Metro Türkiye raflarında 200 coğrafi işaretli ürünümüze destek veriyor

Fatoş KARAHASAN
Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

1964 yılında Almanya’da kurulan ve bugün 30’dan fazla ülkede hizmet veren uluslararası perakende şirketi Metro, 1990 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. 20 şehirdeki 35 mağazasıyla 4 bine yakın çalışana istihdam sağlıyor. 

Metro Türkiye, et, balık, bal ve meyve sebze izlenebilirliği; sürdürülebilir hayvancılık; balıkçılık; kafessiz tavuk yumurtası; gıda atığı; coğrafi işaretli ürünler gibi başlıklarla projeler geliştiriyor. 

Türk mutfağını korumak, geleceğe taşımak ve şefleriyle birlikte dünyada hak ettiği yere gelmesini sağlamak amacıyla 2012’de başlattığı “Coğrafi İşaretli Ürünler” projesi kapsamında kamuoyunda farkındalık yaratmak için de çalışmalar yapıyor 

Kırsal kalkınmaya destek amacıyla kooperatiflerle, küçük üreticilerle ve kadın girişimcilerle çalışmaya özen gösteriyor. 50’ye yakını kadın girişimci ve kadın kooperatifi olan 800’den fazla üretici ve üretici örgütüyle işbirliği yapıyor.

Mardin Kızıltepe’nin Kırmızı Mercimeğine alım garantisi

Türkiye’de hâlihazırda Coğrafi İşaret tescili almış 1.590 ürün mevcut. 631 aday ürün de beklemede. Avrupa ülkelerinin tümünde toplam coğrafi işaret tescilli ürün sayısı 3 bin 500 iken, Türkiye’de 2 bin 500 – 3 bin civarında coğrafi işaret tescili alma potansiyeline sahip ürün bulunuyor. 

Metro Türkiye Urla Sakız Enginarı’ndan Karacaağaç Pirinci’ne, Finike portakalından Zile pekmezine, Taşköprü sarımsağından Bursa bıçağına kadar sezonuna bağlı olarak 200’den fazla gıda ve gıda dışı Coğrafi İşaret tescilli ve aday ürünü raflarında sunuyor. Ayrıca bu ürünleri ihraç ederek Türk mutfağının tanıtımına destek oluyor 2019-2023 yılları arasında 40 bin ton ürün ihraç eden kuruluş, 36 milyon Euro’yu aşan bir dış satım hacim yarattı

Metro Türkiye, Şef Murat Deniz Temel iş birliğinde devam eden “Yerelin İzinde” projesiyle coğrafi işaretli ürünlerin bilinirliğini ve mutfaklarda kullanımını artırmayı hedeflerken yerli üreticiyi de destekliyor.  

Metro Türkiye’nin verimli topraklarıyla yüzyıllardır bakliyat ve tahıl yetiştirme merkezi olan Mardin’in Kızıltepe bölgesinin mercimeğine destek veriyor. Bu yıl 1.500 ton Kızıltepe mercimeği alacağını açıklayarak, üreticiye alım garantisi vermiş oldu. 

Geçtiğimiz günlerde Kızıltepe’deki mercimek hasadı günlerinde Mardin’e gittik. Rengini bölgenin güneşinden ve lezzetini Mardin’in topraklarından alan Coğrafi İşaret tescilli Kızıltepe Kırmızı Mercimeği’nin hikâyesine tanık olduk. 

Kızıl Mercimek coğrafi işaret logosu ve ismiyle satışta

Metro Türkiye Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Alkaç, Şef Murat Deniz Temel ile projenin altıncı durağı olarak Mardin’i seçtiklerini, Kızıltepe Kırmızı Mercimeği’nin 2022 yılında Coğrafi İşaret tescili aldığını anlatarak şu bilgiyi paylaştı: 

“Yerelin İzinde projemizle birlikte bu yıl Metro Chef markası altında sunduğumuz ve yıllık bin 500 ton alım yaptığımız kırmızı mercimeği Kızıltepe bölgesinden tedarik edeceğiz. Projenin ana amaçlarından biri olan yerel değerlerimizin restoranlarda ve şef menülerinde daha fazla yer almasıyla birlikte bölgeden gerçekleştireceğimiz alımı 3-4 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye'deki kırmızı mercimek üretiminin yüzde 6’sını karşılayan Mardin’deki üretim kapasitesinin de sağladığımız teşviklerle daha çok artacağına inanıyoruz.” 

‘Sudan Doğan Gelecek’ Projesi ile Sürdürülebilir Balıkçılık yaklaşımı 

Metro Türkiye, sürdürülebilir balıkçılık vizyonu doğrultusunda sektöre öncülük edecek bir yatırım gerçekleştirdi. Muğla’da Akuaponik sistem kullanarak çalışacak olan yeni üretim tesisi, su ürünleriyle bitki yetiştiriciliğini birleştiriyor. 

 ‘Sudan Doğan Gelecek’ adı verilen bu yeni yatırımla levrek ve deniz börülcesi aynı sistem içerisinde üretiliyor. Su kalitesi, sıcaklık ve hastalık yönetimi gibi faktörler üzerinde daha fazla kontrol imkânı sunan sistem, bu sayede sürdürülebilir balıkçılığa katkı sağlarken verimliliği ve ürün kalitesini artırıyor. Sistemle birlikte bir levreğin 14-15 ayı bulan yetişme süresi 9 aya kadar düşüyor. 

Metro Türkiye, bu proje kapsamında 3 önemli iş ortağını bir araya getirmiş oldu. Kapalı devre akuakültür sistemi (RAS) ile tasarlanan yeni ve son teknoloji ürünü tesisin tasarımı ve tedariki için Danimarka merkezli Alpha Aqua ve Türkiye’deki ortakları Nordic ve köklü deneyimiyle ülkemizin önde gelen balık üreticisi HATKO Su Ürünleri ile iş birliği yapıldı 

“Dünyanın En İyi Zeytinyağı” sıralamasında dördüncülük 

Endüstri Mühendisi Bahar Alan’ın yarattığı NovaVera zeytinyağı 2018’den bu yana uluslararası yarışmalarda 300’den fazla Altın Madalya ve ülkenin en iyisi, yarışmanın en iyisi gibi özel ödüller kazandı. Bu ödüller markayı dünya zeytinyağı “liginde” ilk sıraya yerleştirdi. 

Dünyada çok sayıda yerel ve uluslararası zeytinyağı yarışması mevcut. Küresel olarak birincilikler EVOO World Ranking sıralamasıyla belirleniyor. Bu sıralamada dünyadaki tüm önemli yarışmalarda alınan ödüller bir metodolojiye göre puanlandırılıyor ve böylece yılın “En İyi Zeytinyağı” ve yılın “En İyi Zeytinyağı Üreticisi” seçiliyor. NovaVera, bu sıralamaya göre 2022 ve 2023’te ise Dünya 4. sü oldu. Böylece, NovaVera, Türkiye’nin zeytinyağı markaları arasında en yüksek puanı elde eden marka oldu. 

Doğayla uyum içinde olmak ilk ilke

Bahar Alan, 20 yıl kurumsal hayatta çalıştıktan sonra 2017 yılında Ayvalık’ta satın aldığı zeytin bahçesi ile zeytinciliğe adım atmış. Ertesi yıl zeytincilik ve zeytinyağı üretimi konusunda yurtdışında eğitim almış, İtalyan ve Amerikalı danışmanlar ile Ayvalık’taki üretim tesisini hayata geçirmiş…

Novavera zeytinyağları, Ayvalık ve Manisa'daki bahçelerde toplam 1.450 dönüm özel arazide bulunan 50 bin zeytin ağacından toplanan zeytinlerden sıkılarak elde ediliyor. Bahar Alan “Novavera'da doğanın bütünü ile uyum içinde olmak ve var olurken çevreye zarar vermemek esastır.” diyor. Bu yaklaşımla bahçelerinde organik tarım yapıyor, ağaçları damlama sulama yöntemi ile sadece gerektiği kadar suluyor; ilaç kalıntısı olmamasını akredite testlerle güvence altına alıyor. 

Üretimde iki fazlı, çevre dostu sistem kullanıyor. Zeytin hamuruna "su eklemeden" üretim yapıyor, böylece karasu oluşmuyor. Katı haldeki prinayı ise geri dönüşüm tesislerine göndererek bu ürünün yakıt haline getirilmesine katkıda bulunuyor. 

Atıksız, temiz, sürdürülebilir tarımın yanında, yerel farklı ve nadir zeytin çeşitlerini en iyi şekilde işliyor. Bu zeytinlerin kendine özgü lezzet, aroma ve sağlık bileşenlerini koruyarak zeytinyağlarına aktarıyor. 

Ayvalık’ın yüksek polifenollü kalp dostu yağları

Bahar Alan’ın verdiği bilgiye göre, bu yıl dünya çapındaki küresel ısınma kaynaklı nedenlerden dolayı hasat miktarı beklenilenin yarısından az oldu. İklim koşullarından strese giren NovaVera zeytin ağaçları kendilerini korumak için daha yüksek polifenollü yağlar üretmiş. Alan “Bu yıl Ayvalık çeşidi yağlar sağlık bileşenleri (polifenol) açısından çok yüksek. Polifenol miktarı 580’in üzerinde. (Avrupa birliğinde polifenol değeri 250 üzerinde olduğunda kalp sağlığı için yararlıdır şeklinde yayınlanabiliyor. NovaVera’da bu değer 2 katından yüksek.) Hem kalp damar sağlığı hem sinir sistemi için sabahları aç karnına 20 ml kadar zeytinyağı tüketmek çok faydalı” yorumunu yapıyor. 

NovaVera Zeytin Bahçeleri:

Manisa'da 600 metre yükseklikte yetişen Trilye çeşidi zeytinler, gerek ideal yüksekliği, gerek toprak yapısı ve diğer iklim koşulları, gerekse çevresinde yer alan ağaç çeşitliliği nedeni ile yüksek polifenol ve yoğun meyvemsiliğe sahip zeytinyağları vermekte.

TürkGap ve ORSER Organik Tarım Sertifikalarına sahip zeytinlikler, doğaya zarar vermeyen damlama yöntemiyle sadece ihtiyaç duyduğu kadar sulanır.

NovaVera'da Üretim:

 2018 yılından bu yana Ayvalık'ta sadece kendi zeytinleri işleyen NovaVera, ISO 22000, ISO 9000, ISO 14000 ve BRC sertifikalarına sahip tesisinde üretim yapıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar