Merkez’in yol haritası rasyonele vardırır mı?
Ekonomi yönetimi sanki 2 farklı kampa ayrılmış gibi… Bir yandan kurtarıcı umuduyla Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan ikilisi… Diğer yandan ekonomik irtica diyeceğimiz, heterodoksa dönme sevdalıları… Bu çekişmenin işaretinden biri de Şimşek’in “rasyonele dönmekten başka yol kalmamıştır” sözleri…
Merkez’in rasyonele dönüş yolunda bir “yol haritası” var mı? Ağustos’un 24’ündeki PPK kararında, guvernörümüzün cesareti yanı sıra bağımsızlığını test etmekle kalmayacak, piyasa ile politika faizi arasındaki uçurumu kapama yolundaki iddialı beyanlarını samimiyet testinden geçireceğiz.
TEK BAŞINA HARİTA YETMEZ, BAŞLANGIÇ NOKTASI, PUSULA, SAAT DE GEREKİR
Yol haritası önemlidir. Varacağınız hedefe, hangi topoğrafya ile ulaşacağınızı belirler. Ancak harita tek başına yetmez. Yanı sıra 3 farklı parametre gerektirir; 1-Başlangıç noktası, 2-Pusula ve 3-Zaman ölçer. Başlangıç tamam; Ortodoks politikalara dönüş kararı. Ancak pusula hala Beştepe’nin manyetik alanıyla sapma gösteriyor. Zamana gelince… Yeni yönetime tanınan toplumsal kredi hızla tükeniyor.
Peki, Merkez’in yol haritası nedir? Bildiğimiz; Gaye Erkan’ın enflasyon sunumundaki “gerçeğe yaklaştırılmış yakın gelecek tahminleri…” Bu tahminlerin alt kırılımları meçhul. Hal böyle olunca yabancıların TCMB öykülerine kulak kabartıyoruz. Misal BofA; faizi %20’ye ulaşana dek 50-100 baz puan artışlar yapacak ve Nisan’da faizi sabit tutacak.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Merkez’in sözlü iletişimi neden piyasayı rahatlatamıyor?
Cevap; Mevlana’dan gelsin; “bir lafa bakarım laf mı diye… Bir de söyleye bakarım adam mı diye…” Aslında piyasa da öyle yapıyor. Lafa bakıyor, belki hoşuna da gidiyor. Söyleyene bakıyor, o da güven veriyor. O halde sorun nedir? Sorun şudur ki lafla peynir gemisi yürümemektedir. Daha doğrusu bağımsızlığını ispat edememiş Merkez’e, “söylediğini yapma izni verilmiyor” kanaati yüzünden…
Merkez, kendi öyküsünü neden yazamıyor?
Bildik kuraldır; “aslanlar kendi öykülerini yazmadıkça avcıların palavralarını dinlemek zorundadırlar.” Merkez’in çıkıp, piyasaya gürlemesi beklenirken, cılız ses tonu (CB’yi kızdırmayacak), minik serçe adımları (faizde ufak artışlar) yetinmesi, piyasaların TCMB’ye açtığı güven kredisini eritiyor. Merkez’in yönetemediği iletişimi, yabancılar ve piyasa yönetmek zorunda kalıyor.
not
TEK YOL RASYONEL
Tıpkı “tek yol devrim” der gibi oldu ama radikal dönüşümlerin doğası da bunu gerektiriyor. Ekonomiyi uçurumun kenarından döndüren Şimşek ve Erkan, üst yönetimin de onayladığı (daha doğrusu mecbur kaldığı) “rasyonele dönüş” beyanı üzerinden hayli zaman geçti. Görünen; rasyonele dönüşte, az gittik, uz gittik ama ancak bir arpa boyu yol gidebildik.
Eğer makule dönüşten başka yol kalmamışsa, ekonominin dümenini emanet ettiğimiz kadrolara neden hareket özgürlüğü tanımıyoruz? Tek yol rasyonel ise neden yan yollardan heterodoks patikalara sapıyoruz? Şayet rasyonel olacak ise neden irrasyonel (akıl dışı) tutumlar, çelmeler, arkadan vurmalar, bürokratik tümsekler üretiyoruz?
Bırakalım da rasyonele ulaşma yolunda ilerleme gayreti gösterenler; işlerini yapsın. Ey heterodoks sevdalıları, sizin yöntemlerinizi denedik ve kendimizi uçurumun kıyısında bulduk. Ya bir yol bul ki bulabildiğiniz “rasyonelden kopuş” oldu. Ya bir yol aç; “sandık yolu oldu.” Ya da yoldan çekil…