Metaverse mi, Matrix mi?
Mustafa MERTCAN
Dof Robotik A.Ş Yön.KB.
ASKON Genel Başkan Yard.
İlk defa 1992 yılında ‘Snow Crash’ isimli bir bilim kurgu romanında geçen ‘metaverse’, gerçek olandan farklı, alternatif bir yaşamın kapılarını bizler için aralıyor.
Esasen, insanoğlu olarak; hayatımızın sadece bir anında dahi, yaşadığımız anın gerçek mi, yoksa bir rüyanın içinde mi olduğumuzu sorgulamışızdır. Bu nedenle; ikinci bir hayat, yani alternatif boyutta bir yaşamı konu alan kitaplar yazıldı, filmler çekildi. Ama bunların arasında Wachoswki kardeşlerin efsane üçlemesi Matrix, bu dünyayı bize ifade eden açık ara en net örnekti.
Peki, geçen ay Mark Zuckerberg’in yaptığı sunumun ardından bir anda herkesin gündemine bomba gibi oturan Metaverse, yani sanal dünyalar fikri, acaba ne kadar yakın ve gerçekçi?
Şunu net olarak ifade edebilirim ki, çok da uzak olmayan bir gelecekte Matrix dünyasının birebir aynısını, üstelik bir uyku haline geçmeden, yani bulunduğumuz ‘gerçek’ ortamdan kopmadan yaşayacağız. Net bir tarih veremem; fakat Moore yasasının hala işlediği varsayımından hareketle, 5 ila 10 yıl içerisinde Zuckerberg’in sunumunda gösterdiği sanal dünyaları yaşamaya başlayabileceğimizi söyleyebilirim.
Eğer; aklımızı yerinden oynatacak duruma, Matrix gibi hangisinin gerçek hangisinin sanal olduğunu idrak edemeyeceğimiz noktaya ne zaman geleceğimizi düşünüyorsanız, uzun yıllar daha beklemelisiniz. Zira teknoloji ne kadar hızlı gelişirse gelişsin, biz, bu ‘yeni’ teknolojileri uygulamaya almak ve hayatımıza entegre etmek için çok hızlı davranmıyoruz. Belki de gerçekten davranmamalıyız.
Bir süredir işlerim gereği Amerika'nın Slikon Vadisi'ndeyim. Buradaki start-up ekosistemini başka yazılarımda sizle paylaşacağım. Şimdi anlatacağım ise tüm bu harika teknoloji, hız gibi konulara ters düşen bir husus.
Slikon Vadisi'ndeki GSM internet hızları inanılmaz düşük seviyelerde. Türkiye dahil dünyanın birçok ülkesinde operatörlerin sağladığı internet hızları buradakinin çok üzerinde. Peki, bunun sebebi iş bilmezlik mi? Zira burası, iddia o ki, dünyadaki teknolojinin tam kalbi, en orta yeri. Sıkıntı ne o zaman? Altyapı arkadaşlar. Silikon Vadisi’ndeki GSM altyapısı kurulduğu zaman ilklerden biriydi ve bu sebeple inanılmaz yatırımlar yapılmıştı. Hiç kimse, bu maliyetli altyapıları kurarken teknolojinin internet ile birlikte bu kadar hızlı gelişeceğini hayal bile edemezdi ve edemedi de. Sonuç: milyarlarca dolara mal olmuş GSM ve 4G altyapılarını her istediğinizde yenileyemiyorsunuz; yatırımın geri dönüşünü beklemek gerekiyor.
Metaverse'deki temel nokta da bu. Dünyayı yerinden oynatacak, insanları Matrix gibi bir sanal dünyanın içine sokup, NFT'leri Bitcoin ile alabilecek alışkanlıklara sahip bir Fortnite nesli var. Ama bunu yapmak için; internet hızı, bulut sistemleri gibi yeterli teknolojik altyapı henüz yok. Fakat Facebook, Intel, Epic Games gibi devasa firmalar bu teknolojiye yatırmak üzere onlarca milyar dolar ayırdıklarını söylüyor. Bunun heyecan verici bir gelişme olduğunu söylemekte fayda var.
Bu ‘sanal dünya’, sadece gezinti maksadıyla kullanacağımız bir boş zaman aktivitesi olmayacak. Metaverse, Elon Musk’ın nörolink gibi teknolojileri ile entegre edildikten sonra insanlar bu evrenlerde, gerçek hayatlarında yaşadıklarının aynılarını deneyimlemeye başlayacak.
Sadece sanal gerçeklik gözlüğü ile değil, aynı zamanda el hareketlerini ve zihinsel aktiviteleri anlayan ve bunları uygulayan giyilebilir teknolojiler sayesinde bu metaverselerin içine girecek, zihnimizin bizi ikna edebildiği her fiziksel aktiviteyi hissedebilir ve yaşayabilir hale geleceğiz.
Bahsettiğim konuların hemen hepsi şimdi kulağa çok uzak geliyor. Fakat bundan yalnızca 50 yıl önce hayatımıza girmiş ve ilk örnekleri odalarca yer kaplayan bilgisayarlar, ilk halinden oldukça uzak ebat, hız ve teknolojilere sahip versiyonları ile bugün cebimize sığacak büyüklükte; fakat bu sefer hayatlarca yer kaplıyor. Konuya bu pencereden bakacak olursak, böyle bir geleceğin muhtemel hızını tahmin etmek daha kolay olacaktır.
Bu arada; yukarıda bahsi geçen bütün teknolojiler hâlihazırda mevcut ve bir yerlerde kullanılıyorken, bu teknolojilerin bir sanal dünyada birleşip bize ulaşmasının ne kadar zaman alacağını varın siz düşünün.