Müziğin sesi
Oscar Wilde'a göre; sanatın yaşamı taklit etmesinden çok yaşam sanatı taklit eder. Bu sözün doğruluğunu ölçmemiz mümkün değil ancak özellikle sanat alanında geleceği çok keskin bir şekilde öngörmüş eserler var. Hatta sanatın, bu konuda sosyal bilimlerden özellikle de iktisattan (Keynes ve Minsky gibi bazı istisnalar olsa da) daha başarılı olduğunu tahmin ediyoruz.
Sosyal trendleri de dahil ettiğimizde aklımıza gelen örneklerden biri Huxley’in “Cesur Yeni Dünya” kitabı. Muhtemelen az bilinen ama yayınladığı 1993 yılında; geleceği oldukça başarılı kestirmiş olan Afrika asıllı Amerikalı sanatçı Octavia Butler’ın “Parable of the Sower” romanı da oldukça parlak bir örnektir. Romanda, ABD Başkan adaylarından Andrew Steele Jarre isimli Teksas’lı bir fanatik dinci senatör, seçim kampanyasında Trump’ın “Make America great again” sloganının çok benzeri olan “Make American great again” sloganını kullanır.
Aslında keskin gelecek öngörüleri için ‘’sadece sanatçılara has’’ demek doğru değil. Jung’un 1936’da yayınlanan “Wotan” makalesinde, o dönemde çok da ciddiye alınmayan Nazi/Hitler risklerine karşı uyarması, üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir olgudur.
Konu muhtemelen, çok engin bir tarih anlayışıyla birlikte olaylara çok geniş bir pencereden objektif bir şekilde yaklaşabilmek ile ilgili. William Blake’in dediği gibi belki de "Bu dünyada bilinen ve bilinmeyen şeyler vardır. Bunların arasında ise, yalnızca kapılar bulunur."
Hayatın yansıması olan piyasalarda da olaylara mümkün olduğunca geniş bir perspektiften önyargısız bakmanın ve başkalarının fikirlerinden ziyade kendi fikirlerimizin oluşturulmasının kritik olduğunu düşünüyoruz. Daha önce bahsettiğimiz ama anlatılması güç “piyasa müziğini” dinlemek özellikle uç noktalarda çok önemli. Söylemesi kolay uygulaması zor, yorucu ve yıpratıcıdır. Unutmayalım ki Nietzsche’nin dediği gibi “Müziğin sesini duymayanlar dans edenleri deli sanırlar.”
Piyasaların bugününe bakmadan önce iki hafta önceki yorumlarımızı hatırlayalım: “İşin ilginç kısmı; Ekim ortasında piyasalarda ciddi karamsarlık ve hatta panik havası eserken, iyimser yorumlara rastlamak pek mümkün değildi. O dönemden bu yana çok ciddi getiriler elde edildi. Şimdi de temkinli yorumlara rastlamak pek mümkün değil. Hâlbuki iyimser olsun kötümser olsun aşırılıkların yaşandığı ortamlarda Ajda Pekkan’ın “Ya Sonra” şarkısını hatırlamakta fayda var”
Daha önce de bahsettiğimiz gibi tek konu Çin değil. Özellikle piyasalar tarafında pek dikkat alınmayan ABD Demokrat Parti Başkan Adayı seçimlerinin de piyasalar açısından risk olduğuna değinmiştik. Gerçekten de Sanders’ın Iowa ve Nevada’da kazanması bizce şu ana kadar pek dikkat edilmeyen bu riski bir anda gündeme taşıyabilir.
Yorumlarımızdan bu yana geçen iki haftadan sonra piyasalarda fiyatların daha makul yerlere geldiğini ve daha önemlisi Çinli yetkililerin ciddi tepki verdiğini gördük. Biraz müziği dinleyelim ve düşünelim: Çin hem 7 hem de 14 günlük repo oranlarını 10 baz puan indirdi. Hatırlayalım; Çin Merkez Bankası PBoC, 7 günlük repo oranını geçen Kasım’da 5 baz puan indirmişti. Bu, 2015’ten beri ilk indirim olma özelliği taşıyor. Bunlarla birlikte son üç aydaki üçüncü indirim oldu. Muhtemelen 20 Şubat’ta bir yıllık medium-term lending facility (MLF) faiz indirimi takip edecektir.
Yani kısacası; şu ana kadar alınan önlemlerin gittikçe artacağını düşünüyoruz. Bu önlemlerin, hem parasal hem de yatırım harcamaları dahil maliye tedbirlerini içereceğini öngörüyoruz. Uzun vadeli finansal istikrar, enflasyon gibi kavramların bu tip ‘’olağanüstü’’ denilen durumlarda kenara atıldığını çok defa gördük. Bu sefer de farklı olacağını düşünmüyoruz. Özellikle Çin Komünist Partisi’nin 100. yıl dönümü olan 2021 yaklaşırken, Çin’in ciddi bir yavaşlamaya razı olacağını sanmıyoruz. Bu görüş doğru çıkarsa; hisse senetleri dahil riskli varlıklar ve özellikle ciddi satış yemiş emtialar için muhtemelen şimdi değil ama Şubat ayı içinde ciddi alım fırsatı doğacaktır. Her halükarda geçen sene ve yılbaşından bu yana getiri şampiyonu altın için uzun vadeli görüşlerimiz olumlu olmaya devam ediyor.