanlı kelimeleri çok severim). Kararlarımızı aldığımız ortamları dörde ayırmışlar:

BİR: BASİT. Net neden-sonuç ilişkilerinin olduğu durumlar. Yıllardır yapılan imalat, mevcut müşterilerden sipariş alma, bayilere mal tedarik etme gibi işler. Burası rasyonel süreçlerin, detaylara hakimiyetin, otomatik hale getirilen faaliyetlerin alanı. Şirketin geçmişindeki veya rakiplerdeki en iyi uygulamaları hayata geçirmek yeterli. Yönetici-çalışan iletişimi kısıtlı – nasıl olsa kimin ne yapacağı belli! En büyük riskse, iş körlüğü. Geçmiş deneyim, eğitim ve başarı yoluyla kazanılan ve hala işe yarayan bakış açılarından sapıp yeni düşünme yollarını denemeyi çoğu kimse istemez.

İKİ: KARMAŞIK. Böyle durumlar birden fazla doğru cevabı içerebilir. Bilinenleri ve bilinmeyenleri algılamak, analiz etmek ve buna göre çözüm geliştirmek gerekir. Mesela, hangi ürün özelliğini ekleyelim/ çıkaralım, hangi müşteri kitlesine hitap edelim, hangi rakibimize odaklanalım. Tıpkı günlük hayatımızda iyi bir araba tamircisi veya tecrübeli bir hekim aradığımız gibi, uzmanlara danışmak gerekebilir. Ancak bu en büyük riski beraberinde getirir: analiz felci. Nitekim iş hayatımda ince eleyip sık dokuyacağım derken adım atamayan ve fırsatları kaçıran öyle çok firma gördüm ki!

ÜÇ: KARIŞIK. Sürekli değişen bağlamlar. Snowden ve Boone karmaşıklığa binlerce parçadan oluşan bir Ferrari arabayı, karışıklığa ise dinamik şekilde yaşayan Amazon Ormanlarını örnek gösteriyor. Rasyonel ve adım adım karar vermenin bittiği, birden fazla senaryo çalışarak sürekli durumu yeniden değerlendirmek gereken durumlardan bahsediyoruz. Bence buna en güzel örnek, ürünlerinin bundan üç sene sonra nasıl olacağını tam bilmeyen ama müşteriden aldıkları geri bildirimlerle her gün yeni adımlar atan girişimciler. Aman dikkat: ‘basit’ bağlamlarda işe yarayan kuralclılık, böyle durumlarda şirketin ölümüne yol açabilir.

DÖRT: KAOTİK. Şirketin sistemlerin hack edilmesinden doğal afetlere uzanan beklenmedik gelişmeler neticesinde her şeyin alt-üst olduğu durumlar. Burada liderin yetkiyi elinde toplaması ve hızlı kararlar alabilmesi gerekir. Acil serviste kalp masajı yapan bir ekibi düşünün. Ancak bu durumları atlatan yöneticilerin egolarının şişmesi, hayat normale döndüğünde onların başarısız olmasının da tohumunu atar.

İçinde olduğunuz bağlamı fark ettiğiniz, ekiplerinizi buna hazırladığınız ve bu çerçevede doğru kararlar aldığınız bir hafta dilerim

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Başarısızlığa övgü 19 Kasım 2024
Yanıltıcı doğruluk 12 Kasım 2024
Dört put 05 Kasım 2024
Karar kalitesi 22 Ekim 2024
Seçenek mimarisi 01 Ekim 2024
Kırmızı kraliçe 24 Eylül 2024
Yenilik nasıl yayılır? 17 Eylül 2024
TESCREAL 10 Eylül 2024