“Müzakere aynı zamanda mücadeledir...”
ABD'de Cumhuriyetçi Parti’nin en önemli isimlerinden Mitch McConnell siyasi hayatını kaleme aldığı "The Long Game" yani "Uzun Oyun" kitabında siyaset ile ilgilenenlere iki önemli saptamaya dikkat çekiyor:
- Siyaset hiçbir zaman kusursuz tasarımlar sunmaz
- Siyasiler vatandaşı ne zaman dinleyeceklerini ve ne zaman liderlik edeceklerini iyi bilmeliler
Geldiğimiz noktada toplumun siyasetten çok sayıda talebi olduğu
- Asgari ücrete zam yapılması
- Emekli Aylıklarına zam yapılması
- Kamu hizmetlerine enflasyonun üzerinde zam yapılmaması ya da hiç yapılmaması
Bu taleplerin elbette bütçeye yükü var bir de siyasi faturası var. Diğer taraftan ihracatçının döviz kurları ile ilgili sıkıntıları, tüccar ve esnafın kaynak sorunu var. Bunların da bir bedeli var, ayrıca siyasi faturası var. Siyaset az sayıdaki firma sahibinin istediğini yaparken kendine oy veren kitleleri göz ardı edemez. Dolayısıyla kitleyi oluşturan en büyük parçaların taleplerini dikkate almaya dikkat eder. Bu arada şartlar ne olursa olsun ayakta kalabilmeyi başaranlara fazla dokunmaz.
Tüm şikâyet ve dilekleri değerlendirirken, kendi taleplerini de iletir. Mesela şu an Anayasa değişikliği talebi var. Ancak, kitlelerin böyle bir talebi yok. Toplum öncelikle ekonomik şartların düzelmesini istiyor. Bu durumda siyaset mecburen toplumla müzakereye başlayacaktır. Çeşitli kesimlere "talepleriniz bende, yapacak iradem var ama bunun bir faturası var, karşılıklı olarak anlaşalım" mesajını verecektir. Zaten vermeye başladı bile. Anayasa Mahkemesi’nin kararları öyle ya da böyle bir Anayasa değişikliği için gerekli ortamı yarattı. Ancak, kapsamlı bir değişiklik için sivil toplum ve siyasetin hareketlendirilmesi gerekiyor.
Piyasa bunun kokusunu hemen aldığı için, bu müzakerenin uzun ve yıpratıcı olacağını düşünerek satış yönüne geçti. Dövizin yükselmesi ve borsanın düşmesinden anlıyoruz. Önümüzdeki günlerde adaletten AB meselesine, terörle mücadeleden sınır güvenliğine, bürokrasiden devlet yönetimine kadar birçok konuda siyasetin her cephesinden "değişim çağrıları" başlayacak gibi gözüküyor.
Tüm bunların sonunda, bugüne kadar olduğu gibi, ne iktidarın ne de toplumun istekleri tam olarak yerine getirilmeyecek. Bu sebeple "siyaset kusursuz tasarımlar sunmaz" demiş McConnell. Bir yasanın çıkış macerası ve son hali arasındaki fark bazen gözden kaçar ancak hepsi "uzun hikâyelerin" birikimiyle oluşur. Bakalım siyaset ve toplum arasındaki bu müzakerelerden ne sonuç çıkacak?