Merkez Bankası şerit değişikliğini yavaşça yapmayı tercih etti

Prof.Dr. Burak ARZOVA
Prof.Dr. Burak ARZOVA EKONOMİDE GÖRÜNÜM

Mehmet Şimşek’in yeni Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanması, hemen ardından Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankasının yeni Başkanı olarak göreve getirilmesi özellikle ekonomide rasyonel politikalara dönüş sinyali olarak algılanmış ve ülkede bir bahar havası esintisine neden olmuştu.

Uzun zaman sonra yeniden TCMB Para Politikası Kararı ve Karar Metni piyasanın heyecanla beklediği ekonomik kararlar bütünü haline geldi. Geçtiğimiz haftadan bu haftaya sarkan adeta bir faiz-toto tahminlerine maruz kaldık.

İçeriden ve dışarıdan faizin artırılacağına kesin gözüyle bakılırken, artırım miktarının ne olacağı konusu çok geniş bir perspektifte yer aldı. Kimi kurumlar %14 ila %18’lik görece daha düşük bir orana faizlerin taşınacağı öngörüsünde bulunurken, özellikle yabancı kurumlar beklenti düzeyini ortalama %25’den açıp %40’lara kadar çıkarmıştı.

Beklenen karar geldi ve politika faizi % 8,5 oranından % 15 çekildi. Makul ama beklentilerin altında bir karar.

Beklenti yönetimi açısından düşük bir oran ancak eğer yabancıların beklediği gibi çok daha yüksek bir faiz artışı yapılsaydı bankaların elindeki menkul kıymet takasını yapmadan yüksek bir faiz artışı tahvil fiyatlarını düşürecekti. Bankalar açısından büyük bir sıkıntı demekti. Böyle bir durum istenmemiş gözüküyor. Öte yandan özellikle vatandaşın kullandığı kredilerin (ihtiyaç kredisi vs.) maliyetini çok artıracaktı. Ekonomi birden bir durgunluğun içine itilecekti. Buna da dikkat edilmiş.

Hızlı bir frenin yaratacağı yan etkiler ki bunun içerisinde en büyük sıkıntı Kur Korumalı Mevduatta biriken mevduat tutarı, KKM’den hızlı ve sert bir çıkışı tetikleyebilirdi. Buradan çıkış dolarize olmuş bir ekonomide mevcut döviz talebini daha da artırabilir ve esas sıkıntılı alan olan döviz likiditesine yönelik sorunu daha da büyütebilirdi. Zaten KKM tek başına büyük bir sorun.

Sert bir faiz artışı akabinde Dolar/TL de sert bir geri çekilme yaşanacak ve bu durum ne ihracatçının ne de turizmcinin hoşuna gidecekti. Gerçi bu durumda TCMB devreye girerek hem denge kuru sağlayabilir hem de döviz rezervini artırabilirdi ancak bu da tercih edilmemiş gözüküyor.

Faizleri tek başına yükselterek içinde bulunulan ekonomik sıkıntıları (enflasyon, kredi aktarım mekanizmasındaki sorunlar, Kur Korumalı Mevduat, vs.) çözmek çok mümkün değil. Bunun yanında hızlıca normalleşme ve serbest piyasa ekonomisi koşullarına geri dönüş gerekiyor.

Bunun olup olamayacağını PPK metninde aradık. Metinde enflasyon kelimesi 10 kez yer almış. Aslan payını enflasyon almış.

Enflasyon beklentilerinin çıpalanmasına için parasal sıkılaştırma sürecinin başlamasına karar verildiği belirtildikten hemen sonra enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirileceği belirtilerek faiz artırımlarının kademeli devam edeceğinin sinyali verilmiş.

Merkez Bankasının, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceği metine eklenerek kararlılık vurgulanmış.

Benim açımdan asıl önemli gözüken husus ‘Serbest Piyasa Mekanizması’nı bozan uygulamalardan mümkün olduğunca çabuk geri adım atılıp atılmayacağı idi.

PPK Metninde buna ilişkin olarak; ‘mevcut mikro- ve makro ihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirecektir. Sadeleşme süreci, etki analizleri yapılarak kademeli olacaktır’ denilmiş.

PPK Metninde enflasyona ve enflasyonla mücadele vurgusu sıklıkla yapılmış olmasına karşılık ben hükümetin birinci önceliğinin enflasyonla mücadele olduğunu hala düşünmüyorum.

Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan isminin tercih edilme sebebinin en öncelikli konu olan ‘Yabancı Kaynak Temini’ olduğunu düşündüm hep.

Hafifçe Ortodoks politikalara geri dönüş sinyali ve her iki ismin de yurt dışı finans çevreleri tarafından tanınırlığının yabancı girişi için yeterli olacağı düşünülüyor olabilir.

Referansım Sayın Cumhurbaşkanının Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilere verdiği mülakat.

Şöyle demişti Sayın Cumhurbaşkanı; Finans sektöründe kaynak arayışlarını devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Bizim bankalar noktasında sıkıntımız yok. Bizim bankacılık sektörümüz zaten güçlüdür. Fakat bütün mesele şimdi finans yönetimini daha güçlü hale getirelim ve finans yönetimini güçlü hale getirmek suretiyle bir defa enflasyondaki düşüşü de daha aşağı indirelim.’

Nitekim faiz kararının açıklanacağı günün arifesinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz beraberinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le birlikte Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiler. Konunun dış kaynak temini olduğuna sanırım kimsenin şüphesi yoktur.

Bundan sonra atılacak adımların hızı, verilen sözlere bağlılık, uygulamada kararlılık ve sözel yönlendirme temel belirleyici unsurlar olacak gibi gözüküyor.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar