Merkez Bankası’nın adımlarını öngörmek için kehanete gerek yok

Prof.Dr. Burak ARZOVA
Prof.Dr. Burak ARZOVA EKONOMİDE GÖRÜNÜM

Adet olduğu üzere her yeni yılın başlangıcında o yıla ilişkin beklentiler ortaya konulur, ekonominin genel gidişatının ne yönde olabileceğine ilişkin saptamalar yapılır.

Eğer zaman içerisinde değişen şartlara göre revizyona uğramazsa, bu öngörülerin çoğunun yılsonunda tutmadığı görülür. Hele rakamsal olarak nokta atış şeklinde öngörüyü tutturabilmek çok güçtür.

Ancak bu kez öyle olmadı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Aralık ayı enflasyon rakamları ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 2023 yılı sonu için öngördüğü yüzde 65’lik enflasyon hedefinin tuttuğunu hatta gerçekleşen enflasyonun öngörülen enflasyonun bile altında kaldığını gördük.

TÜİK tarafından açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksi’ndeki (TÜFE) değişim 2023 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 2,93, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 64,77 olarak gerçekleşti.

Ekonomistlerin beklentisi yüzde 3,10 olacağı yönündeydi.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından açıklanan Ücretliler Geçinme Endeksi’ndeki değişim 2023 Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 3,54, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 74,88 oldu.  Böylece TÜİK Enflasyonu ile İTO Enflasyonu arasındaki ayrışma yıllık bazda yaklaşık 10 puan olarak gerçekleşti. En büyük ayrışmayı giyim ürünlerinde gördük. Yıl içerisinde bunun sebebini sorduğumuzda cevap alamadığımızı hatırlıyorum.

Şunu bir kere daha hatırlamakta fayda var.

Enflasyonla mücadelede en önemli unsurlardan biri, halkın büyük kısmının açıklanan resmi enflasyon rakamlarına inanması, şüphe duymamasıdır. Fiyatlama davranışını kırmak için bu ‘mutlak şart’tır.

TÜİK enflasyonunu bir kenara bırakırsak eğer geçtiğimiz yılın son iş günü yani 29.Aralık.2023 tarihinde yayımlanan ‘TCMB Para Politikası’ metninin 2024 yılı Para Politikası’nın ne olabileceğini görmemiz açısından önemli bir metin olduğunu söylemek lazım. Yani kehanette bulunmadan, TCMB ne öngörüyor bu metinden görebiliyoruz. Herşey son derece açık. Bu politikayı seviyorum.

Ben kendimce önemli gördüklerimi metinden derlemeye çalıştım. Madde madde gidelim;

1- Merkez Bankası miktarsal sıkılaştırma adımlarına, kullanılan sterilizasyon araçlarının çeşitliliğinin artırılarak devam edileceğini söylüyor bize. 2024 yılında sterilizasyonda yeni araçlar bizi bekliyor.

2- 2024 yılında da yurtdışı kuruluşlarla etkin iletişim devam edecek gözüküyor. Yapılacak sunumlarla para politikası, finansal piyasalar ve bankacılık konularında yatırımcı günleri kapsamında sunumlar gerçekleştirilmeye devam edilecek. Bu yıl yabancı kaynak girişi sağlamak yolunda daha fazla mesai harcanacağını düşünüyorum.

3- Sadeleşme süreci 2024 yılında da devam edecek. Zaten önceki Ekonomi ve Merkez Bankası yönetiminin Türkiye ekonomisine verdiği tahribatı ortadan kaldırmak çok kolay değil. O nedenle sadeleşme adımlarının belki de daha hızlandığı bir yıl olacak 2024.

4- 2024 yılında yabancı para yükümlülükler üzerinden menkul kıymet tesisinin kademeli olarak azaltılmasına devam edileceğini de yine metinden öğreniyoruz. Bu da olumlu olarak düşündüğüm adımlardan biri.

5- Kur Korumalı Mevduat uygulaması 2024 yılında sonlandırılacağını daha önce Bakan Şimşek’in açıklamalarından öğrenmiştik. Merkez Bankası 2024 yılında Türk Lirası mevduatın payının yüzde 50’e yükseltilmesini hedeflemiş. Liralaşma stratejisi altında ülkenin tam dolarize olduğunu bizler çokça ifade etmiştik. Sanırım bu hedef dolarizasyonun varlığının örtülü bir ikrarı gibi.

6 - Kredi kompozisyonunun dezenflasyon sürecini ve makroekonomik dengeleri gözetici bir çerçevede şekillenmesinin sağlanacağını söylüyor bize Merkez Bankası ancak diğer taraftan da seçici kredi politikalarının özellikle yatırım, üretim ve ihracata yönelik faaliyetleri desteleyecek şekilde sürdürüleceğini vaat ediyor. Açıkçası bu konu biraz kafa karıştırıcı. Sanırım yatırım, üretim ve ihracata yönelik faaliyetlerin desteklenmesi hususu hükümet bu üç kelimeyi sevdiği için buraya alınmış. Seçici kredi politikası ile verilen ucuz ve kolay kredinin KOBİ’lerin aslında verimliliğini düşürdüğünü geçen haftaki yazımda tartışmıştım.

7- Merkez Bankası 2024 yılında, hazine borçlanma yapısı ve harcama projeksiyonu ile rezervlerdeki güçlenme eğiliminin devamı ve vadesi henüz gelmemiş̧ TL karşılığı swap işlemleri nedeniyle piyasada dönemsel likidite fazlası oluşabileceğine ilişkin bugünden bize bildirimde bulunuyor.

8- TCMB, Açık Piyasa İşlemleri (APİ) portföy büyüklüğünü, ilave alım seçeneği hariç 2024 yılı için nominal 200 milyar TL olarak belirlemiş. APİ portföyünün yapısı dikkate alınarak TL cinsi kira sertifikası alımlarına öncelik verilmesi yönünde de bir karara varılmış. Bence bu husus önemli.

9- Bankaların TL ve döviz likidite yönetimlerine katkıda bulunmak amacıyla, swap işlemlerine 2024 yılında da devam edileceğini zaten tahmin ediyorduk ama bu kez bunun teyidi Merkez Bankasından geldi. Bununla birlikte, TCMB tarafından gerçekleştirilen swap işlem miktarının kademeli şekilde azaltılmasının planlandığını yeni öğrenmiş olduk.

En önemli ve en tartışılan konuyu Merkez Bankası metnin sonlarına bırakmış. Döviz Kuru Yönetimi konusunda bize mesajı var.

10- Diyor ki Merkez Bankası; ‘….Döviz kurlarının seviyesine ilişkin herhangi bir hedefi gözetmemekte olup, kurların düzeyini ya da yönünü̈ belirleme amacıyla herhangi bir döviz alım ya da satım işlemi yapılmayacaktır….’ Bu taahhüt kıymetli. Ancak bununla birlikte rezerv hesaplamasına yönelik şeffaflık da umarım 2024 yılında geri gelir ve yabancı para hareketlerini takip edebilmek mümkün olur.

11- TCMB’nin 2024 yılında rezerv biriktirme amaçlı olarak TL karşılığında yurt içinde cevherden üretilen altın alımı işlemlerine devam edeceğini ve bununla birlikte, piyasa koşulları çerçevesinde bankalarla lokasyon swap işlemlerinin gerçekleştirilebileceğini de öğreniyoruz.

Ve ihracatçılar da düşünülmüş

12 - 2024 yılında da ihracatçı firmaların finansman koşullarını iyileştirmek ve finansmana erişimlerini desteklemek amacıyla ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinde ilave kolaylaştırıcı adımların atılabileceğinden bahsedilmiş.

Dilerim 2024 yılı enflasyonla mücadeleden ödün verilmediği ve ne pahasına olursa olsun büyüme mantığına geri dönülmediği bir yıl olur. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar