Metaverse’ün sağladığı bedensiz özgürlük hayatımızı nasıl etkileyecek?
Hayatımız ekranlarla çevrilmiş durumda… Hatırlıyorum, 1990’ların başında TV ekranı yanı sıra bilgisayar ekranı girdi hayatımıza… Derken cep telefonlarının ekranı, oyun cihazları, tabletler, laptoplar ve şimdi de giyilebilir teknolojinin ekranları… Kafamızı nereye çevirsek, bir başka ekran… Cadde, sokak, metro, tünel, mağaza ve şimdi de metaverse’ün “sanal dünyaya erişim” sağlayan ekranları… 1998’de ilk kez Güney Kore’de bilgisayar ekran sayısı, TV ekran sayısını geçtiğinde, Fukuyama’nın meşhur “Tarihin Sonu” kitabını tartışıyorduk. Diyordu ki; “tarih zaten bitmişti, Windows 95 bunun üzerine tüy dikti.” Ortalıkta metaverse yoktu ama farklı bir geleceğin işaretleri vardı.
DİJİTAL UÇURUMLAR SANAL VAROŞLAR
Açlık bitecek, yoksulluk kalkacak, savaşa gerek kalmayacak, dünya barışı enformasyon teknolojileri sayesinde sağlanacak. Zaten Sovyetler Birliği de çökmüş, tek kutuplu dünyada refah artacaktı. Ancak böyle olmadı, dijital uçurumları göremedik. Siber varoşları kestiremedik… Bilgi dağılımı eşitsizliğinin de tetiklediği günümüzde küreselleşme dahi tersine dönmeye başladı. Tam da bu süreçte metaverse; sanal evren ile gerçek dünya arasında bize bir umut kapısı araladı. Şimdi pek çok kurum, şirket, insan; bu kapıdan geçme gayretinde… Bu öyle bir kapı ki, bedenini burada bırakıp oraya geçebiliyorsun. Bu da bize tuhaf bir özgürlük sunuyor; sevdiğini öpemiyorsun ama düşmanından yumruk yeme tehlikesi de yok.
METAVERSE İLE GELEN ÖZGÜRLÜKTEN YORULUR MUYUZ?
Özgürlük, onunla ne yapacağını bilmediğinde, yorulası bir şeydir. Köleliğin yasaklandığı çağda, köle çalıştırmak yasal olarak suç haline gelince, tümü salıverilmişti. İlginç olan; her özgür bırakılan 6 köleden 5’i, geri dönmüşve “ücretli köle” statüsüne razı olmuştu. Onunla ne yapacağını bilmediğinde insanlar, gün gelir özgürlüklerinden de yorulur. Öyle de oldu. Metaverse’ün sunduğu bedensiz özgürlük, benzer kırılımları nasıl yaratır? Şirketler, kurumlar ve şahıslar, bedensiz özgürlükle ne yapacaklarını bilmediklerinde, bundan yorulacaklar mı? Metaverse bir sanal düş mü yoksa hayatın yeni boyutu mu? Tüm bunlar, cevabı aranası sorularımızdır artık… Metaverse’ün hayatımıza girmesi ile birlikte; zaten evirilme aşamasında olan ilişkilerin kalıcı bir şekilde değiştiğini göreceğiz. Nasıl mı? İşletmelerin ve tüketicilerin ürünler, hizmetler ve birbirleriyle etkileşim kurma şeklindeki derinlikten bahsediyorum. Öyle ki şimdi nasıl haberleri Twitter üzerinden takip ediyor, görselleri Instagram ile izliyor, iş hayatımızı Linkedin ile şekillendiriyorsak… Yakında metaverse üzerinden ilişkileri geliştiriyor olacağız.
AKILSIZCA YATIRIMLAR
Mevcut duruma baktığımızda; bugün şirketler, müşteri sadakatini derinleştirmeyi, topluluklarıyla yeni yollarla ilişki kurmayı ve geliri artırmayı hedefleyen yatırım yapıyor. İşte bu tutumla; internetin ilk günlerinde olduğu gibi, muhtemelen çok sayıda spekülasyon, aşırı değerleme ve akılsızca yatırımlar da beraberinde geliyor. Bu teknoloji ile bir sanal gerçeklik (VR) başlığı takabilir dünyanın bir ucundaki fabrikayı ziyaret edip, makinelerini görebilir ve yerel çalışanlarla el sıkışıp masa başından işi kontrol edilebilir hale geleceksiniz. Belki de yakın gelecekte herhangi bir uzantı olmaksızın bedensiz özgürlük ruh haliyle, multiverse (çoklu evrenler) içinde dolaşıyor olacağız.
KULLANCILAR METAVERSE’İ HANGİ AMAÇLA ARIYOR?
Hâlihazırda şirketler meta veri deposunu şu amaçlarla arıyor: Tüketici deneyimini zenginleştirmek, yalnızca meta veri deposunda bulunan sanal ürünleri tanıtmak, müşteriler hakkında yeni veriler toplamak… Fiziksel ve dijital ürün ve hizmetleri pazarlamak, meta veri tabanı ödemelerini ve finansmanını desteklemek… Fakat bu arayış çok çabuk şekil ve amaç değiştirecek. Nereye doğru mu? Onu da haftaya mercek altına alacağım.