Moody’s Teyze bana pozitif dedi, n’yleyim?
Aldırma geç derdim de aldırıyoruz. Biz kimler miyiz? En ufak olumlu habere kulağı susamışlar… Enflasyonun bir gün ineceğine dair umut besleyenler… Ortodoks politikaların seçim sonrası heterodoksa dönüşmemesine dua edenler… Veri ekranlarından yeşil renk görmeyi umut edenler…
İyi de Moody’s Teyze ne dedi ki? Dediği şu; “senin yatırım yapılamazlar liginin 6’ncı sırasında olan notunu, durağandan pozitife çevirdim. Hal ve gidişin iyi ama daha gidecek çok uzun yolun var.” Peki, biz neden bu kadar “sevindirik” olduk? Aslında hal ve gidişimizi yeterince iyi bulmadığımızdan…
BİR ÇÖP KOVASINDAN DİĞERİNE…
Moody’s, kürenin ünlü kredi derecelendirme kuruluşlarından biri… Kendisi 2001 krizimizi tetikleyen… Kredi notumuzu 6 puan birden kırarak ülkeyi, Cumhuriyet tarihimizin en büyük krizine gömmüş, mevcut koalisyonu yıkarak şimdiki Ak Parti iktidarının işbaşına gelmesinin zeminini inşa etmişti.
Onunla birlikte anılan sıfırcı hoca Standard and Poor’s (S&P) ve bize biraz daha sevimli gelen Fitch, şu sıralar ağız birliği etmişçesine, not arttırmasalar da görünümümüzü pozitife çevirme ihtiyacındalar. Aslında yatırım yapılabilirliğin en alt düzeyine varmak için “yıllar gerekir” demeyi de ihmal etmeden…
İKİ SORU İKİ CEVAP
Borsa’yı etkiler mi?
Eh, birkaç gün olumlu etkisi olur, sonra borsa kendi yatağında akmayı sürdürür. Burada sorun Moody’s’i bizim fazlaca ciddiye almamız ve beklentileri manipüle etmemiz… Hatta yandaş medya “not artmazsa yüzüme tükürün” diyenlerle dolu. Oysa yapılan zaten çöp olan notumuzun, “plastik” kovadan “ev atıkları” kovasına çekilmesi ve biraz gaz verip “pozitif görünüm” kazandırmasıdır.
Dolar, altın ne olur?
Onların istikbalini Moody’s Teyze veya diğer notçular değil, enflasyonun bizzat kendisi belirler. Ancak illa ki bir “dış etken” arıyorsan, CDS’i gündeme getirebilirim. Zira kredi risk puanı, ekonomi aktörlerinin ve yabancı fonların hareketinde daha fazla etken bir faktör… Altına gelince, zaten ons üzerinden başı dolara bağlı ve bu yılın artan jeopolitik riskler sebebiyle altının cazibe kazandığı düşünülürse, kim takar Moody’s’i… Biliyoruz ki eğer bu yönetim seçimden sonra değiştirilmez ise dolar, enflasyon kıyılarında yüzdürülecek.
NOT
ELİN NOTUNA HAPSEDİLMİŞ UMUTLAR
Aslında kredi derecelendirme kuruluşları son çeyrek yüzyıldır itibar kaybında… Kendi ülkelerindeki krizleri göremediler, AAA diye en yüksek notu verdikleri kuruluşların batışlarına dair hiçbir uyarıda bulunmadılar. Öyle ki 2008 Eylül’ünde ABD’de baş gösteren Mortgage neşetli kriz yüzünden S&P’nin CEO’su tutuklanmış, yargılanmıştı.
Kaldı ki yatırım yapılabilir notumuz olmadan da Türkiye yabancı yatırım çekmeye devam etmiştir. Yalnızca itfaiyeci, emekli gibi büyük ABD fonlarını çekememişizdir. Zira onlar 2 bağımsız kredi derecelendirme kurumundan “yatırım yapılabilir” notu olmadan bir ülkeye gitmeyen fonlar…
Benim dikkat çekmek istediğim şudur; Moody’s notu umuduna kendini hapsedenlerimizin körlüğü… CDS’i aşağı çekecek dinamiklere gücü yetmeyenler ya da rasyonele dönüşte hızlanmanın zor olacağını bilenler, “ah şu Moody’s not arttırsa da rahat etsek” gafleti ve kolaycılığındalar. Oysa kim takar Moody’si… Bir insana en büyük kötülük de zaten; “onu bir umudun içine hapsetmek” değil midir?