“Mutlak yoksulluğu” yenmiş bir büyük ülkenin dersleri
Sözü Çin’den açmışken sabırlarınıza sığınarak gözlemlerimi paylaşmayı sürdürmek istiyorum. Çin Komünist Partisi (ÇKP) geçen yıl 100’üncü kuruluş yılını kutlamıştı. Partinin 20’nci Ulusal Kongresi 16-22 Ekim tarihleri arasında yapıldı. Genel Sekreter ve Devlet Başkanı Xi Jinping’in kongreye sunduğu raporu ve sonrasındaki kamuoyu önünde yapılan açık tartışmaları kapasite sınırlarım içinde izlemeye çalıştım.
Çin Komünist Partisi’nin 96 milyon üyesini temsil eden 2 bin 296 delegenin katıldığı toplantının önemli özelliği, çağımızda hâkim anlayışlardan farklı yol ve yöntemler izleyerek kalkınma hikâyesi yaratmış olan, coğrafyası kadar tarihiyle de büyük ülkenin “uyanışının” ulaştığı sonuçları izleme ve gözleme fırsatları yaratmasıydı.
Ulusal Gelişme ve Reform Komitesi’nin yaptığı bilgilendirme toplantında Zhao Chenxin’in yeni hedeflerle ilgili bilgilendirmede;
- Kurumların kendi içlerine dönük reformların etkin gelişme yollarından biri olduğunu; ÇKP’nin gelecek yıllardaki hedeflere ulaşmak için “içe dönük reform sürecini” hızlandıracağını,
- Sadece “içe dönük” değil, “küresel odaklı gelişme” yaratmak için de yeni yapılar oluşturulacağını, “çözümler” üretileceğini,
- Yurtiçi ve yurtdışı açılımlarda “kalite-odaklı gelişmeye” öncelik verileceğini,
- Ülkenin görece geri kalmış yörelerinde “pilot alanlar” belirlenerek; o alanlardaki deneyim ve birikimlerin diğer bölgelere taşınacağını,
- Kaynakları “etkin koordinasyonla” değerlendirilerek, gelişmelerin hızlandırılacağını ve ülke ölçeğinde yaygınlaştırılacağını,
- Değişim ve dönüşümlere “sistematik uyum sağlamanın mekanizmalarının” işletileceğini; gelişmenin hızlandırılmasının araçları olarak kullanılacağını,
- Ekonomide “kapsayıcılığı” genişleten ve “istikrarı” pekiştiren önlemler alınacağını,
- “Yabancı yatırımların” önündeki engellerin kaldırılacağını geride bıraktığımız yılın Ağustos ayına kadar yüzde 16,4 büyüyen yabancı yatırımların hızlandırılması için gerekli kolaylaştırıcı düzenlemelerin yapılacağını,
- Öncelikli hedeflerinin “ülke güvenliği” olduğunu; bu konuda taviz verilmeyeceğini,
- Çine özgü sosyalizme ve “sosyalist toplumun yüceltilmesi” hedeflerine ilerleneceğini,
- Çin’in “mutlak yoksulluğu” aşan başarılarının sürdürüleceğini “ortalama refahın üstünde bir toplum” yaratılmasının temel hedefleri olduğunu,
- “Bilim, teknoloji, Ar-Ge, tasarım ve inovasyon” alanlarında uyumun gerektirdiklerinin yerine getirileceğini, paylaştı.
Ulusal Gelişme ve Reform Komitesi’nin üyesi Cong Liand daha güncel sorunlarla ilgili soruları yanıtladı:
- “Gıda güvenliği”nin, Çin’in “ulusal güvenliğinin” bir parçası olduğunu,
- Tarımsal alanda, “toprakların korunması ve sürdürülebilirlik” konularının temel öncelik olduğunu,
- Gıda alanında “atıkların azaltılması ve ileri düzey gelişme” yaratılmasını hedeflendiğini,
- Ulusal kaynakların ve gerekli kurumların “işlevselleştirileceğini”,
- Yetersiz kalan “altyapıların” tamamlanacağını belirterek, gelecek yılların hedefleriyle ilgili angajmanlarını sıraladı.
Komitenin bir başka üyesi Ren Jendong’da medyadan gelen soruları cevaplarken daha çok “niteliksel gelişme alanlarına” vurgu yaptı:
- Geleceği inşa etmek için her alanda “işbirlikleri” yapılacağını,
- Enerji kaynaklarının “çeşitlendirilmesine” odaklanacaklarını,
- Geleneksel enerji kaynaklarının konsolidasyonuna önem vereceklerini ve “temiz enerjiye geçişi” hızlandıracak önlemlerin alınacağını,
- Enerji alanında “geliştirme” ve “dönüşümlerin” özendirileceğini; kömür tüketiminde yüzde 12 düşüş sağlandığını, toplamda da yüzde 56’ya gerilediğini, anlattı.
“Mutlak yoksulluğu” yenmiş büyük bir ülkenin yönetimindeki en üst organda yapılan tartışmaların “öğretici” fırsatları vardır… Eğer sağlıklı bir gelecek inşa etmek istiyorsak; Çin’de olup bitenleri fetiş haline getirmeden, eleştirel aklın süzgecinden geçirerek yakından izlemeliyiz. Çıkardığımız dersleri de kendi geleceğimizi güven altına almak için kullanmalıyız…