Müteahhitler canlı taklidi yapıyor
Taahhüt dünyasında Çin’den sonra ikinci durumdaki Türk müteahhitleri, içeride ve dışarıda zor zamanlar yaşıyor. Yabancı müteahhitlik alanında %40 daha az ihale alırken, gelirleri %20 azaldı. İçeride ise gayrimenkul sektöründeki durgunluk kirpi sendromu oluşturdu.
İçerideki durgunluk yüzünden dışa açılanlar olduğu gibi borcunu çevirmek için sabreden ve işlerin yeniden açılacağı zamana dek ayakta kalmaya gayret edenler var. Bir müteahhidimiz, bu durumu; “canlı taklidi yapıyoruz” diye özetliyor.
Ölü taklidi, saldırı altında iken hayatta kalma stratejilerinden bilinenidir. Canlı taklidi nasıl bir şeydir? Müteahhidimiz cevaplıyor; “2 yıldır yaprak kıpırdamıyor, şu anda yaptıklarımız 3 sene öncesinin işleri… Fiyatlar geri geldi, maliyetler arttı ve borçlar beklemede…”
Borçların beklediği yer; bankalar… Çoğu son 2 yıldır kredi taksiti ve faiz ödeyemedi. Bir bakıma bankalar, müteahhitlerin borçlarını yüzdürüyor. Ekspertiz değerinin yarısına dahi satış yok. Taahhütler dâhil hiç kimse kamudan para alamıyor. Bu durumda canlı taklidi yaparak oyunda kalmaya, defnedilmemeye gayret ediyorlar.
Sektör STK’ları sorunlarını söyleyemiyor ama söyleniyor. Görünen o ki mevcut sistemi sürdürmenin imkânı kalmadı. Müteahhitliğin tanımından gayrimenkul sektörünün dinamiklerine dek her şeyin sil baştan düşünülmesi gerekiyor.
NOT
HERKESİN İÇİNDE GRİZU PATLAMASI VAR
Sorunları konuşamazsan ne olur? Eskiler bunu, “yüreğim şişti” diye anlatırdı. Ortalık, söyleyemediğini susanlarla dolu… Herkesin içinde gaz birikti. Bu da pek çoğunun grizu patlamasıyla kendine zarar verme riskini barındırıyor.
Sorunları konuşamazsan, onları çözemezsin. Konuşamıyorsun ve çözemiyorsun. Bırakıp gitmek? O kadar kolay değil. Yığınca tecrübe, onca çalışan, makine parkı ve iş bağlantısı… Sorum şu; gitmek mi zor kalmak mı zor?