Mesleğimiz değerdir; lakin
Ayşe Çelikbaş
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Haksız rekabet ve tahsilat başta olmak üzere daha birçok sorunumuz var. Bir de itibarı sorguya muhtaç meslek var ortada.
Geleneksel muhasebecilik anlayışından uzaklaşmalı, mesleğin özü danışmanlık, denetim olmalıdır diyorken; bir grup mali müşavirin asgari ücret tarifesinin altında çalakalem defter tutmasını, meslek yasamızda yasaklanmış olmasına rağmen bazı yeminli mali müşavirlerin defter tutabiliyor olmasını ve merdiven altı tabir edilen ruhsatsız muhasebecilerin varlığını anlamak çok zor. Bu tabloya ilgililerin seyirci kalmasını anlamamız çok daha zor.
Ezber edilmiş müşavir profili değişmeden, mükellefte farkındalık geliştirilmeden ve şu temel sorunlara ve sorulara karşılık bulmadan arzu edilen toplam kaliteye ve değere ulaşamayız.
Bugüne kadar haksız rekabeti önlemek, tahsilat sorununu çözmek için hangi tedbirler alınıp hangi yaptırımlar uygulanmıştır?
Ücretle değil, bilgiyle, uzmanlaşmayla rekabet edilmesi için ne yapılmıştır?
Mesleğe karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunanların ayırt edilmesi için ne yapılmıştır? Kısa günün karı anlayışıyla çok düşük ücretle düşük kalitede hizmet verenleri tespit etmek çok mu zordur?
Bir mali müşavir, yanında kaç kişi çalıştırırsa çalıştırsın bu kadar geniş alana yayılmış şahsi sorumluluğa sahip bir mesleği, kaç müşteri için, ne kadar verimle yerine getirebilir?
Müşteri seçimi yaparken ve ücretini belirlerken kendi bilgi, deneyim ve uzmanlık alanını göz önünde bulundurmak gerekmez mi? Yoksa hiçbir ayrım gözetmeksizin gelişine her talep karşılanmalı mıdır?
Çoğu müşteri için düşük ücret müşavir seçiminde neredeyse tek kıstas. Mükellefin müşavir tercihini neye göre yapması gerekeceği yönünde bilinçli olması için ne yapılmıştır?
Meslek mensuplarının mesleki bilgi ve donanımlarını güçlendirmelerinin yanında mesleki standartlar ve etik değerlere tam uyumu için ne yapılmıştır?
Sürekli kapsamı genişleyen, değişen mevzuatın ve her alandaki dijital dönüşümün hepsi mükellefi ilgilendiriyor; kaç tanesi haberdar veya değişime hazır? Çoğu mükellef hazır değilken tüm yükü mali müşavire yükleyip kenara çekilmek hak mıdır?
Mali tatil, kim için vardır? Resmi tatillere denk gelen her beyan döneminde beyan süresi uzatılsın talebi iletmeye gerek var mıdır?
Mücbir sebep tanımlaması için 30 yıl beklemeye gerek var mıydı? Bu sürede zorluk yaşattıkları kişiler için vicdan muhasebesi yapan oldu mu?
Mali müşavir ne yapsın? Artan iş yükü ve sorumluluğu altında mı ezilsin? Tahsil edemediği ücretin katma değer vergisini mi ödesin? Sen yapmazsan şu yapar denilen türlü türlü becerileri olan o muhteşem muhasebecinin haksız rekabeti ile mi mücadele etsin? İdarenin neredeyse her beyanname döneminde tıkanan sistemine rağmen iş yetiştirmeye mi çalışsın? O konuya bakan memura çoğunlukla ulaşamıyorken kendisi her an her konuya vakıf, 7/24 esaslı performans mı sergilesin?
Bakanlığın, halihazırda çok düşük olan ve enflasyon karşısında da eriyen ücret tarifesi için süresinde güncelleme yayımlamayışını da anlayamıyoruz. Haksız rekabet ve tahsilat sorununa yönelik destek göremiyorken bir de mevzuata ve muhasebeye yönelik mükellefte farkındalık geliştirilememişken makul bir ücret tarifesinin elde dayanak olduğu unutulmamalıdır.
7/24 çalışan robotik sistemin bir parçası olmadığımız, insan olduğumuz unutulmamalı iletilen taleplerimiz son dakika çözüme(!) kavuşturulmamalıdır.
Üst birliğimiz ve meslek odalarımız, seçim kaygısından uzaklaşmalı, sarmal olan sorunlarımızı her seçim döneminde bize anlatmayı ve aynı tekrar vaatleri bir yana bırakıp da ortak akılla Maliye Bakanlığı ile birlikte geliştireceği alternatif formüller ile mesleği hak ettiği yere taşımalıdır.
Sorunlarımız ve sorularımız bu yazının içeriği ile sınırlı mı? Maalesef değil. Daha önce, Muhasebenin Dramı, Parçaları Uyumsuz Yap-Boz Mevzuat, Muhasebe Sisteminin Ekonomiye Etkisi, Yeni Muhasebe Meslek Kanunu İhtiyacı başlıklı ve daha birçok başka yazıda bazı noktalarda da tekrara düşerek ifade etmeye çalıştıklarımız da var, kağıda kaleme sığdıramadıklarımız da...