Metaverse: Bir ben vardır bende benden içeru…

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Şu ara çok moda… Eğer sunumunda veya strateji toplantısında metaverse geçmiyorsa, ziyandasın(!) Niye ki? Çünkü herkesin dilinde ve eğer yakanda modernite rozetiyle dolaşacaksan metaverse olmadan olmaz. Peki, nedir bu metaverse? Ne matah bir şeydir? Aslında bu konuda bilimsel ve en kapsamlı bilgiyi arkadaşımız Selenay Yağcı’nın kaleminde aktarmış ve metaverse mimarlarından Dr. Derya Oyan’ın açıklamalarından almıştık.

Dr. Derya Oyan ve ekibi bize Türkiye, Avrupa ve Amerika’da toplam 238 farklı tanımdan söz ediyor. 10 yıla yakın üst düzey şirketlerin, nitelikli hizmet sağlamak ve işleri kolaylaştırmak için kullandığı ileri teknolojilerin parçası diyebiliriz metaverse için…

Misal Nvidia şirketi Omriverse demiş, Microsoft ise Multiverse diyor. Verse tanımı ise şu; gerçek ve sanalın kurguda birleştiği, insanların farklı cihazlar arasında hareket edip iletişim kurduğu dijital dünya. Bizi ilgilendiriyor mu? Evet… Zira fiziki dünyada dahi kendimizi daha farklı evrenlerde, boyutlarda algılayabiliyorsak, metaverse bu ihtiyaca bir cevaptan ibarettir. Zaten pek çok metafizik söylemde (dikkat edin burada bile META kelimesi var) ya da tasavvufta, bizim içimizdeki farklı varoluşlardan söz edilir.

Yunus Emre’ye kulak verelim; “Beni bende demen bende değilem / Bir ben vardır bende, benden içeru…” 800 yıl önceden devam eder; “Süleyman kuş dilin bilür dediler / Süleyman var Süleymandan içeru…” Bu “candan içeru” olma hali; bizi, iki boyutlu pikselden üç boyutlu voksele, gerçek dünyadan sanal evrene, biyolojik bedenden dijital avatara taşıyabiliyor. Elimizdeki teknoloji ile bedenimizi geride bırakarak herhangi bir cihazla sanal dünyaya girebiliyoruz artık. Öyle ki bu dünyadaki her şey sanal olsa da sonuçları gerçek olabiliyor. Bu da bizi ilginç bir özgürlüğe taşıyabiliyor. Misal düşmanımızdan yumruk yeme tehlikemiz yok fakat sevdiğimizi de öpemiyor, kucaklayamıyoruz.

Farklı özgürlük alanında bedenimizin dijital kopyası ya da kopyaları; çoğu kez korkularımız yüzünden şeffaf maskelerle dolaştığımız gerçek dünyadan daha “hakiki” olabiliyor. Bu dünyanın kendine has kurallarındaki temel felsefeyi kavramdan, metaverse’in şimdiden çoğalan haramilerinin kurbanı olmayın derim. Haftaya Metaverse evreninde yalan rüzgarlarını yazacağım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Liyakat mi sadakat mi? 21 Ekim 2024